+ bana neden inanmadin?
- sana degil, kendime inanmadim.
+bana neden inanmadin?
- cok zekiyim ben her seyi buldum, cozdum, acikladim. aciklamamda sana yer yoktu. gerci kurdugum sistemler pek verimli calismadi ama..hem paramin uzerine de senin adini yazdim daha ne istiyorsun?
"Eğer tanrı'yı hoşnut etmek istiyorsan yapmak zorunda olduğun tek şey ona inanmaktır" fikrini nasıl olur da bu kadar kolay onaylarız? inanmakta bu kadar özel olan nedir? Tanrı'nın şefkati, cömertliği ya da tevazuyu ödüllendirmesi daha olası değil midir? Ya da dürüstlüğü? Ya eğer Tanrı, gerçeği içtenlikle öğrenmek için çaba sarfetmenin en yüksek erdem olduğuna inanan bir bilim adamı ise? Doğrusu, kainatın tasarımcısı başlı başına bir bilim adamı değil midir? Bertrand Russel kendisine, Tanrı size "Neden bana inanmadın?" diye sorarsa ne cevap vereceğinin sorulması üzerine şu cevabı vermiştir: "Yeterli kanıt yoktu Tanrım, yeterli kanıt yoktu." Tanrı'nın Russel'ın cesur kuşkuculuğu karşısında, "tanrı varsa ve ona inanırsam sonsuz hayatı kurtarırım, tanrı yoksa bir şey kaybetmem, tanrı varsa ve ona inanmazsam sonsuz hayatı kaybederim, o zaman tanrıya inanmalıyım!" diyen bahisçi Pascal'a duyduğundan çok daha fazla saygı duyması olası değil midir?
(Richard Dawkins, Tanrı Yanılgısı, sf.103)
- bana neden inanmadın?
+ neden insanlara verdiğin aklın, 1 yaşında bir kıza tecavüz etmesine izin verdin? o kızın kaderi miydi 1 yaşında iken, senin yarattığın canlılar tarafından tecavüze uğramak?
- Bana neden inanmadın?
- Ben birilerini yaratsam, onlara bir cennet sunmak için bana tapınmalarını şart koşmazdım, yalnızca iyilik yapmaları yeterdi. Hatta belki o bile gerekmeyebilirdi. "Bırak tanrıyı, orta zekalı ve vicdan sahibi hiç bir insan böyle birşey yapmaz. Öyleyse bu din adamlarının bahsettikleri Tanrı varolamaz" diye düşündüm. Şimdi görüyorum ki varmışsın, o zaman ben sana soruyorum: "arkadaşım megaloman mısın, ne işin var milletin ibadetiyle? insanları sadece iyi insan olmaya davet etseydin incilerin mi dökülürdü? Mesela hayatını iyilik yaparak geçirmiş bir Hindu'yu cennetine alsan ne kaybedersin?" Velhasıl, uzun lafın kısası, ben sana varolamazsın demedim, "bu şartlarda varsan da benim umurumda değilsin" dedim. "Bu tavşan sana küstü, haberin yok" dedim...
- bana neden inanmadin?
+ onceleri inandim.
- ee sonra?
+ sonra karsi ciktim.
- iyi bok yedin, ya simdi?
+ simdi de kendi kendime soru sorup duruyorum.
- hmm..
+ hmm tabi y#rrrram, sizofrene bagladim.
- peki.
+ pekini yesinler.
- karnim acikti.
+ benim de.
sayısı çok olan cevaplardır. örneğin "çünkü ben aramaya inandım!" şeklinde bir haykırıştan sonra hülya koçyiğit stili yatağa kapanıp ağlamayı gerektirir.
- neden inanmadın bana?
-valla sizin o şeytan var ya aklımı çeldi
- ne dedi sana
-o bişi demedi aslında
- ozaman niye inanmadın
-valla kader işte
- onu geç herkes onu bahane ediyor.
-ozman.... eeee.... eeeee...
- atın bunu yansın.
- bak ona inandımm..
- bana neden inanmadin ?
+ sana inandım sana güvendim
- sonra ne oldu peki , neden kaybettin inancını ?
+ çünkü yalnız kalmaya ihiyacım vardı ve kalabalığımda beni nasıl görmediysen, yalnızlığımda da yoktun .
- peki seni cezalandırabileceğim aklına gelmedi mi ?
+ peki allahım benim cezayı göze aldığım aklına gelmedimi ?
-cebrail. cebraili getirin bana.
+cebril dünyada uludağ sözlük yazarlığı diye bir fitne fesatlık türemiş. arkamdan atıp tutar olmuşlar. 1337 yıldır kendimi belli etmiyormuşum falan saatmi tutuyor pezevenkler.
-aman allah'ım size yakışıyor mu pezevenk falan.
+lafın gelişi azrailim. hah buldum işte azrail. tabi ya. azraili getirin bana. bu uludağ sözlük yazarlarının tam listesini verin bilgisayar başında götlerinden kan gele gele ölsün hepsi. yanlız azraile söylesin her yazarın götünden kan getirmeden önce sorsun: "neden?" ayrıca eklesin. ayrıca çok merak ediyorlardı cevabını da herkse söylesin "evet kendi ağırlığımdan büyük taş da yaratamıyorum." çok merak ediyorlardı duysunlar.