bir insan niye tarih okur ki başka çaresi yoktur da ondan. kardeşim tarih sevdanı anlayabiliyorum ama çevrende kaç tane tarihçi iş bulabilmiş. ama yok ben illa okumak istiyorum diyorsan tavsiye olarak kimse sana birşey söyleyemez. ne desin adam git tarih oku ama 4 yılın sonunda hiçbirşey olacaksın ama birşey olmaz sen artık bir tarihçisin helal sana mı desin.
Osmanlıca öğren, öğrenmekte kalma kendini geliştir. Bunun için arapça ve daha çok farsçaya çalış. Kitap oku ve okuduğun kitaptan zevk al. Akademik kariyer düşünüyorsan ilerde yüksek lisansını genel türk tarihi üzerine yap, çünkü türkiyede ki üniversitelerde yoğun bir kadro açıpı var. Osmanlı ve cumhuriyet arşivlerine gir, belge al oku kendini geliştir. Belge okuma becerini geliştir -mali kaynaklar üzerine-. En önemlisi objektif ol, kimsenin tarafında durarak yorum yapma.
ülkemizde "fen edebiyat fakülteleri" nin işlevi henüz anlaşılmadı. gerek temel bilimler gerek sosyal bilimler dünya çapında bu denli önemliyken ülkemizde salt "iş" için akademik eğitim almak durumunda kalındığından evladım olsa gitmesini tavsiye etmem diyeceğim bölümlere fen-edebiyat fakülteleri ev sahipliği yapıyor.
aslında bu fakülteler bilim insanı yetiştirmek amacıyla açılmıştır ve şurada daha birkaç yıla kadar fen-edebiyat fakültesi kurulmadan üniversite açılamazdı.
ama artık fen-edebiyat fakültesine giden öğrenci birkaç bin tl sayıp "pedagojik formasyon" alıp binlerce atama bekleyen kişinin içinde sadece "yerini" alıyor...hani bilim insan olmak için uğraşayım diyen kalmadı. her fakültede olduğu gibi bu fakültelerde okuyan öğrencilerde slaytlarla, yoğunlaştırılmış ders notlarıyla alanlarında bir kitap dahi okumadan mezun oluyor.
bahsettiğim gibi ülkemizde "iş" bulmak niyetiyle akademik eğitim alınıyor. "bilim insanı" olsan o da çok kolay değil, binlerce aşaması var...ve o aşamalar mezara girene kadar bitmiyor. ve hepsinden öte, karnı doymayan adam bilim yapamaz. formasyon alıp atanacağım diye kendini ona adapte etme. olmama ihtimali var. ve daha ötesi fen-edebiyat fakülteleri öğretmen yetiştirmez...
evladım olsan ya da beni seven sözlerimi dikkate alan biri olsa karşımda bu bölümde ihtisas yapmamasını tavsiye ederdim ona. bir düşün...iki yıllık myo "elektrik" bölümü okusan iş bulursun ve elinde bir sanatın olur; peki ya bölümle ne olacak? bir daha sınava girip yönelebiliyorsan başka alana yönel hele ki yaşın daha 17-18 ise...şu an size hayat "öyle" geliyor ama geçim derdine düşme vakti gelince "öylesine" bir bölüm okudum olmuyor. ne diyeyim kardeşim, yolun açık olsun.
Oku gitsin dediğim tavsiyelerdir. Kim bilir belki birgün tarihte yaşanan ufacık bir olayı okuyup araştırdığında dikkatini çeker ve karşımıza film, kitap vs. olarak çıkar.
babamın yıllardır yaptığı meslek. gerçekten iyi araştırmacıysan ve iyi bir okursan çok iyi yerlere gelebilirsin. evimizde 3 tane kütüphane var ve babama yetmiyor. bu kütüphanelerin de biri sadece osmanlıca üstüne. yani tarih için osmanlıca arapça latince şart.
koç, boğaziçi ve biraz da bilgi üniversitesi öğrencisi değilsen kuvvetle muhtemel oldukça boş bir eğitim hayatın olacak. bundan dolayı da düzgün bir okuma planı, ileride çalışmak istediğin alana ilişkin öğrenilebilecek bir yabancı dil, literatür taraması öğrenmek ön plana çıkıyor.
not kartı gibi şeylerle uğraşmak yerine bilgisayar kullanımını geliştirip bunun için geliştirilmiş programlara hakim olmak.
kronikçi olmak yerine tarihçi olmak, ancak diğer alanlara da belli oranda hakim olmakla mümkündür. şu da unutulmamalı ki türk tarihine dair en kapsamlı ve kaliteli eserler ne yazık ki türk olmayanlar tarafından kaleme alındı ve bu durum bugün de böyle devam ediyor.
türkolojide macar, rus, fransız; sinolojide fransız ve ruslar etkilidir. arkeolojide almanlar; sanat tarihinde fransızlar söz sahibidir.
arif müfid mansel, halil lütfi barkan, halil inalcık, abdülkadir inan, mahmet genç, ethem eldem, ahmet yaşar ocak, yaşar yücel gibi hocalar ise iyi tarihçilerdir. biraz da cemal kafadar ekleyebiliriz bu listeye.
