gelmiş geçmiş en komik türk dizisidir bence.
her bölümü kahkalarla güldürür, haluk bilginer yarıp geçirir. karakterler çok güzel oturmuştur. her biri bir komedidir.
devamı çekilse reyting rekorları kıracağına eminim.
amerikan "the jeffersons" dizisinin uyarlamasıdır. orjinal dizi de çok komikti ve 80'lerde kırıp geçirirdi. ama bu türk uyarlaması orjinalini bile geçmiştir. orjinal dizide zenci beyaz atışması, bu dizide türk yunan çekişmesine bırakmıştır yerini.
ah nerelerden geldi, nerelere bak şimdi.
ah ne çok cefa çekti, ihsan beyle zevcesi.
manzaralı geniş bir kat, biraz huzur biraz rahat.
cepte biraz para taşar.
işte sana tatlı hayat, tatlı hayat, tatlı hayat ahhhh tatlı hayat...
ihsan: nadir bey işte durum bundan ibaret.
oğlu * : baba nadir değil ender.
ihsan: tamam ben ne dedim. *
irfan: Azizim amerikadayim. bundan on yil önce ofiste calisiyoruz.karsimda bi arkadas her kagidi tam üc kere zimbaliyor. ben ise gicik olyuorum. bi kere yapmak varken üc kere zim zim zimbaliyor. efendim ben bir yil dayandim iki yil dayandim en sonunda sinirle kalktim masamdan ve arkadasin basina dikildim.
ihsan: yürü be Irfan kim tutar seni.
irfan: sinirli bi bakis attim ve söyle dedim. "beyefendi niye böyle yapiyorsunuz?"
ihsan: cok sert konuşmuşsun be irfan.
irfan: ama napim efendim cok sinirliydim. *
m: nasıl olmuş şapkam.
ihsan: hani şu afrikalı bi manken vardı siyahi. kimdi o?
m: naomi campbell.
i: hah işte o.
m: çok teşekkür ederim ihsan bey. o kadar güzel olmuş muyum?
i: işte o mankenin afrikada dahil olduğu kabilenin reisine benzedin.
m: ???
tıpkısının aynısı olmasa dahi buna benzer bir diyalog idi.
şuana kadar beni bundan öte güldürebilen bir dizi çıkmamıştır henüz. keşke devam edebilseydi. dünyanın en zıt insanlarıyla o kadar güzel bir çift oluşturmuşlar ki dizide.. orijinaline göre daha başarılıydı her şeyiyle.
The Jeffersons dizisinin Türkiye versionu olup baş rollerini Haluk Bilginer ve Türkan Şoray 'ın paylaştığı ve bir çok başarılı oyuncuyla çekilmiş, çok başarılı bir Türk dizisidir.. Hatta gaza gelinip ihsan yıldırım adında kuru temizlemeci dahi açılmıştır. bkz: http://ihsanyildirim.com/
ayrıca;
(bkz: Buna inanabiliyor musun Sevinç!!)
(bkz: Bu ne vurdumduymazlıktır. Bu ne adamsendeciliktir!)
(bkz: Bu ne ciddiyetsizliktir. Bu ne bir kulağımdan girer öbür kulağımdan çıkarcılıktır!)
irfan'ın yeğeni can, yine davetsiz şekilde ihsan'ın evine gelir, ihsan her zaman olduğu gibi sinirlidir. can'ın ilgisini, orada duran bisiklet çeker. bisikletin ziline dokunarak ihsan'a döner.
can: ihsan amca, bunu bir kere çalabilir miyim?
ihsan: çalamazsın can!!
can: peki iki kere çalabilir miyim?
ihsan bir krizin ortasındadır ve eli ayağı birbirine karışmıştır panikten. o sırada yorgo onu sakinleştirmek, dikkatini başka yöne çekmek için garip bir yönteme başvurur.
yorgo: ... küçük çuf çuf pes etmez, haydi gayret haydi gayret haydi gayret...
ihsan: sus be yorgo sus be yorgo sus be yorgo!!!
haluk bilginer hayranı olarak oturup yirmi dört saat tekrarlarını izleyebileceğim ve her seferinde aynı şekilde kahkahalarla gülebileceğim, süper bir sitcomdur.
yeni bölümleri çekilsede izlesek dedirten dizi. celal kadri kınoğlu'na diyecek hiç bir sözüm yok. müthiş. haluk bilginer ile olan sahneleri yarıyor adeta. bir keresinde ihsan evlilik yıldönümünü unutur ve evin hizmetçisi menekşe bunu hatırlatır o gece kalkıp çiçekçiye gider. eve döndüğünde pantolunu meme uçlarına kadar çekmiş ve kalın bir iple bağlamıştır. meğerse çiçek dükkanına gizlice girmeye çalışan ihsan köpeğe yakalanmıştır.
çok güzel bir komedi dizisidir. ihsan-yorgo, ihsan-menekşe atışmalarıyla kırar geçirir. irfan'ı da unutmamak gerek tabi. ihsan-irfan diyaloglarının yeri de ayrıdır gönlümde.