tayyip erdoğan'ın bir gün ormanda dolaşırken yanlışlıkla şirinler köyünü bulması ve şirinler köyünü analiz etmesi neticesinde yaşanacaklardır.
öncelikle sağına soluna bakınır ve şirin köyünde cami olmadığı için şirinlere bağırır: "duyduğuma göre siz komünistmişsiniz, dinsizmişsiniz, ateistmişsiniz doğru mu bu" derdi.
şirinlere; "bu ne ya! hiç nüfusunuz artmıyor" diye çıkışıp şirine'ye de türban takıp en az üç şirin yapması tavsiyesinde bulunurdu.
gözlüklü şirine: "sen sus bakayım ya! her şeye karışıyorsun! burada koskoca reis-i cumhur var!" diyerek çıkışır şirin dede'ye de "bu sakal da ne böyle alevi dedesi gibi, şunu hacı sakalı yap" derdi.
giderayak şirinleri muhtarlarla yapacağı toplantıya çağırır gelmeyip yan çizmeleri durumunda ise köylerinin yerini gargamel'e söylemekle tehdit ederdi.
aradan bir kaç hafta geçtikten sonra ise şirinler, paralel yapıya destek veriyor denilerek içeri tıkılır; geride kalan köyleri de yıkılıp yerine dev rezidans ve avmler yapılırdı.
iyi bir çocuk olmak gerekmiyormuydu bunun için, biz boşuna mı iyi olduk onca zaman?
varsayalım ki girdi ismi akşirin olurdu, ormanda avm inşaatı olabilirdi,şirine bacımızın etek boyu uzardı.
not : elhamdülilllah müslümanım ve hiç bir siyasi görüşüm ve antipatim yok, maksat gırgır.