-inanan için kanıt çok inanmayan içinde.
-o yüzden bırakın inanan inaçlarında özgür kalsın inanmayan da yargılanmasın. Bırakın yaradan ile yaradılan arasında kalsın.
ataistlerin, müslümanlığın getirdiği bitakım sorumlulukları görmemek adına uydurdukları safsatalardan ibarettir. hayatları boyunca beyinlerinde dolaşan 'ya varsa' sorusu onları delirtmekte, onlar da sorunun cevabı olarak 'hayır' verebilicek deliller aramaktadırlar. lakin, bulamadıkları gibi, kendileri de 'ya varsa' ihtimali nedeniyle, başlarına gelicekleri çok iyi bildiklerinden korkarak yaşamaktadırlar.
Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal traşı olmak için berbere gider. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başlarlar, değişik konularda konuşurlar. birden Allah ile ilgili konu açılır.
berber- Bak adamım ben senin söylediğin gibi Allah'ın varlığına inanmıyorum
adam- peki neden böyle diyorsun
Berber- Bunu açıklamak çok kolay. lütfen bana söylermisin Allah olsaydı bu kadar çok sorunlu sıkıntılı hasta insan olurmuydu. Terk edilmiş çocuklar olurmuydu. Allah olsaydı bunların hiç birine izin vermezdi.
(Adam bir an durdu ve düşündü gereksiz bir tartışmanın içine girmek istemediği için işi bitince çıktı)
Tam o anda caddede uzun saçlı uzun sakallı birini gördü. Belliki uzun süre traş olmamıştı. Adam berberin dükkanına geri döndü
adam- Biliyormusun ne var bence berber diye bir şey yok
Berber- nasıl olur ben burdayım
Adam- Hayır yok, eğer olsaydı şu gördüğün kişinin saçı sakalı bu kadar uzamazdı.
Berber- iyide berber burada var, adam berbere gelmiyorsa ben ne yapayım ki.
Adam- Kesinlikle doğru!Püf noktası bu, Allah var ve insanlar ona gitmiyorsa bu gitmeyenlerin tercihi. işte dünyada bu kadar çok acı ve kederin olmasının nedeni.
tanrı yok diyen bir adam ile tanrıya inanan bir adam varmış. tanrıya inanmayan adam diğerine:
--"sana bir sürü şey sayarım tanrının olmadığıyla ilgili, işte o zaman sende benim gibi düşünürsün." demiş.
inanan adam:
--"diyelim ki tanrı yok. ama ben tanrının varlığını kabul edip iman ediyorum. her insan ölümü tadacaktır. senin dediğin gibi tanrı yok ise ben birşey kaybetmem, sende kaybetmezsin. ama eğer tanrı varsa ben cennete giderim sen cehenneme gidersin. yani benim yine kaybedeceğim birşey olmaz. yani iman edersen birşey kaybetmez hatta kazanırsın." demiş.
- var oldugunu iddia eden dinlerin insanlik tarihinin yakin zamanlarinda ortaya cikisi, ve din oncesi donem efsaneleri ile paralel hikayeler tasimasi.
- tanrinin neye benzediginin ve taniminin bir toplumdan diger topluma, bir kisiden digerine degisiklik gostermesi.
- kendisine atfedilen dunyanin ve hayatin yaratilma hikayelerinin hic birisinin gercekde tespit edilen durumlarla uyusmamasi.
- var oldugunun kanitlanmasi icin ille birilerinin savunmasina ihtiyac duymasi (kimse savunmasa da gunes parlamaya devam eder, tanri'nin bu sansi yok)
- hic bir bilinen kategoriye girmemesi, tarifinin yapilmamasi (enerji, dalga, madde, yercekimi ya da etkisi olculebilecek her hangi bir guc, nedir?)
- hic bir seyin yoktan var olmamasi var olanin yok edilememesi, "yoktan var olma" nin bir orneginin dahi henuz tespit edilmemis olmasi.
- kendisine atfedilen ahlak ve adalet anlayislarinin carpik, korku temelli, tarafli, ilkel, statukocu ve geri olmasi, hic bir "insanustu" erdem tasimamasi.
- bu sayilanlari yeterli kanit gormeyen takipcilerinin "delil" ortaya duygusal, hislere ve hayal gucune dayanan ve ozunde "ya varsa" dan baska bir dayanagi olmayan tehditlerden ote akla ve mantiga hitap eden hic bir veri ortaya koyamamasi; insani "asagilayarak yuceltme" gibi carpik bir zihniyeti savunmalari, sakin olmayi bilmeyerek ve saldirganlasarak hasta bir ruh hali sergilemeleri, diger insanlara ve onlarin suphelerine karsi vurdumduymaz bir bicimde kulak tikamalari, onlarin aklina hakaret ederek ve aptal yerine koyarak "yok"un ispatini istemeleri; yok'un ispatinin pesinde kosarken bagnazca var olani gormezden gelmeye calismalari; bunlara ek olarak ispat, delil, kanit kavramlari ile ne demek istediklerini; neyi "ispat, delil veya kanit" olarak tanidiklarini, kriterlerini bir turlu aciklamamalari.
(bkz: #4867872)
bu fani dünyaya karışacak olsaydı sizi hayvandan farklı yaratmazdı.size beyin verdi ki ahirette kıçınızı kurtarasınız diye.
herkesi mutlu, zengin, tok, sağlıklı yani dört dörtlük yaratsa idi ne gerek vardı hayvandan farklı olmana?
Var veya yok demek bana düşmez ama şöle bir durum var ne kadar adaletli yada insanlar ne kadar adaletini görüyor hırsızlar çalanlar çırpanlar müslümanım diyipte her haltı yiyenler cuma namazından çıkıpta karıya kıza bakanlar cami'de imam olupta tecavüz edenler başımızdakilerin hamdolsun diyipte 100 milyarlık arabayla gezmeleri sokakta çok şükür diyenlerin yiyecek ekmeği zor bulması yada kapanmak dinen caiz diyenlerin kapanıpta kaş aldırmanın saçı boyatmanın ruj sürmenin günah olduğunu bilipte belli etmeyenlerin gibi gibi peki bunlar nasıl önlenir gariban halk ne yapabilir hiç bişe işte burda allah'ın adaletini görmek geliyor insanın içinden ama bu seferde kıyamet günü diyorlar. peki demezler mi o zaman adama 5000 yıldır ne kıyametmiş kopmadı gitti binbir tür adam geldi hala bu ne sınavı cennet cehennem için diye velhasıl bunların tamamının cevabı lazımdır ama yoktur boşverin en iyisi demekten başka çare de yoktur sanırsam.
tanrı böyle salak insanlar yaratarak da bize var olduğunu kanıtlamıştır aslında, şöyle ki akıllı veya deli dediğimiz kavramların birbirinden ayrılması gerektiğini vurguladığı için...
soyut bir kavramı somut kanıtlarla ispatlanamayağını vurguladığım önerme. metafizik bir kavramının varlığı ve yokluğu asla ispatlanamaz. asla diyorum çünkü gökten bir tanrı inse bile bu onun insanlığın inandığı o soyut mükemmel tanrı olduğunu kanıtlamaz.
Bir üniversite profesörü öğrencilerine şu soruyu sorar;
-Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı?
Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve cevaplar;
-Evet, her şeyi Tanrı yarattı!
Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine evet efendim diye cevaplar.
Profesör devam eder;
-Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış olur ve çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme prensibine göre de Tanrı şeytandır.
Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur.
Profesör ise öğrencilerine bir kez daha Tanrının içindeki kaderin bir efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur.
Bu arada bir öğrenci ayağa kalkar ve;
-Bir soru sorabilir miyim profesör? der.
Profesörde sorabileceğini söyler.
Öğrenci ayağa kalkar ve soğuk var mıdır? diye sorar.
Profesör; Nasıl bir soru bu böyle, tabi ki vardır diye cevaplar. Sen hiç soğuktan üşümedin mi?
Öğrenci;
-Aslında, fizik yasalarına göre soğuk yoktur; yasamda/realitede biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (-460 derece F) sıcaklığın kesin yokluğudur (hiç olmadığı seviyedir). Tüm maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri bozulur ve değişir. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir kelimedir der ve devam eder,
- Profesör, karanlık var mıdır?
Profesör;
-Tabiî ki vardır.
Öğrenci cevaplar;
-Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü karanlık da yoktur. Yasamda/realitede karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız. Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık ışını karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekânın/uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçersiniz! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer/mekân için kullanılan bir kelimedir.
Son olarak öğrenci profesöre gene sorar;
-Efendim şeytan var mıdır?
Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte cevaplar;
-Tabiî ki, açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde onu görürüz. Şeytan/kötülük bir kişinin başka bir kişiye her gün sergilediği insaniyetsizliğinin bir örneğidir. O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey de değildir. Der.
Öğrenci devam eder;
-Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur. Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur. O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi insanin tanrının yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir. Tanrı şeytanı yaratmadı. Şeytan/kötülük insanin tanrısal sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.
her şeyin üstünde olan bir tanrı modeline inanıldığından, bahsi geçen modelin, varlığına kanıt olabilecek tüm şeyleri gizleyebileceği gibi bir gerçek olduğundan, olmayan kanıtlardır. kabız bir tanım oldu fakat basitçe açıklamak gerekirse,
tanrı'nın varlığı için ortaya bazı şeyler atılabilir. varlığını ispatlar ya da ispatlayamaz, bilemem. fakat tanrı, dünyadaki, evrendeki tüm gücün sahibi olduğuna inanılan bir olgudur, oluşumdur. dolayısıyla kendisi her konuda "en"dir. bizdekinden daha fazlası her zaman onda mevcut olabilmektedir. tabi bu abazanlık, kıskançlık falan değil. zeka, güç vb. alanlarda. "yea kıskanmıyo mu ki bu hiç?" falan diyoruz ama bizden akıllı olduğu için ne yapacağına kendisi karar veriyordur o, boşver.
hah bu yüzden, kendisinin varlığına kanıt olabilecek şeyleri "görmesin ibneler" diye gizleyebilir bu yaratıcı. örneğin hiçbir şekilde açıklanamayan bir şey var. bir güce işaret ediyor. bunu sebeplendirir tanrı. ki zeki tanrı modelinin bunu yapması gerekir. benim inandığım tanrı, evrimle getiriyor insanı mesela. hangi tanrı her şeyi yerli yerine dizdikten sonra "hadi beni arayın" der ki?
zaman,pamuk,nem,metal önermenin olmassa olmazları. bu önermede,ilkel beyniyle yaradanı yokettiğini zanneden arkadaşım, bu sayılanları kimin ve nasıl meydana getirdiğini açıklar mı lütfen.
sende, anan ve baban çiftleşmeseydi, varolmuyacaktın. şimdi sen anan ve baban doğru günde ilişkiye girdi diye, kendinimi yaratmış oldun.
lütfen anaokuluna tekrar kayıt ol. hatta baştan doğ dyeceğim ama mümkün değil.
yaradanım akıl, fikir versin.
olmayan şeylerdir. çünkü yokluk kanıtlanamaz. varlık ise, varlığa işaret eden delillerle kanıtlanır.
tanrı vardır diyen kanıt gösterir. yoktur diyen, bütün evreni (bütün ihtimaller evreni, bütün fiziksel ve fizikötesi evren) tek tek incelemedikçe iddiasını kanıtlayamaz.
