Olay ciddi konuşmak yahut bir şeylere siyasi bir görüş eklemek değil. Olay, hayat tamamen sokakta. Hani duraktan indiğinde durakta bir kalabalık olur, orada krem rengi kumaş pantolunlu bir dayı alnındaki boncuk boncuk terle otobüs bekler. Yarın gidersin o dayı yine orada. Sokakta bir adam geçer dükkanının önünden o adam yarın yine geçer sonra yine geçer sonra derler ki o dayı vefat etmiş. Gelmek istediğim nokta bu ülkede çok az bir kısım hayatını kendisi için yaşayabiliyor. Çok az insanın babası hadi ben bir tatile gideyim yahu diyip evden başını alıp gidebiliyor. Çoluğu çocuğu, onların sorumluluğu. işte bu ülkede çok az insan kendi için yaşıyor dememin sebebi de tam olarak bu. Büyük bir sistem ve bu sisteme uydurulan milyonlarca insan yaşıyor bu ülkede. Bugün otobüsten indim ve artık esnafın beni tanıyor olması beni rahatsız etti. Evet belki bugün değil ama bu ülke bu sistemine beni sokacak mı lan diye düşünüyorum artık uyurken ? Ben ne kadar desem bile bir şeyleri kendime bu girdabı kuranlar bunu bize mecbur kılıyor. Çözüm insanların bilinçlenmesinde bana göre. Ama bu millet okumuyor bu millet evkur'dan 48 taksitle son model plazma alma peşinde. Genellemiyorum elbet. insanın canı sıkılıyor bunları bilip de bir şey yapamayınca. Zaten bana koyan da bu.
yıllar önce medeniyetin beşiği olarak tabir edilen bir ülkeye gittim. havaalanında pasaport kontrolünde beklerken, aynı uçaktan indiğimiz bir türk teyze, bankolara on metre uzakta, bekleme sırasının başladığı kırmızı çizgiyi sadece bir adım geçecek oldu. oradaki polis kadının o teyzeye nasıl bağırdığını hiç unutamam, havaalanı inledi billa. kadıncağız, bırak çizgiyi bir daha geçmeyi, nefes bile almadı sanki sırası gelene kadar.
aradan yıllar geçti, memlekete döndüm. bu sefer bizim havaalanında pasaport kontrolünde bekliyorum. sıram geldi, aynı şekilde on metre geride beklediğim çizgiden bankoya yürüdüm, pasaportu verdim, polisin işlemi bitirmesini bekliyorum. biraz zaman geçti, omuzuma biri dokundu. şaşırdım bir an, çünkü mantık olarak bana en yakın kişinin on metre gerideki çizgide bekliyor olması lazımdı. arkama baktım, elemanın biri. 'çabuk olsana birader, işimiz var seni mi bekliycez' dedi. o an nasıl duygulandım anlatamam ama sebebini bilmiyorum. yıllar sonra ülkeme gelmenin sevinci miydi bu duygusalliğın sebebi, yoksa daha toprağına adım atmadan başıma gelen bu hoşgeldin partisi mi?
daha havaalanından çıkıp sevdiklerini göremeden, bir hayvan görmenin mümkün olduğu yegane ülkedir türkiye.
hiçbir şey olmadıkları halde kendilerini dünyayı yaratmış zanneden kızların kaprisini çekmektir. ulan yabancı kızlar sizden daha güzel ve alımlı ama sizden daha mütevazi. hiçbir b.k değilsiniz.
Parası bok gibi olan insanlar için muhteşem bir husustur. Zira bu ülke ne kadar müslümanım diye geçinse de o geçinenleri satın alabilirsiniz. Git Nişantaşına para bok gibi ise .
leş kokulu dağ eşkıyası ölünce yas ilan edilen, zorunlu göreve gitmiş gencecik asker ölünce kimsenin sikinde olmadığı bir ülkede yaşamaktır. Bir insanın görüp görebileceği en onursuz ülkede yaşamaktır. Suriyelilerin bile durmayıp kaçtığı bir ülkede yaşamaktır. Bu dünyada başa gelebilecek en büyük şanssızlıktır.
işçi olursan katledilmektir
Barış isterken ölmektir
Asker olsan şehit edilmektir
Anne olsan evlat acısıdır
Çocuk olsan vurulmaktır
Sunni olsan yobaz lakabı almak
Alevi olsan dinsiz lakabını almaktır evinin işaretlenmesidir.
Eşcinsel olsan toplumda dışlanmaktır
insan olsan katliamlara kurban gitmektir
Türkiyede yaşamak zordur.
türkiye de yaşamak zordur öyle herkes beceremez . bazıları bir an olsa durmazlar . bazıları için at koşturma bölgesi.bana sorarsan akşama kadar aynı binada memurum isterse kanada'da olsun fark etmez akşamdan akşama görüyorum ülkemi karanlıkta bişi de anlaşılmıyo gerçi *