Tanrı'ya inandığını söyleyen insanların itiraf etmekten çekindikleri gerçektir. Çoğu kutsal kitaplarda yazılanlardan , yorumlardan ve evrim karşıtı anti-bilimsel çabaların ürünü olan materyallerden çıkarım yaparak inanma işini bilimsel bir gerçeklikmiş gibi yaşamaya ve inanmayan insanlara bu saçmalıkları dayatmaya çalışmaktadır. Dogmalardan bilimsellik , metafizik kavramlardan gerçeklik elde edilemez. Bunu yapıyorlarsa eğer insanoğlunun zihinsel gelişim sürecinin ilk basamaklarından metafizik düşüncenin salt kavramlaştırma aşamasına ket vurdukları ve soyut kavramların aynen somut - dönem öncesi çocukların yaptığı gibi rasyonelleştirilmeye çalıştıkları söylenebilir. Oysa Tanrı yalancıları sevmez.*
Tanrı bilinci akılda değil duygulardadır ve oldukça basit soyut bir mantık içerir. Tanrıya inanmayan fiili ateistler ise duygularını mutlak bir yaratıcı kavramı ile sınırlandırmayan insanlardır.
yanlış bir arayıştır zira Tanrı eğer varlığın kendisi ise ve ins tanrıyı arıyorsa bu durumda tüm varlıkta Tanrıya bakmalı, aramalıdır. Tanrı'ya inandığını söyleyen insanların itiraf etmekten çekindikleri gerçektir cümlesi başlı başına bir genellemedir, genellemelerden yola çıkarak birşeyleri açıklamaya çalışıyor olmak mantık hatasıdır. bilim insanın "nasıl" sorusunun cevabını inceleyen bir mecradır, dinler ise "niçin" sorusunun cevabını inceler. bu bağlamda zaten bilim dediğimiz şey somut olanı inceleyendir çünkü varlığımızın nasılının cevabı somuttur. bir ins Tanrı'yı sadece niçin sorusunun cevabında arıyorsa o onun sorunudur ama bu bütün teistlere mal edilecek bir genellemeyi savunmayı haklı kılmaz. metafiziği yok olarak görmek bir hatadır çünkü insan özünde duygusal (metafizik olarak tanımlanan öğeleri bulunduran) bir varlıktır ve insanı benliğinden uzaklaştıracak, inkar ettirecek her türlü açıklama da harici bir hedefe yöneleceğinden havada kalmaktadır. aşk, sevgi, nefret ve bunun gibi kavramlar ins'in varlığının bir parçasıdır. bu kavramları yok olarak gören kişinin yaklaşan buz dağını yok farz eden titanic'in kaptanından bir farkı yoktur. bu yüzden Tanrı duygularda da aranabilir. gercek anlamda tanrıyı arayan kisi de bu yüzden somut, soyut; fiziki, metafiziki her alanda Tanrıyı aramak zorundadır.