başka şeyler yazılsa, örneğin; boylu poslu olmak, çok iyi bir hatip olmak, tam bir halkla ilişkiler uzmanı olmak, karizmatik görünmek, esip gürlemek falan denseydi, çok beğeneceğim sıfatlar olacaktı.
lakin yalana, körlüğe, nankörlüğe, körükörüne bağlılığa gıcık oluyorum.
1500 kişilik bir koruma ordusuyla dolaşan, dün sözlediğini bu gün inkar eden, iftiracı, insanları işine geldiği gibi yaftalamaya meraklı, kendisinden olmayanı, kendisine tapmayan herkesi pkk lı ilan eden, yalanı ortaya çıkınca zerre kadar renk vermeyen pişkin bir adama dansöz gibi kıvırmayan demek, tek kelime ile ayıptır ayıp.
dün şerefsiz, ahlaksız, adi, müfteri diyordu, pkk ile görüştüğünü iddia edenlere. ne oldu.
evvelden büyük şeytan ilan ettiği amerika, şer güçler dediği avrupa ile ilişkilere bak. ne oldu.
dün, çevremiz düşman ülkelerden oluşuyor, dostumuz yok diyenlere saydırıyordu, paranoyaklıkla itham ediyordu. ne oldu.
sıfır sorunlu dış politika diye yola çıkmıştı, neredeyse en az üç ülkeyle savaşta gibiyiz. ne oldu.
dün, ekonomimiz motor takmış gidiyordu, bu gün zamlar yapılmazsa yunanistan gibi oluyormuşuz. ne oldu.
dün küfrettikleri, birbirlerine demedikleri lafı, etmedikleri hakareti bırakmayanlara bu gün rozet taktı. ne oldu.
daha evvelini hatırlayanlar bilir. ofer diye bir adam vardı. özelleştirmeden, peşkeş çekilen kurumlardan alacaktı. başbakan birinci gün tanımam dedi, ikinci gün bir kez görmüştüm dedi, gazeteciler delilleri ortaya koyunca üç defa görüştüm, ne olmuş diyerek bizi bizden aldı.
asena niye sahnelere veda etti, sadece özel günlerde çıkıyor. hala merak konusu.
gerçekten gözünden 1 saatliğine de olsa görmek isterdim türkiyeyi ve dünyayı. bi insan dünyaya nasıl bakıyor olabilir de bu şekil hareketlerde bulunur aklım almıyor çünkü. kafasının içinden geçenleri, hislerini de bilmek isterdim. bu şekilde bir devlet yöneticisi kesinlikle araştırmalara konu olmalıdır. bu kadar anormal davranışlar psikolojinin konusu içine girer çünkü. normalin çok dışında söylemler ve hareketler. dahası bu hastalığa yakalanmış milyonlar...
