insana küçük yaşta, avrupa ülkelerini gezme hayali aşılayan bir dönemin efsanesi.
yüzlerce tasom vardı. üzerlerinde de farklı farklı ülkelerin resimleri. o zamanlardan beri merak ederim fransa'yı, avustralya'yı, amerika'yı, almanya'yı...
kendine has bir jübilesi olan bir dönemin efsanesi.
bizim zamanımızda tasolarla oynamayı bırakanlar evlerindeki pencereden tasoları aşağıdaki çocukları atardı ve yeşil sahalara veda ederdi. bunun adı da kapıştırmaydı.
taşıdığım göbeğin temelini atmıştır. param olmadığı zamanlar boş yok olan cipslerden alamaz, ucuz olan cipsleri sıktıra sıktıra taso arardım. bakkala yakalanma durumunda ilk uyarıda elinizi çekmez, devam ederseniz cipsleri mıncıklamaya bakkal amca üstünüze yürüyebilir. neticede taso bir dönemin unutamayacağı şahane bir şeydir efenim.
internet ve bilgisayarın esiri olmayarak son çocukluğunu çocukluk gibi yaşamış biri olarak hem sevindiğim hem üzüldüğüm günleri bana hatırlatan şeydir taso. artık sokakta çocuk göremiyoruz efendim internet yüzünden bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi insanın kendisine kalmış bir düşünce ama bence kötü.
hey gidi günler hey. taso elimde çay tepsisiyle satmaya çalıştığım ve çocuklar tarafından büyük ilgi gören yuvarlak şeydi efendim. çeşit çeşit... kimisi bembeyaz olmuştu yere patlatmaktan.
eski zaman oyuncağı. 25 kuruşluk cipslerde taso var mı diye poşeti mıncıklayıp az aramadık. ayrıca kökmek diye bir ifade vardır ki insanın yüzünde tebessüm uyandırır. şimdilerde bulmak çok güç. olsa da oynasak diye düşündüren oyuncak.
çocukluk yıllarımda sabahtan akşama kadar bıkmadan usanmadan oynadığım ve elde avuçta kalmaması halinde bi tane borç vermesi için arkadaşa başvurduğum yuvarlak cisim.
bir gün şansım dönmüştü ve eve köktüğüm 100 adet tasoyla gitmiştim. o kadar mutluydum ki, öyle büyük bir zafer kazanmış gibi hissediyordum ki anlatamam. ancak evde karşılaştığım manzara benim tüm taso kariyerimin içine sıçmıştı. annem tasoları görüp, ''eğer o tasoları atmazsan seni evlatlıktan reddedicem'' dedi. hemen koştura koştura tasoları millete dağıtıp geldim. annemin tekrar evladı olmuş gibi mutluydum. şimdi annemle konuşuyorum da o yılları, harbiden çok komikti diyor.. ben ise tasolarıma yanıyorum..
çocukken bütün harçlığımı yatırdığım, bir zamanlar aylıkla beraber en büyük eğlencem olan plastik plak.cipsin içinde çıkar.yaşlı dedeler in ''kumar o kumar, atın onları çöpe'' sözlerini dinlemeden oynanırdı.okulda öğretmen gördümü bunları nedense alır, kırar, ve çöpe atardı.dünyamız yıkılırdı o an.sokak sokak gezilir tekrar kökmek suretiyle biriktirilirdi.bir zamanlar fakir ama gururlu bir çocuk vardı edasıyla birikmiş tasolar rakibi tehdit edercesine gösterilirdi.çıt yoktu oynarken.buydu taso.
sözlükte hakettiği kadar rağbet görememiş zımbırtı. uğruna ne kavgalar kopuyordu. hiç bir kız için herhangi bir pokemon un tasosu kadar mücadele ya da kavga edilmemiştir bu topraklarda. ben oynamazdım o ayrı. popüler çocuk kültürlerinden uzak yaşam tarzını benimsemiştim.*
sol frame de görmemle birlikte duygulandığım başlık. inanır mısın bu entry yi yazarken ağlıyorum. bence inanmazsın lan. ben olsam inanmazdım. neyse sokaklarda "üttüm olm seniiii ya da nası üttüm ama ehheh" diye dolaşırdık deli danalar gibi. ha şimdi eşşek kadar oldum halı sahada yendiğim takımın oyuncularına soyunma odasında "siktik olm siziii ya da nası siktik ama ehehe ve hatta olm bidaha biz 7 siz 11 kişi oynayın böle çok pis sikiyoz lan" diye pöykürmüyom mu? evet. ne değişti. ha ne değişti. üttüm yerine siktik geldi çocukluğun o masumiyeti kaçtı. çok hüzünledim şu an. inanırmısın şu an ağlıyorum. bence buna da inanmazsın lan.
misketten sonra bulunmuş en değerli oyuncaktı benim için. hepsinin sezonu vardı. son baharda misket oynanırdı bizim mahallede, yazın taso ve futbolcu kartları. en çok taso sezonu açılınca sevinirdim lan.
(bkz: sabaha kadar taso oynuyoruz zirvesi)
ash ketchum lu tasoya sahipken mahallenin piç veledinin ash e karşı 5 taso dikerim teklifine evet dedikten sonra 4 tasoyu ütmeme rağmen ash i onun almasıyla hüzünlendiğim nesne. gavat sonradan 20 tasoya kadar çıksamda o gıcır gıcır ash tasomu oyuna dahil etmemişti.
sonuç olarak günün sonunda dövmüştüm ibneyi tasomu geri alıp ondan üttüğüm bütün tasoları da geri vermek amaçlı suratına fırlatmıştım. küçükten tatar ramazan dım mına koyum!