tartışma programlarındaki üniversite öğrencileri

entry1 galeri0
    1.
  1. çokca tartışma programına sadece süs olarak çağırılan üniversite öğrencilerini de gördüm, katılımcı olması için gerçek amacına hizmet için çağırılan üniversite öğrencilerini de. bu amaçlara bazen ulaşılamadığını da mesela ntv'de sevgili can dündar'ın sunduğu neden isimli programı ele alalım...

    burada öğrenci arkadaşlar yapımcılar tarafından süs olarak çağrılmış izlenimi veriyor ilk bakışta ama o kadar dolu ve bilgili öğrenciler çağrılıyor ki bu süs amacıyla çağrılan öğrenciler çok zaman hadlerini aşıp (! ) beni aşka getirebiliyorlar sordukları sorular ve konuya yaptıkları katkılarla. süs olarak çağrılmışcasına oradalar sanıyoruz ta ki program başlayınca fakat onlar süs olmadıklarını birikimleriyle kanıtlıyorlar.

    abbas güçlü'nün sunduğu genç bakış'a bakarsak. bu program büyük toplantı salonlarında yapıldığından öğrenci sayısı doğal olarak çok oluyor lakin nerede çokluk orada bokluktan mıdır ? nedir bilemedim ben onu şimdi. bu programdaki arkadaşların en genel sorunu, konuğun söylediği "a kişisi süper insan modelidir" sözünü şiddetle alkışlamalarının akabinde diğer konuğun "a kişisi şerefsizin önde gidenidir" sözünü de şiddetle alkışlamaları...

    slogan atanları da anlamıyor değilim, bununla beraber slogan atmak ani gelişen bir olay olmalı. öğrenci arkadaşa bakıyorum elinde bir kağıt var ve oradan okuyor, bitiyor işte şimdi slogan atacak diyorum ulan onu da kağıttan okuyor. bunu hadi heyecandan unuturum diyerek kendi görüşlerini yazmıştır kağıda diye geçiştirelim bir de takım elbiseyle (bkz: sanki siyasi parti genel başkanı pezevenk) gelip elinde tuttuğu printer'dan çıkmış kağıtlardan okuyup herhangi bir partinin temsilcisi olarak konuşan arkadaşlarımız, bunu artık fikir üretecek yaşa gelmiş insana yakıştıramamakdayım.

    gelelim siyaset meydanı ve sayın kırca'ya (bunu yazdığım anda tv'de bir katılımcı sayın kırca dedi) genç bakış programında bahsettiğim öğrenci tiplerinin aynıları burada da var yine genç bakışla ortak bir başka öğrenci tipi daha var siyaset meydanında onu da burada ifade edeyim.

    bu öğrenci tipi de kendisini ifade edemeyen, kelime duyarlı insan gibi daha önceden duyduğu o konuyla ilgili kelimeleri birleştirip cümle kurmaya çalışan birisi çıkıyor karşıma. ne dediğini anlayamıyorum. aslında üç ya da dört cümlede ifade edeceğini tek cümlede ifade etmek istiyor, hatta şimdi şurada bir smiley patlatsaydım ne güzel olurdu diye de düşünüyor ama olmuyor. ne söylemek istediğini ifade edebiliyor ne de kendisini. örnek bir cümle, "biraz önce ecevit, allah rahmet... meclisten türbanı dışarı çıkarmıştı. yeni bir merve kavakçı vakası istiyoruz mu? "

    bu cümleyi aslında arkadaşımız "biraz önce ekranda gördüğümüz sayın ecevit (bkz: bülent ecevit), bu arada kendisine buradan rahmet dilemek istiyorum... meclis açılış töreninde meclise türbanla giren merve kavakçı'nın meclise böyle giremeyeceğini meclis kürsüsünden ifade etmişti. büyük sorundu bu, şimdi yeni merve kavakçılar mı yaratmak istiyoruz ? " belirtmeliydi. esasen cümle yine mantıksız çünkü söylenmek istenen mantıksız zira ecevit'i haklı görüyor gibi başlıyor sonra haksız bulmuş gibi böyle yaparsak yeni merve kavakçılar çıkar demeye getiriyor.

    anlamıyorum, gerçekten anlamıyorum. ınternet kullanımından mıdır yoksa otu boku kısaltarak yazmaktan` mıdır, okumamaktan mıdır yoksa ülkemizde kendi ifade etmeye gerekmeksizin popüler olan insanların varlığının bilinmesinden dolayı buna gerek duymamaktan mıdır?

    arkadaşınız bir kızdan ötürü "kıza bak taş gibi" dediğinde siz cevap olarak, "o kızı tanıyorum sadece yonjada profil okur, o da bir tek kendi profili" derseniz arkadaşınız size " mal mısın ya sen" tadında bakıyorsa ülkemizde kendini ifade etmesi gerekmeksizin popüler olan insanların varlığının bilinmesinden dolayı, buna gerek duyulmamasındandır. kendini ifade edememenin zenginliği ya da kendi ifade edebilmenin fakirliği.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük