ulusalcı bünyelerin artık hergün rutin halinde karaladığı gazete...sabah kalk, kahvaltı yap, sözlüğe gir, tarafı karala...! ha, tek bir belge gösterebiliyorlar mı? hayır.
"ılımlı islamcı lan bunlar"
belgen nerede arkadaşım?
"fetocu lan bunlar"
ee, daha sonra cevat?
"pkk'lı lan bunlar"
hadi bea...harbiden mi?
biliyorum, gerçekler acı veriyor bu ulusalcı kesime ama, onlara demokrasi de acı veriyor...!
böyle bir gazeteye ihtiyacımız var kesinlikle.
daha önceden bu konulara açıklık getirmiş ahmet altan. okumak isteyen için;
-------------
"insanın doğru bir yolda ilerleyip ilerlemediğini arada sırada kontrol etmesi gerekir.
başkalarını bilmiyorum ama benim bu konuda bir ölçüm vardır.
eğer tartıştığınız kişiler, yalandan başka bir şey söyleyemiyorlarsa, doğru yoldasınız demektir.
ben size bir iki örnek vereyim.
biz ergenekon çetesiyle ilgili çeşitli belgeler yayınlıyoruz ve bu çetenin bütün bağlantılarının ortaya çıkmasını istiyoruz ya...
bizim bu yaklaşımımıza gelen cevaplar ne?
psikolojik savaş elemanı gibi çalışan gazetecilerin hakkımızda söyledikleri.
bir tanesi, bizim gazetenin zaman gazetesi'nin matbaasında basıldığını söyledi.
basılabilir de, neticede bir yerde bastıracağız bu gazeteyi.
ama söylediği yalandı.
sadece bizim gazetenin künyesine bakması yeterdi gerçeği görmesi için.
orada yazıyor gazetenin hangi matbaada basıldığı.
ama o yalan söylemek istiyordu ve utanmıyordu.
bir tanesi, bu gazetenin sahibinin çocuğunun parasızlık yüzünden kolejden alıp devlet okuluna verdiğini yazdı... hâlbuki gazetenin sahibi iki kardeşin de çocuğu yok.
bir başkası, genç kuşağın en ilgi çekici edebiyatçılarından biri olan, bizim gazetenin yazarlarından leyla ipekçi'nin amerikaya fethullah gülen'in bursuyla gittiğini yazdı.
ipekçi açıklama yaptı.
"hayatımda amerika'ya gitmedim."
yalanı söyleyen utandı mı?
yoo... zaten bu çocukların "görevli" olduklarından kuşkulanmamın nedeni bu inanılmaz arsızlıkları... bu kadar utanmazca davranabilmek için "görevli" olmak gerekiyor bence... ancak özel bir eğitimle insan bütün vicdanını ve utanç duygusunu böylesine kaybedebilir çünkü.
bizim gazetenin "fethullahçılar'dan" para aldığını da ileri sürdüler.
böyle bir para aldığımıza dair "belge" değil, en küçük bir kuşku yaratacak "bağlantı" göstersinler gazeteyi kapatacağız... bunu söyledik.
bizim bu söylediğimize bir cevap verebildiler mi?..
hayır.
yalan söylemeye devam ediyorlar mı?
evet.
niye peki?
yalandan başka sığınacakları bir yer yok çünkü.
geçen gün de ayda 30 milyar maaş aldığımı okudum.
yılda 360 milyar lira ediyor.
bu parayı bir yerde harcıyor ya da biriktiriyor olmalıyım.
benim ayda bu kadar para aldığımı kanıtlayan herkese bu parayı da, bundan sonra kazanacağım bütün paraları da bağışlayacağım.
işte zengin olma fırsatı.
böyle biri çıkacak mı?
hayır.
niye yalan söylüyorlar?
yalan söylemekten başka ne yapabilirler ki?
sadece bu adamlar değil, "sureti haktan" görünen bazı eski dostlar da bizim için "para kaynaklarını açıklasınlar"; diyorlar.
"para kaynağı" bu gazetenin sahipleri... epeyce zorlanıyorlar... bu zor durumda sadece mehmet betil yardım etti, gerekirse de ortak olacak...
başka bir kaynak olduğunu gösterin, gazeteyi kapatalım.
benim söylediklerimin doğru olmadığını gösteren tek bir belge ya da tek bir "işaret" bulun, bir daha gazetecilik yapmayayım.
bu yazdıklarımdan sonra yalanlarından vazgeçecekler mi?
sanmam...
çünkü görevleri yalan söylemek...
ve utanmamak.
şimdi bizi böyle yalanlarla geriletmeyi aklından geçirenlere söyleyeyim.
biz, böyle yalanlarla gerilemeyiz.
bütün hesaplarımız açık.
siz, cesaretiniz yetiyorsa kendi gazetelerinizin ve patronlarınızın hesapları hakkında aynı açıkyüreklilikle yazsanıza...
batırılan bankaların, kendi bankasından kendi şirketine aktarılan paraların, devlet eliyle zenginleşmenin hesabını versenize.
kendi patronlarınızın paraları nerelerden bulduğunu açıklasanıza.
birinizin bile böyle bir yazı yazmaya yüreği yetmez.
patronlarınıza "parayı nerden buldun" diye soramazsınız.
onlar da zaten açıklayamaz.
hadi, bütün gazete patronları hesaplarını açıklasın... biz varız... siz var mısınız?
yetiyor mu cesaretiniz?
o yazıları basan patronlarınızın cesareti yetiyor mu?
cesaretleri yetiyorsa, hodri meydan.
siz yalancısınız...
dürüst tek kelime yazma yeteneğiniz ve gücünüz yok.
şimdi bizimle ilgili yalanlara açıklık getirdiğimize göre...
üç günden beri sorduğum ve bir türlü kimseden cevabını alamadığım soruyu bir daha sorayım.
zamanında susurluk'a karşı çıkan gazetelerle yazarlar şimdi neden ergenekon'u savunuyorlar?
susurluk'un varlığı konusunda onları ikna eden kanıt neydi ki o kanıtı ergenekon için bulamıyorlar?
işte bu soruya cevap veremiyorlar.
bütün bu yalanlar da bu soruya verilemeyen cevabı saklamak için zaten."
Okunup okunmaması ayrı olan, ama 30 yıldır bitmeyen bu terörle ilgili askere hesap soran tek basın kuruluşu olmasını, dincilik, gericilik, bölücülük olarak niteleyen okur yazarların ülkesinde gazetecilik yapmaya çalışan gazete.
dağda pkk'lar ile foto çektiren bir yazar kadrosuna sahip ve zamanında öldürülen pkk'lar ile şehit düşün askerlerimizi aynı kefeye koyan zavallı bir gazate.
en son utanmadan yalan yanlış bilgiler ile, sahte belgeler ile TSK'ya saldıran, kin kusan fethullah'ın finanse ettiği gazetemsi.
vakit'ten sonra yalan, iftira ve kindarlık hususunda yeni boyut açmış kağıt yığınıdır.
"okumamak bazen okuyamamaktan daha iyidir"i bugün farkında olmadan ispatlamış gazete.. millet iftira atıp, gazeteyi karalayım derken olur olmadık herşeyi sıralıyor ya hadi bakalım..
ha duydunuz mu ; roma yı da ahmet altan yakmış.. benzini de etyen mahçupyan tedarik etmiş miş mişşş...
görüntülerin ırak sınırı içinde olduğunu, aktütün'e 25 km uzakta olduğunu, görüntülerin saldırı anında çekilmemiş olduğunu haberin içinde yazmaktadır. habertürk'ün yaptığı taraf'ın hiç yazmadığı şeyleri yazdığını iddia etmek, yazdıklarını da yazmadığını iddia etmek gibi son derece terbiyesiz bi karalama eylemidir. yine de ulusalcılar hala taraf'ın yalan yazdığını iddia etmekten geri kalmayacaklar. ne diyelim, bu sayede artık hiç bi ulusalcının tek lafını bile kaale almamamız gerektiğini öğrenmiş olduk.
(...)
aktütün’ün hemen karşısında, 10 km irak sınırları içinde kalan tepelerde bazı pkk’lı grupların saldırı hazırlıklarını görüntüleyip askeri yetkililere ulaştırdı.
(...)
insansız hava aracı’ndan gelen görüntülerin sağ üst köşesinde araca önceden yüklenmiş koordinatlar belirtiliyor. 5c ve 6c hedeflerinin koordinatları incelendiğinde iki nokta arasında yaklaşık 25 km’lik bir mesafeolduğu görülüyor.
(...)
pkk’lı grup, güneyden gelecek bir çevirme ihtimaline karşı bölgeyi mayınlıyor, mevzi hazırlıyor, havan topu konuşlandırmaya çalışıyor. burası aktütün’e 25 km mesafede.
sınırdan 110 kilometre uzaktan çekilen uydu görüntülerini "teröristler aktütün'e saldırmak için siper kazıyor" diye yayınlayarak medya tarihinin en ahlaksız suçlamasını yapan yalancı, riyakar, ikiyüzlü, dışarıdan güdümlü kağıt müsvettesi. kafası bunu algılayamayacak kadar kıt fikirli ya da cumhutiyet değerlerine olan nefret ve kompleksini bu iftira organın yalan haberlerinin arkasına sığınarak kusmaya çalışan abd'nin ortadoğu planlarına hizmet eden neo- osmanlıcı ve enternasyonalist işbirliğinin sinsi bireyleri olan halk ve devlet düşmanlarına anlayacakları dilden tekrar edelim. aktütütün'e saldırı için siper kazıp mayın döşenmesi olayı olarak gösterilen görüntüler aktütün karakolu'ndan 110 kilometre ötedeki bir olaya ait. biz görmeyeli siper savaşları bir hayli değişmiş anlaşılan. baksanıza 100 kilometre uzaktan keleşlerle siper saldırısı düzenliyor artık pkk. kullandıkları da keleş mermesi değil karadan karaya cruise füzesi mübarek.
bu gerçeğe rağmen bu ahlaksızlığı körü körüne savunmaya savunanlar aklınızı yiyeyim iyi mi sizin. görünüşe göre varlığı bir hayli tartışmalı ama neyse..
kafalarındaki "dinci, fetocu,kürtçü,laik,kemalist, komünist, sosyalist,liberal" vs kalıplarla dünyayı algılayanlarca anlaşılmayacak gazete.. bunca zamandır ya dinci damgası yiyor ya akpli.. oysa ki din sömürücüleri ve akp karşıtı haberlerini görünce dumur oluyor bu ithamcılar.. üstüne ülkem zencilerinin tamamını yani kürtleri, ermenileri, eşcinselleri ve başörtülüleri eşit mesafeli bir yelpazaden kucaklıyor bu gazete ve yazarları.. hepsi daha özgür bir ülke için yazıyor bütün cesaretlerini kalemlerine aktarıp.. çirkefliğe dökmeden yapıyorlar bu işi..
ve taraf tarafsızlığı ile kafa karıştırmaya devam ediyor.. ve dahi edicek!.. yanında olmak isteyenler yarın 14:00'te taraf önünde özgürlük için buluşuyor..
edit: tarafta polisle ilgili eleştiri yazılarının/haberlerinin de yer aldığını iletti arkadaşlar açıklama gereği duydum. belgeden bahsediyoruz. hani bir yerlerden bir şekilde bulunan. yoksa dediklerine göre akepeci de değiller. yazdıklarına rağmen...
taraf olduğu aşikar. ama neye taraf olduklarını anlamıyor insan.
haksızlığa, zulüme, işkenceye, cinayetlere, adaletsizliğe, darbeye, monarşiye... bunları savunan yok zaten.
boşlukta kalan;
tek bir yöne, tek bir kuruma, tek bir güdüme hedeflenmeleri.
yaratılan zenginleri görmezden gelen, çektiği peşkeşleri sallamayan, bu ülkeyi dışarıdaki krize karşı koruyamayan hükümeti yalaması da bir tür yalakalıktır.
darbe sadece postalla olmuyor.
kapitalist sistemin, borç para vermek için uğraşan bankaların, "para olsun da nerden olursa olsun diyen" adamların savunucusu olmak herhangi bir şeye karşı olmak gibi durmuyor.
e şimdi internet sitelerini açtım, anasayfalarında deniz feneri iddianamesi linkleri var.. ki tek yayınlayan gazete de taraf benim bildiğim (edit: kamasutra denedim begenmedim milliyet'in de bu iddianameyi yayınlamış olduğuna dair mesaj attı düzeltelim).
tsk'yı eleştirince dinci diye yaftalamak moda oldu tamam ama şu durumda az biraz absürd oldu yahu..
'ılımlı islam projesi aygıtı olduğu' abukötesi iddiasına ise kargalar bile dübürleriyle gülerler; ah kargalar dile gelse de konuşsa, sevgili ilgili sözlük. şimdi okumadan çamur atan yiğitcanlar bîhaber ki; sağ bir yayın falan değildir; bilâkis demokrat-sosyalist bile sayılabilir bu laf-ı güzâf ehli müfterîlerin fantastik iddialarnın aksine, taraf...
bu güzel topluma fiilen zulüm ve âdilik yapanlara; ve bu pervâsızlıklarını, bu insafsızlıklarını yıllardır yine bu ezdiği topluma 'ahan da bu vatanseverlik ulan' diye yediren zalimlere sağlam ayar veren; zihniyet dönüşümünün başlatıcısı yayın....
tsk'yı değil, kendini tanrı zanneden üstdüzey mensuplarını; bu 'yüce zatların' mehmetçiklerimizin şehit olmalarını hiç de önemsemediklerini ortaya koyan; bu vurdumduymazlıklarını, bu ayıplarını eleştirdiğini dahi anlamaktan âciz gayrıbilimsel neodogmatik zevatın, ki ironiktir; bu acizlikleri onlar için övünç kaynağı, milliyetçi(!) bir duyuş ve duyuş teşkil ediyor, belki peşpeşe beş gün dahi okumadan refleksif biçimde hakaret ettiği gazete.
aptalların küfrettiğine akıl sahipleri sahip çıkar...
belli bir misyon doğrultusunda kurulmuş gazete(!) ve o misyon da düzgün gazetecilik değil. açıkça abd güdümlü ılımlı islam projesinin borazanlığını yapıyor ve bu projeye muhalefet gösterme ihtimali bulunan tüm kişi ve kuruluşlara saldırıyor.
topluma gerçekleri ileten gerçek gazete... varsa milliyetçilik diye bir şey realitede işte onun asilini ve aslını bu ülkede 11 aydır yapan; ezberleri bozup ' iyi gazete' kavramını değiştiren cesur matbuat...