hükümetin ekonomi politikasının bir parçası da zabıta ekiplerine alet-edevat konusunda kısıtlama getirmekti. pilot bölge olarak da belli ki başkent seçilmiş. tabi ki değil!
yaklaşık 10-15 gün oluyor akşam haberlerinde izledim, ankara'da zabıta ekipleri işportacılarla karşı karşıya gelmiş. bir zabıta dayı var ki conan'a taş çıkartıyor. vursa bölecek ikiye işportacı dayıyı... inanmış adam, naparsın? ama işleyiş dediğimiz şey böyle olmasa gerektir.
nasıl olmalı bu işler?
efendim zabıta ekipleri ile beraber o anda görevde olan çevik-kuvvet polisleri de ilgili operasyona katılır. herhangi bir aksilik halinde zabıta ekipleri tablayı/tezgahı alırken, ilgili polis memurları da sorun çıkartan vatandaşı kontrol altında tutarlardı. hem de caydırıcı bir hamle olurdu bunu yapmak**.
bir de öğrenciler var olaylar sırasında işportacılarla omuz omuza savaşan... onlar da 1 mayıs 2010 hazırlıklarına şimdiden başlamış marjinal gruplardır. çöp varilleri sistemi de benziyordu zaten tarlabaşı'ndaki 1 mayıs manzaralarına... çok uzatmanın alemi yok böyle taşla, sopayla olacak iş değil. düzen olmalı... ve tabi saygı ama ondan ümidi kestik sayılır artık.