her seferinde katılmak istenilen ancak alternatif üretilemediği için katılınamayan protesto çeşidi.
-ne yiyelim taş mı yiyelim?
Bir de gdo var ki intihardır resmen. Sigaranın üstüne öldürür yazıyorlarya e yiyeceklerin üstünede kısırlaştırır, hasta eder, yavaş yavaş sinsice öldürür yazsalar bari....
Ama yazmazlar. Neden? işte bu çok derin bir sorudur. Ticareti yapan, kanunları belirleyen ve kötüler aynı kişiler olunca böyle oluyor.. Anlatınca komplo teorisyeni ilan edileceğiniz için berbat bir durumdur ayrıca...
tavuk üreticilerine, bak paragöz arkadaşım, sen şunu insan sağlığına uygun şartlarda yetiştir demek ve bu işin takipçisi olmak varken tavuk yemeyin, tavuk haklarına riayet edin demekte nesi yahu?! çatır çatır yiyorum, göğüslerimde taş gibi. **
bu yazıyı okuduktan sonra inadına yemeye devam edeceğim bu ne nedir böyle kardeşim dünyanın 1001 türlü derdi varken tavuğa mı sardınız şimdi o yüzden osman baydemirin tabiriyle has... diyorum has..
bilinçli kitleler ancak hayvan zulmünü önleyebilir. alternatifi fazlaca düşünülecek bir et türü değildir. türk halkının en büyük eksikliğinin organize olamamak olduğunu bu tür yanlışları yapanlar da çok iyi bilmektedir. ve kalabalıkların gücünü bilenler de birlikte aldıkları kararın sadık uygulayıcısı olarak yanlışa son verilmesini sağlar. bunun türlü örnekleri mevcuttur.
tavuğun alternatifi olarak balık yenilebilir. büyük şehirlerde yaşamayanlar çok rahatlıkla köy tavuğunu seçebilirler.
ayrıca tavuk yemeyince ölecek hastalığı olmamasına karşın tavuk yiyince hastalığa yakalanıldığı ortadadır.
sağlık açısından gündeme gelmiş bir açıklama. tavukların üretimi, hakları her neyse; ancak doğada yediğimiz her şey zaten bir canlının ölümüne neden oluyor. diyelim ki vejateryen besleniyoruz; peki bitkiler? onlar canlı değil mi?
bu durumda günümüz koşullarında zaten sağlıklı beslenmek çok zor. bir çok kimyasallar, yenilen yiyeceklere karıştırılan koruyucu maddeler, üretiminde kullanılan çeşitli ürünler her şey zararlı.
aslında şöyle doyurucu kapsüller falan olsa; insanlar sadece bu kapsüllerle beslense. ne doğaya zarar vermiş oluruz, ne de nesillerin tükenişine. ancak ne yazık ki bu mümkün değil.
istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar ın açıklamalarını vatan gazetesinde okuduktan sonra yemesi cesaret ve vicdan gerektiren tavuk için sözlükte açılan kampanyadır.
Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye yumurtadan çıkar çıkmaz civcivlere antibiyotik verilmesinin, sonra et bağlayan tavuğun gelişemeyen kemiklerinin elinizin altında kırılışını duymanın vebalini ödemek istemeyen insanın seslenişidir.
insanın hırsına kurban giden, normalde günde bir kere yumurtlayan tavuğun iki üç kere yumurtlaması sağlanan bu zavallı hayvana yapılan zülme dur demek için tavuk yememeye çağırıyorum herkesi.
hem böylece belki son yıllarda atak yapan meme kanserinin de önüne geçilmiş olur.
vicdanın varsa tavuk yeme arkadaş. hem kendi sağlığını hem tavukların hakkını korumak için tavuk yeme!!!!