cevabı çok açık:çünkü türkiye'de sol bir dinsizlik,bir öcü olarak gösteriliyor.sosyalist insanlara karşı hep farklı bir gözle bakılıyor...
bugün sağı iktidar yapan anadolu insanıdır,verilen oyların çok az bir miktarı iyi eğitimli insanlardır.burda bir yanlış anlaşılma olmasın,sağı,iktidarda olan partiyi küçümsemiyoruz böyle demekle.ama durum böyle,bizim insanımıza zamanında sol görüş öyle farklı şekilde enjekte edilmişki artık normal bir gözle bakamıyoruz sola anadolu insanı olarak.
bizim insanımız muhafazakardır,sol görüş ile pek sıcak değildir arası.fakat 2-3 nesil sonra bu durum değişebilir,bunun sinyallerini veriyor gençlik...
halkın bilnçlenmemesi ve duyarlılıktan yoksun olması aynı zamanda düşünmeye üşenir durumda olması ve annesi babası ya da çeversi ne düşünüyorsa aynını düşünür olması. kısaca aklını kullanmaktan aciz olması nedeniyle.
En cok kizdigim laflardandir " Parti lideri " lafi.
Lider olmak , onder olmak bu kavramlar tartisilan ve sonradan ogrenilemeyek kavramlardir. Dogustan gelen bir ozelliktir ve dunyada cok az lider vardir.
Liderlerin vizyonu ve misyonu vardir, saglam yere basan fikirleri, gerceklesen ongoruleri, elestrileri kabul edip kendini gelistiren yapilari vardir. Takim calismasina inanirlar, paylasimcidir, gelisme yanlisidir.
Dunyada kabul goren liderlere bakilinca bu buyuk liderler arasindan en buyuk olani MUSTAFA KEMAL ATATURK olarak kabul edilir.
Ataturk u lider olarak ornek alan biri olarak bu parti liderlerinin sadece bir kurulusun basinda olmasi , oraya secilmis olmasi disinda ben solda ve sagda yada diger ana ve ara yonlerde pozitif bir "LIDER" gorememekle beraber , bu olayin da boyle devam edecegini belirtmek isterim.
Siyaset yapmamasi gereken insanlarin siyaset yapmasinin her zaman karsisindayim.
sağ elleriyle oy kullandıkları için. neden sol iktidar olamıyor diye bir soru olmaz. sol, neden başarılı olamıyor diye soru olur. çünkü solu seçecek halktır. halkı bilinçlendirecek de soldur.
not : sağcı değilim.
Dünya üzerinde devletlere bakıldığında,sol,ancak eğitimli kitleler çoğaldıkça varlığını hissettirir.Bu öncelikli nedendir.
Ancak soruyu 'sol neden iktidara getirilmiyor' diye sormak daha doğrudur.Dikkat edildiğinde solun haklarını savunduğu ve yaşam kalitelerini arttırmayı düşündüğü,sosyal devlet yapısını yaygınlaştırıp geniş bir çatıya kavuşturduktan sonra çatının altına almayı planladığı kitleler (işçi,köylü,esnaf,memur)senelerdir tercihini sağdan yana kullanmışlardır.Solun ezici bir çoğunlukla öne çıkması,iktidara gelebilmesi demek bu kesimin ayaklanması ve sömürüldüğünün farkına varabilmesi demektir.Tarımı ile, üreten fabrikası ile, küçük öçekli teşebbüsleri ile bu kesimin ayaklanması ise sermaye sınıfını geri adım atmaya ve uygulamalarını yeniden gözden geçirip sermaye sahibini kayıran değil, üreten emekçi kesimin de haklarını koruyan düzenlemeler getirmeye zorlar ki bu da en basitinden ucuz işçiliği ellerinden alır.işçi ve köylünün tarımdaki sıkınıları,sendikal hakların malum durumu,ucuz işgücü konularını düşünmekten alıkoymak ile başlar plan.En insani yanları,inançları,milli duyguları kabartılarak aslında bu birincil sorunlar arka plana atılır.Sonra da solun dinsiz olduğundan dem vurur.Aslında haklıdırlar,din dışı bir ağzı vardır,sol her dine eşit mesafededir ve herhangi bir dini söylemine katmamalıdır ki aynı eşit mesafeyi iktidar talep ettiği halkı üzerinde de gösterebilsin.Sol, tüm inançları kişin vicadanı ile halletmesi gerektiğini düşünür ve hiçkimseyi sömürmemek adına söylemine dini eklemez.Sağ, din gibi en vicdani durumu kitleler üzerinde kullanır ve böylelikle o kitlelerin temel sorunlarını görmezden gelmelerini sağlar.En temel tanımla,çünkü sağ her zaman sermayeye hizmet eder,sermayesiz ayakta duramaz.Böylelikle bizler 'çılgın projeyi' mesela Hakkari'de bile alkışlayabiliriz.Ülkenin bir bölümüne'hiçbir gereklilik yokken' harcanacak milyarlarca doların Hakkari'de fabrika kurulursa daha etkili olacağı aklımıza gelmez.Başbakan allahın adıyla başlar konuşmaya,arada bir de 'yol yaptık' der ve biz gurur duyarız.Tütün işçisi,tütüne kota konmuşken gider kotayı koyana oyunu verir,çünkü öyle öğretilmiştir,en çok inanan,en çok allah adını ağzına alandır doğruyu yapan.Madende ölen işçinin eşi gider sağa oy verir,o sağ ki toprak altında çalışanlar için hiçbir güvence temin edememiş,bu ölümü kader olarak kabullenmemizi istemiştir.Bakkal süpermarketle başedemez,yine sağa oy verir,memur geçinemez,sandıkta rengi bellidir.
Sol bir bilinçlenmedir.Memurun,işçinin,köylünün,esnafın haklarından haberdar olması gerekir.Oysa kapı kapı gezip erzak dağıtmak daha kolaydır,haklarını öğretmek işimize gelmez.
Tüm bunların en başında ise hala sanayi toplumu olamayışımız yatar.Avrupa bizden çok önce yaşadığı bir sanayi devrimi ile bilinçli bir işçi sınıfı yaratmış ve bu işçi sınıfı bilinç seviyesini hergeçen gün ilerletebilmiş,gerektiğinde gerekli müdahaleyi gösterebilmiştir.Bizler,böyle bir devrim atlatamadığımız/yaşayamadığımız için, bir fabrika bilincine ulaşamamış ve öngörülü bir işçi sınıfı oluşturamamışızdır.Bilinçli işçi, sermaye sahibi ve elbette sağ için büyük tehlikedir ve gün geçtikçe artan kapitalist sistem baskısı köylü,işçi,emekçi,memur,emekli..vs kesimi daha da zor da bıraksa da kitleler örgütlenip bilinçleneceği halde daha çok pasifize edilmektedirler.Bu da solun iktidar yolunu kapatmaktadır.
ismet inönü ile başlayan ve atatürk'ün bütün kazandırdıklarını bir bir geri almaya, yobazlaştırmaya, değersizleştirmeye başlayan tutum nedeniyledir. bu tutum halktan uzaklaşılmasını sağlamıştır. ecevit ile yeniden silkinmeye çalışsada onun ekonomi alanındaki başarısızlığıyla perçinlenmiştir bu süreç. ve tabi sonra baykal belası gelmiştir başa. ama sonunda atatürk'ten sonra kılıçdaroğlu sayesinde yeniden şahlanma dönemine girmiş üstelik halka da inebilmiştir. umarım devam eder...
sol zihniyetin kendini dinden soyutlaması kendi kökünü kurutmuştur. Halbuki sol zihniyet özgürlükçüdür, demokrattır fakat bizim ülkemizde hiç bir zaman böyle bir sol gelmemişir.
çünkü türk halkı için ülkesi çok önemlidir. her kez ne kadar akp ülkeyi satıyor desede akp ülkeyi çok geliştirdi. sol demek halka hizmettir. akp hem halka hizmet ediyor hem ülkeye dolayısıyla türk insanı akp ye oy veriyor veya sağ partilere. sol için ülke önemli değildir.
çünkü solun vaadettiği tek şey;
"iktidara gelince dişlerini sökücem recebin"
"recep düşebilir dikkat"
"ben onun anasını.... gerisini biliyorsunuz zaten"
reklamlarındada yasak hırs , intikam bazlı duygulardan bahsedilir.
diğer taraftan ak parti ise "biz türkiye nin partisiyiz demokrasiyi geliştirmek için bunları bunları yaptık hizmet ettik, daha da edicez"
ve halkımız doğru olanı seçmiştir.
niye şaşırdınız ki?
çok basit. türk halkı yaratılıştan gelen bir özle, sağ politikalara prim veren ve eğilim gösteren bir halk. çok partili hayata geçildiğinden beri de, bu özelliğini görmüşüzdür. 1950'den 1960'a kadar demokrat parti. 60 ve 80 arası süleyman demirel iktidarları ve adalet partisi. 80'lerin başı ve 90'ların başı anap. devamında refah partisi. ve günümüzde akp. türk siyaseti boyunca çoğunluğu yanına alan hep sağ görüşlü partiler olmuştur. tabii ki iktidar olanlarda halkın desteğini alan bu partilerdir.
-türk halkı fazlasıyla muhafazakar olduğundan,
-devletin insanlar için değil kendilerinin devlet için var olduğunu düşündüğünden,
-şeyh, derviş diye geçinenlerin insanların seçimleri üzerindeki etkisinin liderlerden çok daha fazla olmasından,
-başta demokratik olmasından çok partisinin ve ülkesinin hakimi olan bir lider istemesinden,
-başa geçenin yürüyüşünden söylemlerine, kararlarından tipine * kendine benzemesini istediğinden,
-türkiyede solun sürekli yanlış anlatılmasından ve ülkenin en zor dönemlerinde * başta sosyal demokrat parti olmasından,
-darbe yapanların solcuymuş gibi tanıtılmasından * ve daha nicelerinden
sol türkiyede iktidar olamıyor. sol görüşlü biri olarak bu duruma üzülüyorum. ne yazık ki insanlardaki sol fikri deniz baykal'dan öteye gidemiyor...