sofradaki yeri msn deki sevgilimizden sonra gelen,
metresimiz, kandırdığımız,yalan manyağı yaptığımız.
zaaflarından yararlandığımız,
kentlere kaçırıp etinden yararlandığımız,
ve reklamlarda,iş yerinde ve yatakta yararlandığımız,
kadınlar...
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
kadın olmak maça 1-0 mağlup başlamaktır.. türkiye'de kadın olmak ise 2, belki daha fazla farkla maça mağlup başlamaktır.. hele ki erkek adamın erkek oğlu olur zihniyetindeki bir babanın kızıysan durum daha da vahim.. şöyle ki:
çocukluktan, genç kızlığa adım attığında başlar kavgası. ilk başta belki anlam veremiyordur ailesinin verdiği tepkilere lakin zamanla o da farkeder bedenindeki fiziksel değişimleri.. bundan olsa gerek o dönemlerde utangaçlaşır.. artık eskisi gibi minik bir kız değildir o, genç kız olmuştur.. bu yüzden çevresinden soyutlanır, sokaklarda dilediği gibi koşturamaz, önceden oynadığı gibi erkek arkadaşlarıyla oynayamaz, bisiklete binemez, eee kolay değil genç kız olmak..* keşke bu kadarla kalsa..
gün gelecek laf atmalar başlayacak, üstelik bunlar bir kadın tarafından dünyaya getirilen kişiler tarafından yapılacak.. "pardon bağyaaan çok güzelsiniz, hepsi senin mi?" yutkunup, koşar adımlarla uzaklaşmaya çalışacak.. belki de dönüp iki çift laf söyleyemeyecek, beyni bacakarasından çalışanlara.. öyle ya dişi köpek kuyruk sallamayınca erkek köpek ardına düşmezmiş.. toplu taşıma araçlarında, pazarda, okulda şurda burda yapılan tacizler cabası..
yine de erkeklere içten içe babasından belki abisinden gelen bir sevgi duyacak, en azından genelleme yapmayacak, ayrı tutacak bazılarını.. ve gün gelecek kaptıracak yüreğini.. onu düşündüğü zaman içinde bir şeyler kıpırdayacak.. belki evlenip ömür boyu mutlu olamayacak ama yine de evliliği düşünecek, cesareti varsa ayrılacak ilk sevgilisinden.. tabi sonuçlarını göze alarak zira bundan sonra hayatına girecek olan çoğu erkek önceki ilişkilerini sorgulayacak.. belki çoğu ilişkisi bu yüzden başlamadan bitecek..
olur da günün birinde evlenirse, kocası tarafından törenle kadınlığa terfi ettirelecek ve bundan sonra ev işlerini yapan bir hizmetçi, cinsel ihtiyaçların giderilmesine yarayan bir orospu gibi görülmeye aldırmayacak.. öyle ya bir türk düşünüre göre, kadın dediğin sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta orospu olmalıymış.. unutmadan söyleyim, sırtından sopa karnından da sıpa eksik edilmeyecek.. mükafat olarak da her yıl 8 mart'ta kocasından kumandayı alıp sevdiği diziyi izleyebilecek..
edit: çok merak ettiyseniz söyleyim.. bayan değil, erkeğim..
türkiye'de kadın olmak, koca bulana kadar anadan babadan dolayı birçok hizmetten faydalanmaktır (bkz: pozitif ayırımcılık). küçümsemeyiniz büyük ayrıcalık, büyük kıyaktır. bakın kenan evren paşa ne demiş: efendim nedir kadın hakları? erkek hakları diye birşey var mı ki kadın hakları olsun?
istatistikler, varsayımlar, yorumlar... hepsinin ötesinde zor oğlu zordur! yolda yürüyemezler öküz gibi laf atarlar. işe girmeye kalkarlar asılırlar, sarkarlar. dışarı çıkıp gezmek isterler tacize uğrarlar. insan yerine konulmaz, okula yollanmazlar. herkesin içinde işaret sıfatıyla seslenir onlara sevdicekleri sineye çekmek zorunda kalırlar. çocukları uğruna fıçı bira edalı herifleri çekmek zorunda kalırlar. iğrenç, acaip yaftalara maruz kalırlar. çok zordur onlar için bu ülke ve bu ülkede hayatlarını daim kılmak. allah yardımcıları olsundur.
zordur hemde çok zordur. çünkü sokakta yürürken 'aha garıya bak lan daş daş lan bu daş' gibi konuşmalar geçer. ve dayak yerler genelde* avantajları da vardır. mesela medeni insanlar genelde 'garıya bak lan' demeden eşyası ağırsa yardım ederler, önden buyrun falan derler. bir çok ülkede kadın olmaktan daha zordur yani.
yolda kaldığınızda, alışveriş dönüşlerinde, yanınızda ateş olmadığında kolayca işinizin görülmesini sağlayan bir durumdur fakat yaşamayan bilemez. eksileri artılarından fazladır. her gün ''gözleriiyynen yiyolar'' tarzı durumlara maruz kalmak, erkekler tarafından küçümsenmek, egolarına kurban gitmek, ev temizlemek, çocuk bakmak, ütü yapmak, bütün bunlarda kimsenin yardım etmemesi, sıkıştırılmadan araba kullanamamak... vb.
Kadin, insan olmanin erdemini bilmeyenler icin siniflandirmanin bir turudur. Sadece insan gozuyle bakildiginda, Avrupa toplumunda esitlik kisvesiyle saygisizligin kralina maruz kalan kadin, otobus soforlugunden maden isciligine kadar her turlu is kolunda calistirilarak dogasindaki naiflik ve narinlik goz onunde bulundurulmaksizin fiziksel olarak erkekle esitligi saglanmaya calisilmistir. Ama turkiye'de kadin olmayi, degisen ve gelisen topluma gore egitimsiz ve engellenmis kadin ve erkegi baz alarak anlatmak, kadinlarin secme ve secilme hakkini Bati toplumundan onlarca sene evvel almisken, turk erkeginin kadina bakisini cinsellik disinda baska kistaslara bakmaksizin degerlendirmek yanlistir.
not:yazdıklarımın, tümü birlikte değerlendirilirse daha anlaşılabilir olacağını düşünmekteyim.
bir bakıma ayrıcalıklı olmak demektir. insanların yol ya da yer verirken bir şeyler bekleyen bakışlarla daha kibar davranmasına sebep olmaktır. gazeteye, bayan eleman aranıyor ibaresini koyup, işe alınacak bayanı süzmesinin nedenidir. ağzının suyunu akıtarak sırf o bayan elemanı becerebilmek için.
etrafımıza ufakça bir bakış dahi atsak görebiliriz 'bayan aranıyor', 'bayan sekreter aranıyor' ilanlarını, ama utanmadan yazılmaz 'biz becermek için arıyoruz' diye. ki neden bayan eleman aradıklarını cümle alem bilir. yoksa neden belirli bir cinsiyet ibaresi konulsun ki? yok be eşitiz biz lan ne ayrımcılığı?
kadın olmak ofiste, dışarda cinsel obje olarak görülüp, direk verici gibi görülmektir. babanın erkek evladından sizi daha çok sevmesidir. her türlü, birlikte yenilen yemeklerde hesabı ödememek anlamına gelir. askere gitmezsiniz. anneyken çocuğunu babaya savunmaktır. yine bu ülkede kadın olmak, hiç bir eğitim almadan bile size kariyer yapma imkanı sağlar. ne de olsa sahiplerinin ağzından salyaları akan binlerce 'bayan aranıyor' ibareli iş ilanlarıyla muhattap olursunuz.
yonja gibi bir çok sapığın yaşama alanı olan yerlerde götünüzün kalkmasıdır. fotoğrafınızın altına 'çok tatlısın' yazısını okurken oturan yerlerinizin kalmasıdır ki gördüklerinizle kraliçe götünü aşar oralarınız. bazılarıiçin kendini pazarlayıp ağırdan satmaktır.
çoğu vakit anneliktir kadın olmak fakat dişi ve türlerini gördükçe kendi çapınızda sınıflandırırsınız onları ayıp bir şey olsa da. ama yonja'da takılıp ona buna yavşayan tip kızlar dişiyse, o taraflarda bezi olmayanlar nedir? sorusunu akıllara getirir.
çok cümlenin anlamını bulursunuz yani. eşit de olmamaktır erkekle. çünkü hep ezilen taraf kadınlar diye gösterilir.
türkiye^de kadın olmak hak ettiği değeri asla görememektir..
doğdukları ilk günden beri pekçok eşitsizlikle,haksızlıkla karşılaşırlar her şeyden önce.
ne kadar gelişmiş,okumuş kendini yetiştirmiş bir erkek olursa olsun baba olacak olan,içten içe erkek çocuk sahibi olmak ister..çevresinden de öyle görmüştür nitekim..erkek çocuğu olacak ki,soyunu devam ettirecek..**
kız çocuk daha ilk günden hizmet etmeye alıştırılır.eğer abisi varsa onun sözünden çıkmamaya alıştırılır..hep etrafındaki erkekler tarafından yönlendirilmesi gerekiyormuşçasına büyür..
kimisinin elinden okuma hakki alınır..zaten ne gerek vardır ki..gitsin tarlada çalışsın..yarın bir gün başka bir yerede çalışmak isterse iş bulamasın..kariyer yapamasın..
ileride beyine ses yükseltemesin..yarın bir gün ^^seni 3 öküz,2 ineğe satıyoruz^^ dediklerinde sesini çıkartamasın..
okuma yazma öğrenemesin ki ona ileride imzalattırılacak şeyleri okuyamadan hakkını devredebilsin.. ben resmi nikah istiyorum,imam nikahinın bir hukuku yok diyemesin.. koşulsuz şartsız kabul etsin her şeyi,her şeye evet desin..
okuyacaksa bile ilk okul 3 e kadar okusun..yeter..nolacak fen görünce..başımıza alim mi olacak? amaan canım ben de neler diyorum..ne alimi..hem kadın bilimden ne anlar..espri bile yapamaz o..
zaten zeki olmasın..ne gereği var zekanın..zeka erkeğe yakışan bir şeydir..kadınlarda sırıtır..
sonracığıma yemek yapmayı,ev çekip çevirmeyi öğrendiğinde yani 13 14 yaşına geldiğinde birden kısmetleri artar kızımızın.. ruh ikizini bulması,ideallerine uygun sevdiği birisiyle evlenmesi değildir önemli olan - hem ideallerine uygun kocayı nerede bulacak gerek yok zaten - önemli olan ona ne kadar fiyat biçildiğidir.
biyolojik gelişimine göre ilk adetinden sonra eline çocuğunu alır.20li yaşlarına geldiğinde evde bir düzinelik nüfus vardır..çökmüştür artık.. çocuklarına bakmakla,kocasının ayağını yıkamakla meşguldur artık..
kocası da erkeklik vazifesini yerine getirir eksiksiz..karnindan sipayi,sirtindan sopayi eksik etmemek..
çektiği bütün cefalara,acılara rağmen kursağından geçen 2 lokma eti bile çocuklarına verir..giymez giydirir..
bu arada haklarından bihaberdir tabiki..seçme seçilme hakkını kullanamaz..zaten kullansa bile ne kadar mantıklı olacak ki..
şiddet cabası.. aslında en çok bu var..siddet..
bir başka kanayan yara da kuma..
baba evine dönemeyeceğinden mecbur her şeyi kabullenmek..çekip gidememek..çocuklarını düşünmek..
başını pencereden uzattı diye 12 yerinden bıçaklanarak ölmek belki bazen..
töre cinayetlerine nüfusunun büyük bir çoğunu vermiş bir ülkede kadın olmaya çalışmak..yaşamaya çalışmak kendinden daha kötüleri görüp ^^çok şükür^^ diyerek..
kendi istediği hayatı değil de ona ^^layık^^ görülen hayatı yaşamaya çalışmaktır türkiye^de kadın olmak..
kadınlığı yaşayamamak, cinsellik konusunda isteklerini, beklediklerini, şikayetlerini söyleyememek, kısık sesle konuşmak zorunda bırakılmak bir yandan erkek egoları tarafından böylesine kuşatılmasına rağmen savaşma gücünü kaybetmemektir.
türkiye de ne kadar zor şartlarda yaşamaya çalıştığını anlayamacağınız bir türdür kadın.. evet tür!!! çünkü erkeklere göre kadın maldan öte bişey değil. yok çiçeksin yok böceksin yok kraliçesin bunların topu fasarya. en okumuşundan tut en bağnazına en manyağına kadar kadına gösterilen her türlü ilgi şefkat emaresi hepsi toptan fasarya!!!!
arabasında oturup yol almayı beklerken camına tıklandığında dışarı bakıp sapık suratıyla tiksinçliği ile sana sırıtan bir erkek görüp korkan kaç kadın var biliyor musunuz siz?????? ancuk karı aç kapıyı gireyim diye pis pis sırıtarak sana bakan, ne yapacağını şaşırıp öylece kalakalan???
evet az önce eve gelirken başıma gelen bu olaydan sonra artık mümkün mertebe uzun bir süre insan içine çıkmaya bile tırsarım lan!! ben bu türkiyenin avrupa birliğine de sokayım herşeyine de!!
kadın türkiye de sadece bir türdür.. yok bunun gerisi.. isterse master yapsın, müdür olsun farketmez..
erkeğini kandirabilme ve dediğini yaptırabilme yeteneği gelişmiş, trip kapris sanatını iyi kullanan, heryerde tacize uğrama tehlikesi bulunan, ataerkil yapı ve zengin koca bulup kolaya kaçma alışkanlığı nedeniyle yönetim kadrosunda tam anlamıyla yerini bulamamış, eli hamurlu ve nasırlı profili zamanla eli makineli ve uzaktan kumandalı evrimini geçirmiş, fakat yine de erkekler için olmazlarsa olmazlarımızdır.
aslında çok da zor bir durum değildir. sadece dinden, örf ve adetten kaynaklanan bazı sorunlar çerçevesinde toplumda sindirilmişlerdir. eğer doğru dürüst bir eğitim almışlarsa ve kendilerine güvenleri varsa türkiyede kadın olmak çok da şanslı bir durumdur.*
