takvim

entry111 galeri7
    36.
  1. Takvim, zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur.

    insanlar zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak güneşi ve ayı kullanmışlardır.
    Güneşi kullananlar, dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü esas almışlardır. 365 gün 6 saat.
    Bu şekilde oluşturulan takvimlere "güneş takvimi" diyoruz.

    Ay'ı kullananlar ise ayın dünya etrafında 12 kez dönmesini, 12 x 29.5 = 354 günü esas almışlardır.
    Bu şekilde oluşturulan takvimlere "ay takvimi" diyoruz.

    ilk güneş takvimini Mısırlılar, ay takvimini ise Sümerler oluşturmuşlardır.

    Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır.
    Romalılar, Roma'nın kuruluşunu, Hıristiyanlar, Hz. isa (a.s.)'ın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul etmişlerdir.
    Hz. isâ'nın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul eden Milâdî Takvim, temeli Mısırlılar'dan gelen, güneş hareketlerini esâs alan takvimdir, iyon ve Yunanlılar kanalıyla Batıya aktarılmıştır. Romalılar, Sezar zamanında, "Jülyen Takvimi" olarak düzenlemiş ve kullanmıştır.

    Yeni çağda Papa XII. Gregor tarafından düzenlenerek "Gregoryen Takvimi" olarak anılmıştır.
    Gregoryen Takvimi, 1926 yılından itibaren Türkiye'de kullanılmaya başlayan ve Batı dünyasında en yaygın kullanılan takvimdir.

    Artık-yılhesaplamasındaki ufak bir fark dışında Jülyen Takvimi ile aynıdır. Jülyen takvimi 'artık-yıl' hesaplamasında, her 128 yılda bir günlük kayma oluşturduğundan Gregoryen Takvimi kullanımına 16. yüzyıldan itibaren geçilmiştir.

    Yani bugün kullandığımız, Miladi Takvim diye bildiğimiz takvim, "Gregoryen Takvimi" diye anılıyor. Eski Mısırlılardan gelme bir takvim. Batı dünyası 16. yüzyıldan itibaren Jülyen Takvimini biraz değiştirerek kullanmaya başlamış. Jülyen Takvimi ile bunun arasındaki fark, artık-yıl hesaplamasında her 128 yılda bir günlük kayma oluşuyor, Jülyen Takviminde.

    Papa XII. Gregor tarafından bu değiştirilmiş, 16. yüzyıldan itibaren Gregoryen Takvimi olarak Miladi Takvim kullanımı Batı dünyasında devam etmiştir. Biz de 1926 yılındaki kanun değişikliğiyle bu takvimi kabul edip bu takvimi uyguluyoruz, Türkiye olarak.

    Hicrî takvim ise Ayın hareketlerine göre zamanı hesaplayan ve 622 milâdi yılında, Server-i Ser Efendimiz (s.a.s.)'in Medîneye hicretini târihin başlangıcı olarak kabul eden takvimdir.

    Kur'ân-ı Kerim, mesajının tamamını ay takvimi esâsına göre indirmiştir. Hicri Takvim ay takvimidir. Kur'an-ı Kerim'in içindeki açıklamalar Hicri Takvim düzenine göre, aylara göre düzenlenmiştir. Biz, içinden aldığımız bilgileri, uygulamaları ay takvimine göre yapıyoruz. Mesela, içinde bin aydan hayırlı bir gece olan, Kur'ân-ı Kerîm'in de indirilişinin tamamlandığı gece, yine ay hareketlerine göre hesaplanmıştır, Miladi Takvime göre hesaplanmamıştır. Ramazan ayının son 10 gününde aranması Peygamber Efendimiz tarafından bize tavsiye edilmiştir.

    Haccın ne zaman başlayacağı, temel ibadetlerimizden orucun ne zaman başlayacağı, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicrî Takvim esâsına göre belirlenmiştir.

    Her ayın eyyamı bîyd denilen 13,14,15'i Hicri Takvime göre hesaplanır, Miladi Takvime göre değil. O günlerde oruç tutmak çok sevaplıdır.

    Ramazan ayının başlangıcı, Hicri Takvime göre hesaplanır, Miladi Takvimde yoktur. Her sene değişir.

    Haccın başlangıcı Zilhicce ayı yine Miladi Takvimde yoktur. Hicri Takvime göre hesaplanır. Bütün Kur'an-ı Kerim mesajları Hicri Takvime göre düzenlenmiştir
    1 ...
  2. 35.
  3. daha dün gibi derler ya hani..
    meğer herkes kurarmış böyle cümleler..

    her cümlesinde, hecesinde ayrı birşey olan şarkı..
    off be sezen aksu..of.
    2 ...
  4. 34.
  5. dinlerken "kesin sezen yazmış bunu" denilebilen, öyle olduğu anlaşılınca da şaşırılmayan şarkı.
    1 ...
  6. 33.
  7. en ideal hal, kivam manasina da gelir.
    1 ...
  8. 32.
  9. bugün renklerini belli etmiştir dilerim en yakın zamanda formasını da giyer armasını da takar bu rezil adamlar.
    1 ...
  10. 31.
  11. ülkedeki aktif ve hevesli fb taraftarından en çok yararlanan üçüncü sınıf gazete. bir fenerbahçe taraftarı olarak bile hiç hoşlanmam. transfer sezonu açıldığında uzaktan bile bakılmamalı.
    1 ...
  12. 30.
  13. fotomaç' ın amcaoğlu. kolpalık ırsi sanırım bunlarda.
    2 ...
  14. 29.
  15. her dinleyişte, sanırım herkese aynı yerinde derin of'lar çektiren şarkı..

    Pişman çok pişmanım esasen
    Ama çok korkuyorum ya reddedersen
    Gururdan mı nedendir artık
    E sen gel kendini alt edersen
    2 ...
  16. 28.
  17. "Pişman çok pişmanım esasen
    Ama çok korkuyorum ya reddersen
    Gururdan mı nedendir artık
    E sen gel kendini alt edersen "

    sezen başka bir söze ihtiyaç bırakmadan korkularımı(zı) anlatmış. hani başka bir söz deseler yok lan yeter bana bu dörtlük derim.
    2 ...
  18. 27.
  19. sezen aksu nun iyiden iyiye insan olmadığını düşünmeye başlatan, mükemmel şarkı.
    1 ...
  20. 26.
  21. " Vakit geçmek bilmezdi oysa
    Hangi ara koptu yaprak yaprak takvimler?
    Akarken biriktir derler ya
    Kasam boş, kalbim kırık, elde yine hüzünler..."
    bugünlerde dinlemekten sıkılmadığım; ilk duyduğumdan beri vurulduğum şarkıdır. ama şu sıralar en çok bu kısmı beni acıtıyor. özellikle son haftalarda, özelde zaman hiç geçmiyor gibi gelirken, genelde nasıl geçtiğini anlayamamışım. hadi geçti diyelim bu kadar çabuk kabul de; bari kasam boş, kalbim kırık, elde yine hüzünler demeseydim.
    3 ...
  22. 25.
  23. ferhat göçer'in ağzına yakışan ender şarkılardan biri.
    1 ...
  24. 24.
  25. 23.
  26. daha once yuzlerce sarki da oldugu gibi bu sarkidan sonra da anladim ki bu kadin* kesinlikle bu evrenden degil. baska bir boyutta yasiyor. boyle tv dizilerinde birkac sahne izliyor, sonra tak diye oylesine anlamli sozler iceren, nejla kizimizin adeta hikayesini yazan sarki yapiyor. sarkinin sozleri olay, girisi baska olay, tenor'un yorumu baska bir olay.
    kac kez ustuste dinledigimi unuttum valla.
    2 ...
  27. 22.
  28. her kelimesinde insanın içini cayır cayır yakan şarkı. evini, ocağını, yuvasının sıcağını, yarinin kucağını bırakanların şarkısı.
    3 ...
  29. 21.
  30. son zamanlarda deli gibi dinlediğim, her bir kelimesinin altını kırmızı kalemle çızıktırasım gelen sezen aksu imzalı ferhat göçer şarkısı;

    Yıllar mı hızlandı yoksa?
    Ne çabuk geçiyor upuzun günler geceler
    Daha dün gibi derler ya hani
    Meğer herkes kurarmış böyle cümleler...

    Vakit geçmek bilmezdi oysa
    Hangi ara koptu yaprak yaprak takvimler?
    Akarken biriktir derler ya
    Kasam boş, kalbim kırık, elde yine hüzünler...

    Pişman çok pişmanım esasen
    Ama çok korkuyorum ya reddersen
    Gururdan mı nedendir artık
    E sen gel kendini alt edersen

    Evimi ocağımı, yuvamın sıcağını
    Yarimin kucağını bıraktım
    Her günahın tadına, dünyanın batağına
    Batacağım kadar battım...

    Meğer herkes tanışıyormuş birgün
    Mutlaka gerçeğin ta kendisiyle
    insan buna da alışıyormuş
    insan dayanıyormuş bütün gücüyle

    Pişman çok pişmanım esasen
    Ama çok korkuyorum ya reddedersen
    Gururdan mı nedendir artık
    Sen gel kendini alt edersen

    Evimi ocağımı yuvamın sıcağını
    Yarimin kucağını bıraktım
    Her günahın tadına dünyanın batağına
    Batacağım kadar battım !!!
    6 ...
  31. 20.
  32. her günahın tadına, dünyanın batağına, batacağım kadar battım.

    (bkz: allah sezen aksu'yu başımızdan eksik etmesin)
    2 ...
  33. 19.
  34. yaprak dökümü ne ne kadar da yakışan şarkı. ve yine minik dev kadının gönül fabrikasından.
    teşekkürler sezen aksu *
    2 ...
  35. 18.
  36. dün akşam yaprak dökümü dizisinde izlediğim can acıtan bir şarkı.

    Daha dün gibi derler ya hani
    Meğer herkes kurarmış böyle cümleler..

    ferhat göçer 'den ve onun o şarkı söylerken güzellik olan tipinden zerre kadar hoşlanmayan biri olarak beni bile fena yaptı.

    (bkz: ağlamıyorum, sigara dumanı kaçtı)
    2 ...
  37. 17.
  38. an itibariyle ellinci kez üst üste dinlememe rağmen sıkılmadım.hele baştaki kanun taksimi ud birleşimini kaç kere geri aldım bilemiyorum.

    Her günahın tadına dünyanın batağına
    Batacağım kadar battım
    ..
    diyerek yine attı düğümü boğazıma sezen.
    2 ...
  39. 16.
  40. 15.
  41. bitmiş güne atılan çiziklerde, kopan her yaprakta insana zamanın hızını ve acımasızlığını anımsatan ve sürekli değişime uğrayan zaman, sürekli değişen rakamlardır.
    insana geçmişin mazisini sunarken, geleceğin endişesini yaşattırır.

    ve bunu anlatan güzel bir şarkı vardır. gülay' ın kadife sesinden dinlenir. dinlenirken demlenir insan...

    Takvimlerden haberin yok mu
    Geçiyor yıllar
    Bana küsmüş yüzüme gülmez
    Zalim aynalar

    Kimimiz yorgun,kimimiz vurgun,
    Kimi isyankar
    Acı gerçek bu ömrümüz bir su
    Geçiyor yillar

    Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş
    Yürek bin pişman
    Bundan böyle bana meyler dost
    Geceler düşman

    Hani nerde beklenenler
    Medet umdum senelerce
    Anılar hep dolu dizgin
    Bana hayır yok gecelerden
    3 ...
  42. 14.
  43. macin henuz 3. dakikasi oynanirken yarinki gazetede yer alacak macin muthis fotograflari, perde arkasi ve usta yorumlari ile reklam yapan gazete.*
    1 ...
  44. 13.
  45. Bir kisi ya da bir olay bekleniyorsa üzerindeki rakamlara sürekli halka,çizik,karalama gibi sekiller çizilen ve bir türlü diger aya geçmeyen olusum...*
    1 ...
  46. 12.
© 2025 uludağ sözlük