uzaylıyım diyen bir şarlatanın bir benzin istasyonu reklamında oynayarak kimbilir ne kadar parayı kazanması, benim öğrenci evimden taşınırken "nasıl daha ucuza hallederim" diye buzdolabını,çamaşır makinesini, yatağımı, dolabımı, kitaplığımı sırtımda taşıyacak olmam. 500 kilo yük taşırım sanırım toplamda. eyvallah taşır bu vücut 500 kilo, ama bütün bu durumun beynime yarattığı 500 tonu taşır mı bu bünye! olsun gene de yardım ederler, kitaplarım yardım eder, alnının teriyle para kazanan babam yardım eder, kimbilir belki benim gibi birilerinin olduğu düşüncesi yardım eder.
Istanbul'da yasamak, okullarda ogretmenden dayak yemek, askerde dayak yemeye devam etmek, hemsehricilik, mahalle baskisi, dinledigi muzige gore siniflandirmak, cahil halk, oynayacak yeri olmadigi icin sokakta oynayip kafa diken cocuklar, siyasileri, adalet sistemi, polisleri, askerleri, yobazlari, isverenleri, iett soforleri, basbakani.. Saymakla da bitmez ki.
kapitalizm, bürokrasi, empati yokluğu, şovenizm, eğitim sistemi, sağlık sistemi, öğrenciyi yolan zihniyet, okuldan çok cami yapılması, tarihi eser kaçakçılığı, çalışanlara tanınmayan haklar, asgari ücret...
yine de yılmamak, karanlığa sövmek yerine bir ışık yakmak lazımdır.