Birbirlerinin boklarını yufka gibi açan iki üçkağıtçı celebrity'nin ortaya çıkan ürünü karşı tarafa yedirmeye uğraştığı sözüm ona horoz diklenmesi. Bu ülkede iktisadi üçkağıtçılar ile siyasi üçkağıtçıların her daim ittifak içinde bulunduğu gerçeği karşısında kusursuz fırtına estirip malı gani gani götürmenin it dalaşıdır. Yaratılmaya çalışılan illüzyonda tayyeap'in ülke kaynaklarını birilerine peşkeş çekmeyip koruma altına aldığıdır. Oysa bak doğancık dayanamayıp oyunun bütün büyüsünü işin içine çalık grubunu da katarak nasıl da bozdu. Tez vakit yine enseye şaplak göte parmak moduna geçerek sermayeyi makul oranda işçi ve emekçi sınıfının canına okumak adına ustaca paylaşacaklardır.Bundan emin olunuz!
Zorda kalan bir başbakanın, hedef saptırma çabalarından başka birşey değildir.Dikkat edecek olursanız, bunu da yüzüne gözüne bulaştırmıştır..
Şimdi başbakanımız diyor ki; aydın doğan hilton meselesinde bana niye geldiğini açıklasın.. Burda bir dolap döndüğü açık. aydın doğanı yakmaya kararlı başbakanın, bu kozunu bir hafta elinde tutacağını, aydın doğanın kendisi açıklamazsa,başbakanımızın şahsı tarafından açıklayacağını söylemesi de açıklanacak "şeyin" pek iyi "birşey" olmadığının göstergesi. boşuna heyecanlandırmaz bizi başbakanımız.
Bir dolap dönüyor... Ama insanın aklına şöyle bir soru geliyor: Madem böyle bir dolap var, sayın başbakanımızın o dolabın içinde ne işi var? sanırım çıkarlar pek uyuşmadı o ara ki anlaşamadılar.. O sıra anlaşamamış olsalar da öyle böyle yine iyiydi sanki araları..Taa ki "deniz feneri" olayı patlayana kadar.. şimdi bu geçmişte yaşanan olay başbakanın elinde bir koz tabi.. başbakanımız da bu kozu şahane bir şekilde kullanıyor. e kullansın.. birileri "lan bu parti koktu iyice" demek yerine "aha başbakan ayar verdi yine heyoo" dedikçe başbakanımız her türlü sıyrılacaktır bu işlerden nasılsa..
O kadar dürüst ki bayılıyorum..
rte nin hedef saptırmaya calısmasından baska bir sey degildir.
mevzu iddiadan da ote alman mahkemeleri tarafından ortaya cıkarılmıs deniz feneri dernegi yolsuzlugunun ucunun kendisine kadar gelmesidir, dogan medya grubunun bunu mansete tasıması degildir. bu yolsuzluk baglamında aydın dogan ın kirli camasırları ikinci planda kalıyor.rte sadece aydın dogan a yuklenerek
hedef saptırmaya calısıyor.kendi kitlesinin-destekcilerinin sempatisini toplama pesinde.
memlekette hukuk yok ki, olsa coktan "turk adaleti" de sorusturmaya koyulurdu.
alman mahkemeleri turk insanının yedigi kazıgı turk mahkemelerinden daha fazla onemsiyor, sahip cıkıyor.
haksızlıklarla hak(!) sahibi olana; hakedene, hakettiğini a.k.a müstehâkını revâ görme, icrâ etme edimidir. başkaca birşey de değildir ilgili sözlük...
"onlar yazdıkça ben konuşacağım, onlar yazdıkça ben konuşacağım!" diyerek aslında kendi kendine ayar vermiştir. olayın iç yüzünü göstermiştir. ne cesur lan diye övünen akp yandaşlarını da göt etmiştir bir anda rte. yazmayın susayım diyor işte resmen. pardon nerde cesaret?
artık herşey halkın önünde olacak, daha önce verdim ama artık benle çok uğraştınız vermeyeceğim tarzı bir gaf eşliğinde verilmiş ayardır.
zira bu ayar aydın doğan ı pek iyi etkilemese de tayyip erdoğan ı daha kötü etkileyecek gibi çünkü kendisi resmen doğan grubunu kolladığını itiraf ediyor.