tanrının yokluğu kanıtlanabilir

entry52 galeri2
    2.
  1. Bize verdiğin uzunca fikirlerden dolayı teşekkür ederim. Uyumayan, bakar kör olmayan bir insan olduğun için de ayrıca övüyorum seni. Öncelikle yazıda yanlış bulduğum noktalara -buna anlamadığım ya da anlatamadığın noktalar da diyebiliriz- değineceğim. Daha sonra ise bu konu hakkındaki bana ulaşan bilgiler doğrultusunda fikrimi açıklayacağım.

    Mantığı reddetmeden tanrının olmadığını ispatlayabileceğimizi söylemişsin ancak sonra reddedilirse de ispat edebiliriz demişsin. Bu hoş; ispatını bekledim ama şöyle bir cümle kurmuşsun: " ..zira basit bir mantık sınavından bile geçemeyen bir iddianın zaten gerçekle bir alakası olamaz. " mantığı reddedersek bile demişsin ama bu cümle sanki olmamış, haksız mıyım? Sözüm "gerçeklikle bir alakası olup olmaması" değil. mantığa uymasa bile deyip, mantık sınavı demişsin.
    Neyse geçelim bu kısmı, Bir eylemi yapmadan önce onu istemek gerekir, haklısın. bir insan olarak ben böyle yapıyorum, sen de. ve bu tahlille biz tanrıya insan motifi vermiş oluyoruz. tahlillerini hristiyanlığın temelleriyle inceleseydim sana hak verebilirdim. bu motif islam dininde biraz problem çıkartır - pardon biraz değil büyük bir problemdir, çünkü bu, bilginin tanıttığı allah ile ters düşer.
    Geri kalan kısmı hayvanlar ile kıyas yaparak anlatmak istiyorum - bitkiler ya da böcekler her neyse. sevilme ihtiyacı duyarak arzuladıklarından mı yaptıklarını yaparlar? Tahliller hoş ve doğru ancak insanlar için.
    Bu arada huni için, ".. bir ihtiyaç gibi görünmeyebilir ama ona göre bir ihtiyaçtır. " demişsin ama neden ihtiyaç olduğunu açıklamamışsın.
    Her arzu bir ihtiyaç karşılığında olmaz. ihtiyaç doğrultusunda insan arzu edebilir, ancak bu her zaman söz konusu olmaz. her arzu bir ihtiyaç sonucu olsaydı robot gibi yaşam dolayısıyla da bilinçli eylem dışı olurdu. Eylem bir istek tarafından olur, tanrının istemesi ve yapması yahut ol demesi olması -buna her ne dersek- ikimizinde fazla karşı çıktığı bir durum değil anlaşılan.

    Benim fikirlerime gelecek olursak, genelde pek tanrı kelimesini kullanmam. inancım gereği tanrı, yani arapçasıyla ilah, olarak bir allah tanımı yapılmış. dolayısıyla bu kelimenin çevirisi tanrı olamaz. Baştan gelelim, eğer bir tanrı varsa ve bu tanrı ilk sebebi başlatıyorsa sebeple başlamış olamaz - sonuçlar da onu etkilemez. Bu sebebi başlattığına göre, sonuçlara benzemez. Öyleyse bizim onunla iletişimimiz, ancak onun istemesiyle olur. Ve bu istek onun ihtiyacına bağlı değildir. (Çünkü her istek ihtiyaç sonucu oluşmaz) Onun hakkında bilgi sahibi olacaksak bu ancak onun anlattığı kadar olur. eğer anlattığı ya da anlattı denilen şeylerde mantıksızlık, çelişki, ihtilaf varsa: insan kaynaklı uydurma olduğunu gösterir.

    Tanrının olmadığının ispatlanabilir diye gelmiştim. Ancak şahsen ben bunları yeterli bulmadım. Arzu-ihtiyaç ilişkisinin her zaman olmadığını söylersem de yazındaki zincir ortadan kopuyor ve sonuca ulaşamadan kalmış oluyorum.
    8 ...
  2. 1.
  3. eğer mantık reddedilmezse tanrının yokluğu kanıtlanabilir. aslında reddedilirse de kanıtlanabilir zira basit bir mantık sınavından bile geçemeyen bir iddianın zaten gerçekle bir alakası olamaz. aşağıda bu konuda farklı görüşte olanlar için bir kelam sorusu veriyorum. tahminime göre, değil soruya düzgün yanıt vermeyi, okuyan, okusa da ne dediğimi anlamayı başaran bile çok az çıkacak. hadi bakalım kolay gelsin:

    semitik dinlere (islam, hıristiyanlık, musevilik) göre tanrı evreni bilinçli olarak yaratmıştır. bildiğiniz gibi eylemler ikiye ayrılır: bilinçli olanlar ve bilinçsiz olanlar. bilinçsiz olanlar, bir patlama karşısında irkilmek gibi eylemlerdir ki, tanrı'nın evreni bilinçli olarak yarattığı ileri sürüldüğüne göre konumuz dışıdır.

    tabi, hiç daha fazla açılmadan "tanrı'nın evreni yaratmasına eylem diyemeyiz, ol deyince olmuştur" da denebilir. hiç önemli değil... öyle de kabul edebiliriz.

    bilinçli bir eylem yapmak için önce o eylemi yapmayı "istemek" gerekir. "ol deyince oldu" görüşü bizi ne kadar "eylem" kelimesinin dışına çıkarır, tartışılır ama "istencin" dışına çıkarmadığı kesindir. yani adına ister "tanrı eylem gerçekleştirdi" deyin, ister "ol deyince oldu" fark etmez, eğer bilinçli ise ardında bir isteğin olması gerekir.

    peki "isteklerin", diğer deyişle "arzuların" kaynağı nedir? bilaistisna "ihtiyaçlardır". ihtiyaç olmadan arzu olmaz. delinin kafasında huni olmasını arzu etmesi bize göre mantıksız olabilir, bir ihtiyaç gibi görünmeyebilir ama ona göre bir ihtiyaçtır.

    arzuyu doğuran ihtiyaçların illa maddi olması gerekmez. "sevilme ihtiyacı" da bir ihtiyaçtır, "sıkılmak" da "sıkıntıdan kurtulma" arzusunu doğurur. şimdi geldik esas noktaya:

    tanrı, dinlerin ileri sürdüğü gibi, kendi halinden memnun, kendi kendisine yeterli, kendisi dışında maddi veya manevi hiç bir ihtiyacı olmayan bir varlıksa, "arzusunun" olmaması gerekmez mi? zira daha önce de dediğimiz gibi arzuların kaynağı ihtiyaçlardır. peki "arzu" olmadan nasıl bilinçli bir eylemde bulunulabilir? bir "ihtiyaç" tetiklemediyse tanrı neden evreni var etmeyi arzu etsin? dolayısıyla ortada dinlerin ileri sürdüğü niteliklere sahip bir tanrı olsa evreni yaratmaması gerekirdi. yaratmışsa "bir ihtiyacı vardır" denebilir ki böyle demek semitik dinlerin "tanrı" tanımını değiştirir, bizi hintlilerin "atman" inancına sürükler. uzatmamak için o konuya girmiyorum.

    görebildiğim kadarıyla mantığın bizi götürdüğü yer burası.

    "tanrı'nın hali, oluşu ve yaptıkları bizim mantık terazimizle değerlendirilemez" denebilir elbette ama bunu söylemek, iddia edilen niteliklere sahip bir tanrı'nın varlığının mantık dışı olduğu anlamına gelmez mi?

    tabi bir de tasavvufa girilebilir. ama o da durumu kurtarmaz. yine daha fazla uzatmamak için nedenini şimdilik izah etmiyorum.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük