okuyunca; kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan, sakin ol şampiyon, bi siktir git çay koy, ne içtiysen aynısından istiyorum ve lessie bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor bakınızlarının hepsini vermek için can attığım saçma başlık. dayanamıyotum birini vereceğim:
zavallı ateistin, en azından gerçeğin ağırlığıyla beraber, gerçeğin özgürlüğünün tadında olacağı kanıtlar.
ama keşke pedofili bir abazan olsaydı, yaşları toplamı 36 olan 4 tane karısı olurdu, cenneti burada yaşardı.
tanrı varsa da, yoksa da, korkudan değil, içinden gelen iyiliği ve ahlakı olan bir insan, ahlaksız bir müslümandan daha çok değer görecektir tanrısı karşısında islam'ın.
Tanrı derken yaratici gücün olmadigini kanitlayacak diye baktim fakat olmadigini düsündügün Allahin varligini ispatlamaktan baska bir sey yapmamis yazar. Yok oldugunu düsündügü bir seye niye kafa yoruyor diye sormak lazim. Sen istedigin kadar inanma, o seni biliyor görüyor, mükafatini! da verecektir. Bir dahaki sefere Yaraticinin olmadigini kanitlayan bir giri yaz da, dogru dürüst bilgilendirme ortami olustur. Dayanaksiz seylerle ugrasmak bos. Sahi sen nasil geldin dünyaya neden geldin? haberin var mi nasil nefes aldigindan?
üniversite zamanında oldukça araştırdığım durum ve benim çıkardığım sonuç şu olmuştur: islam'daki yaratıcı kavramı gerek pagan dinlerinden, gerekse de yahudi ve hristiyanlıktan çok daha geniş kapsamlıdır. aklımda kalan bazı tanımlamalara bakarsak: 1-o doğmamıştır-doğurmamıştır: bu basit gibi gözükmekle birlikte çok derin ve bir yaratıcı için bu sadelikle çok şeyi ifade eden bir tanımdır. 2-o zamanla sınırlı değildir: yani tüm zamanlara, tüm anlara geleceğe de geçmişe de aynı anda bakar. yine hiçbir dinde olmadığı kadar ince bir anlatım. 3-o eksiksizdir: yine güzel ve açıklayıcı bir tanımlama daha. 4- tasavvuftaki her an her yerdedir, her zerrededir anlayışı: yine pagan inanışından çok üstün ve derin bir yaratıcı anlayışı.
bu böyle gider. demem o ki arap paganizmindeki ilah anlayışı ile islamiyetteki yaratıcı, allah kavramları çok çok farklıdır. öyle olduğunu zannetmiyorum ama ola ki arap paganizmindeki ilahlara da allah demiş olsalar dahi, kelime aynı olsa da arkasındaki anlam çok farklıdır. ayrıca bu el-ilah ya da ay tanrısı saçmalıkları benim araştırmalarımdan çıkardığım hristiyanlık propagandasından başka bir şey değildir. avrupalı normal bir hristiyan arapları aynı zenciler gibi düşünüp, afrikalıların totemine karşılık araplar için bu ay tanrısını uydurmuşlardır. belki islamiyet öncesinde ki araplarda ay tanrısı da vardı ama yazılı hiçbir bilgi yok. bu söylenenler hep sonradan ortaya atılmış iddialardır.
bir de islamda çok ciddi, zamanına göre devrim olarak nitelendirilebilecek sosyal hayattaki bazı değişiklikler vardır. örneğin namaz. pagan kültüründe tapınma var ama namaz hiçbir pagan kültüründe yok. araplarınkinde de olduğunu sanmıyorum. diğer önemli bir özellik temizliktir. beş vakit abdest almak, gusül yapmak zorunlu kılınmıştır, çölün ortasında. zekatta yine uygulanması çok zor bir konudur. basit gibi gözükmekle birlikte oldukça zordur bunları topluma kabullendirmek. bir başka zor konuda içkinin yasaklanmasıdır.
islam zamanına göre devrimsel bir değişimdir ve toplumda kendine yer bulmuştur. bunu basit pagan anlayışı ile yapamazdı. haliyle pagan inanışından çok daha fazlasıdır. öyle olmasa bu kadar büyüyemezdi ve yine öyle olmasa kendisinden sonra bir sürü din çıkardı.
bu din mevzularını tartışmak gereksiz ama üniversitede bir dönem kafaya takmış birisi olarak o kadar okumanın bir özetini geçeyim dedim. yoksa bu tartışmalarda sadece pozisyon teyidi oluyor. yani herkes kendi yerini ve pozisyonunu tekrarlıyor. ayrıca din mantık değil son çizgide inanç meselesidir. inanan inanır, inanmayan inanmaz. ateistlerin dinle bu kadar uğraşmaları hayra alamet değil, söylim ben size.
muazzez ilmiye çığ'da buna benzer şeyler söylüyordu, kuran incil ve tevrat ın sümer deki kökeni isimli kitabında. ve fakat nedense yazar nezaket icabı atıfta dahi bulunmamış. ha! olabilir belki yazar kendisi yepyeni bir araştırma yapmıştır ve fikirler kendisinindir. madem öyle. ben sorulara cevap vermek yerine, müddeinin iddiasındaki bilgi eksikliklerine ve dahi hatalarına değinsem yeterlidir. meşhur bir söz var; beni bir sen anladın onda da yanlış anladın diye, işte iddia sahibi de anlamış bir şeyler ama yanlış anlayıp yanlış sıralamış.
öncelikle yaygın bir kanaati, sadece yazarın değil, hemen hemen tüm insanların eksik ve hatalı bildiği bir yanlış kanaati düzeltelim:(#10898170)
1- mekke'li müşrikler pagan anlamında putperest değiller. mekkeli müşrikler allah'ın varlığına inanıyorlar. ve fakat ortakları, oğulları ve kızları olduğuna inanarak inanıyorlar. nitekim bu kur'an'da şu şekilde anlatılır:
"And olsun ki onlara: 'Gökleri ve yeri yaratan, güneşi, ayı buyruğu altında tutan kimdir?' diye sorarsan, şüphesiz 'Allah'tır' derler.Öyleyse niçin döndürülüyorlar?"ankebut suresi 61. ayet meali.
"De ki: 'Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlerin sahibi kimdir? Diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi düzenleyen kimdir?' Onlar: 'Allah'tır! ' diyecekler. 'O halde O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?' de." yunus suresi 31. ayet meali.
hz. peygambere inzal olan vahiy mekke müşriklerine allah'a neden inanmıyorsunuz dememiştir. neden yanında ortaklar ediniyorsunuz demiştir. ve onları bir ve tek olan, doğmamış ve doğrulmamış olan allah'a inanmaya davet etmiştir. ve hatta allah'a isnad ettiğiniz oğullar ve kızlara dair delilleriniz nelerdir eğer doğru sözlü iseniz diyerek açık bir davette bulunmuştur. yani tevhide çağırmıştır. tevhid ise, rububiyette tevhid, uluhiyette tevhid, isim ve sıfatlarda tevhid.(isterseniz bunların tamamını açıklayabilirim. ama konu dışına çıkılacaktır. internette yeterince bilgi var bu konudahttp://www.islam-tr.net/tevhid/11244-tevhid-nedir-kelime-i-tevhid.htmlsitesinde kısa da olsa açıklama okunabilir.)
2- hz. muhammed (s.a.v.) döneminde belli başlı kaynaklarda zikredilen dört tane din vardır.
a)müşriklerin inandığı putperestlik.
b)hz. ibrahim'den bu yana gelen hanif dini.
c)yahudilik.
d)hrıstiyanlık.
hanifler bir olan allah'a inanırlar ve şirk koşmazlardı. ve fakat belirli bir ibadet biçimleri olmadığı gibi mekke'de sayıları bir elin parmaklarını geçmezdi.
yahudiler ve hrıstiyanlara gelince; hz. peygamber(s.a.v.)'in emri ile -arada yaşanan bir takım olaylar ve bölgenin kutsal ilan edilmesinden dolayı- tüm bu dinlere ait insanlar bölge dışına çıkartılmıştır. bakmayın şu an suudların para için oteller yaptırdığına. hicaza müslüman olmayanların girişi yasaklanmıştır. yani yahudi ve hrıstiyanlara ait kalıntı veya eser bulunmamasının nedeni, onların bu bölgeden çıkartılmasıdır.
3-hz. muhammed(s.a.v.)'in babası, peygamber daha doğmadan vefat etmiştir. dini inancının ne olduğuna dair elimizde sahih bir bilgi bulunmamaktadır. müslümanlar peygamberlerini çok sevdikleri için anne ve babasının affedileceği gibi tarihsel geçerliliği olmayan şeylere duygusal yaklaştıklarından ötürü inanırlar. ve fakat bunların bir delili veya senedi yoktur. amcası ebu talip ise müşrik olarak ölmüştür ve cehennemliktir. bu konu peygamberin hidayet veremeyeceği bahsi adı altında, veya daha doğru adlandırma ile hidayetin sadecde allah'ın elinde olduğu bahsinde ciltlerce dolusu kitapta anlatılmıştır. kur'an'da bu konu hakkında "Resulüm! Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; Ancak, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir." kasas 56. ayet meali denilmektedir. yani peygamber amcasına hidayet edememiştir. bu yetki sadece allah'tadır.
4- hz. muhammed(s.a.v.)'in risalet gelmeden önce kırk yıl boyunca hangi dine inandığına dair; hanif dininden olduğuna dair bilgiler vardır. yani şirk koşmamıştır. hrıstiyan ve yahudi olmamıştır. allah'a ve ahirete inanıyordu. ama nasıl ibadet edileceği ve nasıl dua edileceğine dair en küçük bir bilgisi dahi yoktu. bunu kur'an şu şekilde anlatır:
"Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin" şuara suresi 52. ayet meali.
"Seni yanılmış (şaşırmış) bulup doğru yola eriştirmedi mi?" duha suresi 7. ayet meali. bu konunun tafsilatlı olarak tartışıldığı bir diğer yer;http://www.mumsema.com/diger-soru-ve-cevaplar-kategorilerin-disinda-kalanlari-bu-bolume-acalim/146161-hz-muhammed-hasa-puta-tapmismidir-sura-42-52-ve-duha-93-7-aciklamasi-nedir.html adresidir. isteyen geri kalanını oradan takip edebilir. kısaca peygamber risalet gelmeden önce hanif dininden idi. ve fakat malumata dair bilgisi yoktu.
5- alak suresi ile alakalı olarak arkadaşı bilmesi gerekenler şu hususlardır:
a) kuran müstakil bir kitap olarak bir seferde inzal olmamıştır. 23 sene peyderpey nazil olmuştur.
b)tefsir usulüne dair bir kaç bilgi kırıntısına sahip olunsa idi, alak suresi ile alakalı hiç soru sorulmamış olurdu.
c)tefsir usulünde esbab-ı nüzul diye bir husus vardır. ki ayetlerin neden indiğini anlatır. yani ayetler durduk yere değil, yaşanan bir olay neticesinde indiriliyordu. ve eğer bu sebepler bilinmez ise analama her daim hatalı olacaktır.
d)ayetlerin mekki veya medeni olmaları: bir ayet veya sure mekke'de mi indi, yoksa hicretten sonra medine de mi? bu kronolojik açıdan çok önemlidir ve verilen hükmün geçerliliğini belirler.
e) evet bu şıkta yazacaklarım yazarın cehaletine dair: alak suresi komple inmemiştir. yani ilk beş ayet nazil olmuştur. ve bu ilk inen ayetlerdir. ve fakat devamında 6 ila 19. ayetler daha sonra muhtemelen risaletin 3. yılında inmiştir. ki risaletin üçüncü yılında üç vakit olarak namaz farz kılınmıştı. bu konunun anlaşılabilmesi için, "nüzul sebebi, mushaf dizilişi, nüzul sırası" gibi kavramların mutlaka bilinmesi gerekir. yukarda da değindiğimiz gibi kur'an müstakil bir kitap olarak inmemiştir. atıyorum, bakara 15 vahyolunmuş, ardından nisa 89 vahyolunmuştur. sıralama biraz farklıdır. mushaf dizilişi ile nüzul dizilişi/sırası başkadır. ve yine bu konu hakkında daha detaylı bilgiler iki kitapta yer alır. birincisi, tefsir tarihinde, ikincisi tefsir usulünde.
yani iddia edildiği gibi peygamberin namazı bilmesi ayetin ilk inen giriş kısmı ile alakalı değildir. daha sonra inen -3. yıl muhtemelen- 9. ve 10. ayetler geldiğinde namaz zaten bildirilmişti.
6- hac, kurban oruç gibi ibadetlerin bir çoğunu mekkelilerin bilmesi gayetle normal. çünkü mekke'yi kur'an hz. ibrahim'in oğlu hz. ismail'dir. kuran'a göre islam peygamberi ve hz. muhammed'in dedesidir. yani peygamber bu ibadetler ile ilk atasının sünnetini/geleneğini devam ettirmiştir. tabi şirkten arındırılmış hali ile.
gel gelelim yazının ana fikrine: bu iddiaların hepsine birden islam şu şekilde karşı çıkar; ilk insan ile birlikte yeryüzünde ilk var olan din bir ve tek olan allah inancıdır. insanlar çoğaldıkça bu inançta sapmalar meydana gelmiştir. allah'ın bir takım isim ve sıfatları başka varlıklara vermek, o varlıkları yüceltmek sureti ile dalalete düşülmüştür. batılı gözle bu işlem tam tersidir. batılı tarihçiler, ilk önce çok tanrıcılığın var olduğunu ve kimi insanların bu tanrıların tüm özelliklerini tek bir tanrıda toplayarak tek tanrıcılığın icad olunduğunu iddia ederler. ve fakat bu tez inandırıcı değildir. çok olanın birleştirilmesi mümkün değildir. ve fakat bir olanın çoğalma ile bölünmesi ise kaçınılmazdır. işte bu bölünmelerde peygamberler gönderilerek düşülen yanlışlık anlatılmaya çalışılmıştır.
kaldı ki sümer vs. eski dönemlere ait kitabeler yeni yeni toprak altından çıkartılmaktadır. risalet gelene kadar okuma yazma bilmeyen bir peygamberin bunları öğrendiğini iddia etmek gülünç duruma düşmekten başka nedir ki? sallıyorsunuz bari destekli sallayın.
ve yine allah kur'an'da her kavme peygamber gönderdiğini beyan etmektedir. ki eğer sümerler bir kavim/millet/halk/ulus ise onlara da bir peygamber mutlaka gelmiştir. ve o peygamberin getirdiği din tahrif edilerek çok tanrıcılık icad edilmiştir. çok tanrıcılıktan bahsediliyor sümerlerde ve fakat nasıl ortaya çıktığına dair elde tahmin dışında bir veri yok. sadece antropologların bir dişten koskaca şehir hayatını resmetmeleri gibi abuk subuk şeyler. ve bizden bu hurafelere inanmamız bekleniyor.
edit: iddia sahibi diğer entrylerinde muazzez ilmiye çığ'ın adı geçen eserini kaynak olarak kullandığını mesaj yolu ile belirtme nezaketi gösterdi. ben diğer tanımlarını okumadığım için bu tanımın ilk cümlesini bu bilgi doğrultusunda o şekilde yazdım.
ben yazarın anlattıklarına inandım. 15 yıldır hergün 5 vakit namaz kılıyorum hiç düşünemedim bunları. beni aydınlattığın için çok teşekkür ederim. artık inanmıyorum.
öptüm sağol canım.
islam öncesi nedir yahu?
'islam öncesi' diye bir tabir kullanmak mümkün değildir. saçma sapan bir tabirdir. aslı ve esası yoktur. şöyle ki;
ilk insan hz. adem de bir peygamber ve nebi idi.
onun peygamberlik görevini irşadı için allah ona islam'ı seçti ve beğendi. ve ondan sonra gelen tüm peygamberlerin alayı ve ahalisinin vazifesi islam'ı tebliğ etmekti. islam dini hz.muhammed (sav) 'e has özel bir din değildi. allah indinde gerçek din hep islam'dı.
not: islam tarihi veya dinler tarihinden bihaber insancıklar bu konular hakkında lütfen yazmasın.
edit: iş bu entry genel itibariyle -zorunlu olarak- 1. entrye cevap niteliği taşımaktadır. acil olarak yazıldığı için tümüyle eksiktir. haddi aşan cahilce tanımlara en yakın zamanda cevap yazılacaktır.(lambür kümbür kaynaklar, osuruktan teyyereler isnad olmaz evladım.)
peygamber tapınma olabilir korkusuyla resminin dahi gelecek nesillere aktarılmasına müsade etmiyor .ki onun zamanında kabe putlarından arındırılarak esas görevine geri döndürülüyor .
kilise kalıntısı falan bilemeyeceğim fakat 'bu konuda da islamcılarla anlaştık..' şeklinde gidiyorsan o kısımda sorun var işte .tarih bilgim çok sağlamdır kokusu geliyor yazdıklarından ama hz.ibrahim'in tek tanrılı dininin de var olduğunu hadisler söylüyor .ki peygamber senin iddia ettiğin gibi modern putperestlik olarak islam'ı getirecek olsa sürekli hira'ya falan çıkmaz,o putların önüne geçip ibadet ederdi değil mi ?
bir paragraf daha okuyunca hakikaten iyi niyetimi yitirmeye başlıyorum zira babası ve eşrafı putperest yeaa diyerek kestirmeye çalışmış,bir iki kısımda da aynı düşünceyi farklı yollarla kabul ettirmeye çalışmışsın .hz.peygamberin soyunun kimlere dayandığını martin lings'in yazdığı siyerin son sayfasında görebilirsin .ya da her yerde vardır bilmiyorum ben ordan okudum .sanırım okumadığın için bu kadar kesin ifadelerle ve kendinden emin konuşuyorsun .hani burada da şurada da islamcılarla anlaştık diye gidiyordun ? ikidir anlaşamıyorsun bir islamcıyla .demek ki işine geldiğinde onların kaynaklarından onları oturtma yolu,yeri geldiğinde de islami kaynaklarda var olmayan şeyleri laf arasında varmış gibi gösterip kafa bulandırma yolu he ? sonra da ateistlere şöyle böyle diyolar .anasını satayım küfürsüz konuşmanızda bile böyle islami kaynaklarda saçmasapan şeyler yazdığını iddia ettikten sonra bi müslümandan ne bekliyorsun ?
namaskara da ilk maddesinde patladı bu arada .
1- her zaman boş bir mide ile yapın
islam'da böyle bi şey yok .oruçluysan,ezan da okunduysa önce yemeğini yiyeceksin .ki aklın yemekte kalmasın,ve namaza olan konsantreni bozmasın .
diğer maddeler ise her semavi dinin genelgeçer kurallarıdır .hatta kural denmesi bile saçmadır .ibadet yerinin temiz olması,havadar olması,insanların rahat elbiseyle,bilincini tamamen ibadete vermesi gerektiği gibi kaideler .ne yani,bu namaskara denen zırvada bunların olması neyin göstergesi olabilir anlamak cidden zor .bundan sonra namazları pis kıyafetlerle,aklımızda türlü şeyler olarak kılarsak 'ha tamam islam çalıntı değilmiş yıllardır gerçeğe gözlerimi kapatmışım' mı diyeceksin arkadaşım ? nedir senin olayın ?
varolmayan bir şeyin varolmadığının kanıtı olmaz. iddia varlık, var olmaklılık üzerine kuruludur her zaman ve bu durumda varolduğunu iddia edenin bunun kanıtını sunması gerekir. yok olduğu kanıtlamaz bir şeyin. yokolan hiç varolmamış olan bir şeyin yok olduğunun kanıtı olamaz.
öte yandan ilk entry de anlatılan herşey allahın kitabı kurandan alınan bilgilerin yanlışlanması ya da tarihsel olarak çürütülmeye çalışılmasından ibaret ki, tanrı vardır ön kabulü ile hareket ediyor bu durumda.
muhammed bu kitabı kendisi kendisine öğretenlerin yardımları ile yazmıştır. bu yardımları yapanların amacı nedir bilemiyorum zaten o kadar yıldan sonra cidden pek umursamıyorum da, insan gençken çok büyük aksiyonların ardında çok büyük motivasyonlar arıyor. ama size yine de anlatacağım
ben bazı iddiaların bilinerek yapılması taraftarıyım. mesela ilk entry de belirtilen sadece islamda namaz kılındığı iddiası tamamen yanlış. ancak ne kadar acı ki tartışmanın diğer tarafı da bu iddiayı doğru sanarak buna kendi açıklamasını yapıyor. oysa museviler de de namaz vardır. günde 3 kere kılarlar. (çalıştığım iş yerine israilden bir haham gelmişti, ben de adamla ilgileneyim bari ben ya diyerek gönüllü olmuştum. bir kaç gün boyunca Türkiye de yaptığı herşeyle ilgilendim. bu süreçte de gördüklerimden ve şaşırdıklarımdan biriydi bu durum.)
bu bize neyi kanıtlıyor? basitçe; herkesin kendi imanı çerçevesinde yanlıştan doğru çıkartılabileceğini, bunun için sonuna kadar uğraşacağını ve evet çıkaracağını da.
sırayla gidelim:
muhammed kitabı yardım alarak yazdı.
muhammed bu kitabı kendisi yazmış olsa bile bu bir tanrının var olmadığı anlamına gelmez. tanrı var olabilir.
tanrının var olması, onun herşeyi yarattığı anlamına gelmez.
hadi diyelim ki herşeyi yaratmış bir tanrı var; bu herşeyi yaratmış olan bir tanrının hala var olduğu kesin değildir.
hala var olsa bile bu herşeyi yaratmış olan tanrı, bizlerden kendisine ibadet etmemizi istemesi anormaldir.
yukarıda yazdıklarımdan herhangi bir tanesi aklınıza yatıyor ise, artık müslüman değilsiniz. bu bu kadar basit. çünkü islam sizden herşeyi muhammed için yaratmış sonra kitaplar göndermiş kendisine ibadet edilmesini istemiş tavrını kötülüğe karşı iyilikten yana koymuş, ezeli ve ebedi sınırsız güce sahip herşeyi bilen ve bizleri yokedecek bir tanrıya inanmanızı bekliyor.
paketi bu kadar dolu tutunca insanın inanası gelmiyor. yılbaşı paketleri gibi. "bu fiyata iki şişe içki koymazlar yaa" demek gibi.
en başa dönelim; islama göre elimizde bir kitap bir peygamber ve bir tanrı var. bu tanrı bu peygambere bu kitabı bizim için yollamış. bu peygamberi de çok sevmiş ve aslında herşeyi onun için yaratmış. "onun yüzü suyu hürmetine miydi? öyleydi evet.
tanrının (islam özelinde allahın) milyonlarca galaksi bir o kadar yıldız trilyonlarca gezegen yaratması; bunların arasında önemsiz bir galakside sıradan ve küçücük bir güneş çevresinde dönen sıradan bir gezegende yaşayacak bir insan için bunları yapması, bunlarla yetinmeyip, kendi kafasına göre uyguladığı samimiyetsizliği belirgin bir ödül ceza algoritmasına sonucuna göre (iyi olmamızı kötü olmamamızı istiyor ama islamlılık şart, islamlı değilsen iyi de olsan kötü de şansın yok.) yerleştirme yaptığı bir cennet/cehennem var; yani ölümü de yaratmış. bunların hepsine test demiş. test edilenler bizleriz. ama tamamını herşeyi muhammed için yapmış. ama muhammed insanlık arasında önem atfedilecek insanlar için öenmli sayılabilecek hiç bir ekstra özelliği barındırmıyor. (ekstraya dikkat). yani bir tanesinin sonuçta direk babası allah mesela. yani bir tanesi kendi oğlu olacak kadar ilgilenmiş ama onu bile muhammed için yapmış???
bu derece büyük bir israf, bu derece inanılmaz bir motivasyon çok çok çok anlamsız. 5 saniye allahsız düşünün anlattıklarımı, anlam verebileceksiniz.
allahın, o zaman muhammedin varoluşuna sınırsız bir ihtiyaç duyuyor olması lazım. belki ben çok analitik düşünüyorum. onu bilemem. ama bu şartlarda bir yaratım bir uğraş maksimum entropiye sahip bir evren de herşeyi bilebilmek ve bunları bir şekilde bir tarihte varolacak bir insana bağlamak onun için yaratmak ve bu düzeni onun için kurmak gibi bir iş için varolması gereken motivasyon (ölümlü kafamla düşünüyorum) beni ölümden kurtaracak şeydir. tanrı için aynı ise, zaten tanrının ölümlüğü mevcuttur; değil olsa bie yine de yani sınırsız bir ihtiyaç içindir.
bu böyle ise, o zaman allahın muhammede olan ihtiyacı doğuyor. ya da belki başka birşey, ama muhammedin de bu entropinin bir şekilde bir yere varması için gerekliliği. sonuçta bunda bile islamlı değilsiniz artık. bunu düşündüğünüzde bile.
tabi tanrının, olgun bir birey olamaması; son günlerin modası ile liseli bir ergen olması da bunlara sebep olabilir. çünkü tanrı ölümsüz ise o noktada, olgunlaşma ihtimali yok. genel hareket tarız da kitaplardan bakınca bu zaten. çocuk gibi, bir isteği öteki arzusunu tutmuyor, dilbilgisi zayıf vs.
sonuç nedir peki?
sonuç, islamın bahsettiği özelliklerini verdiği bir tanrı yoktur. yok olan bir şeyn yokluğunun kanıtı olamaz. vardır diyenin bunu ispatlaması lazım. ama yok tutup bir Müslüman sen yok diyorsun ispatla derse; o zaman önce onun zeus, athena, apollon, thor, ra vs vs. binlerce tanrıya yok dediği için önce bunların yok olduğunu ispatlaması gerekir ilk iddia yine ondan geliyor. ve emin olsun aynı ispat yöntemi kendi allahı için de kullanılabilecektir.
her neyse; islamda bahsedilen omnipotent ve omniscience tanrı yoktur.
benim ilk zamanlarda düşüncem; beni pek umursayan, taşaklarını kaşıya kaşıya yukarıdan bir yerden bakıp ne güzel takılıyorlar ibneler ya diye düşünen bir tanrı şeklindeydi. bu beni üzmezdi sevindirmezdi, öyle düşünürdüm. zamanla onu da öldürdüm sanırım. belki o ölmüştür. arada çok fark yok aslında. bu ölüm ise şöyle geldi; zamanla islamın tanrısı gibi tamamen insanlığa düşman bir düşüncenin yerleşmesine niçin engel olmadığını düşünmeye başladım. oralarda o öldü ya da belki ben de öldürmüş olabilirim.
tanrının gerçekten varolup olmadığı ontolojik olarak ispatlanabilir yalnızca ve her zaman. gerisi imandır. islama inanırsan o paketi alırsın. iseviliğe inanırsan onun paketini alırsın. inanmazsan bir paketin olmaz. paketini dilersen kendin doldurursun dilersen, bu yılbaşı da içmeyelim dersin.
tanrı yoktur. ve yokluğun kanıtı olmaz. şu yok; demek ki tanrı da yok denilemez. çünkü kanıtın yokluğu yokluğa kanıt değildir.
1.Eğer Tanrı varsa, onun varlığı gereklidir.
2.Eğer Tanrı yoksa, onun varlığı imkânsızdır.
3.O zaman Tanrı ya vardır, ya yoktur.
4.Tanrı'nın varlığı mümkündür, imkansız değildir. Çelişki ispatlanmıştır.
5.O zaman Tanrı'nın varlığı gereklidir *
Bulduğum başka bir kanıt ise; Altın Oran denilen kusursuz sayıdır. Eğer araştırırsanız Tanrı'nın varlığını inkâr edilmeyecek şekilde ispatladığını ve Kâbe mucizesi olduğunu bulursanız.
Size öneri; Antony Flew'nin ateizmden deizme geçişini 70 yıllık düşünce serüveni ile anlatan kendisinin yazdığı; Yanılmışım Tanrı Varmış "There is a God" kitabını okursanız orada da çoğu kanıt bulabilirsiniz.
Allah'ın nasıl bir varlık olduğunu tahmin etmek imkansızdır. Çünki insan görmediği birşeyin nasıl olduğunu tahmin edemez.
Var olduğunu gözleriyle değil aklıyla idrak edebilir. Bunca insanların, hayvanların, nimetlerin kendiliğinden olduğunu düşünen insan önce bunu neye dayanarak düşündüğünü kendine bir sormalıdır.
Bunu kendine sorabilen insan zaten Allah'ın varlığını kabul eder. Eğer gerçekten bir sonuca varmak isteyen insan araştırır. Allah kötülüğü yaratmıştır. O zaman Allah yoktur diye düşünemez. Sen aptalmısın da kötülük yapıyorsun o zaman yapma. Kötüye yoktur Allah. Araştıran, bir sonuca varmak isteyen bir insan ilk önce Kuran'ı-kerim i okur. Ondan sonra karar verir.
Ama böyle dünyaya at gözlükleriyle bakan insanlar Allah yoktur der. Çünki onlar yeteri kadar düşünemezler. Herşeyin görüntüden ibaret olduğunu düşünen insanlardır onlar.
Şunuda sorsunlar kendilerine " Eğer kötülük, hırsızlık, açlık, yoksulluk, ölüm, acı olmasaydı Dünya'ya gelmemizin ne gibi bir amacı olabilirdi ki?"
Not:Yinede herkesin düşüncesine saygım sonsuz. Bunları söylemek zorunda hissettim kendimi.