kesinlikle ve kesinlikle çığrından çıkan dizilerdir.
şu an tvdeki dizilerin hepsi insanları öncelikle özentiliğe daha sonra depresyona sürüklemekte.
birçoğunun konusu çok zengin birisi, yanarlı dönerli işlerle uğraşan bir tayfa, sürekli buzlu badem havaları vs.. diğer kısmı da bozuk aile düzenleri üzerine senaryoları kurulmuş saçma sapan bir kadının başrol oynadığı diziler.
eskileri hatırlamaya çalışıyorum, insanların haftada izlediği 3-4 tane dizi olurdu. şimdi günde 3-4 tane dizi, her kanalda. hepsinin konusu bu dediklerimden. insanlar bunları izleye izleye birçok konuya duyarsızlaştı. birçok şeyi normal karşılamaya başladı. çünkü yaklaşık bir 10 senedir insanların gözünün içine içine sokuluyor bu tarz şeyler. gelinine mi sarkıyorsun? olabilir. kocanı mı aldatıyorsun? normal, aşk bu. paran mı yok? uyuşturucu sat, kumar oyna, mafyacılık tasla. aileyi terketmek? ohoo çok kolay, önemli olan sadece ve sadece senin hayatın. polis? kötü. doktor? yakasına yapış, "bak onu kurtarmazsan buradan sağ çıkamazsın" de, o da normal. öğretmen? okula özel mercedesi ile gelen zengin zübbelerini avutan 3 kuruşluk meslek. avukat? dolandırıcı. ama nerede pislik iş var, hepsi müthiş hayatlar içinde. sadece biraz alengirli. olur o kadarlık.
yiyin anam yiyin...
bir yerden koptu bu, daha sonra aileler çocuklarını terbiye etmemeye başladı ve onların torunları olarak bu haldeyiz. Ulu orta yerde cinsel konular konuşacak kadar ahlaksızlaştık.
2400 yıldır dünyanın her yerinde hep aynı muhabbet: "bugünün gençleri, lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran, geveze ve obur yaratıklardır." sokrates
türkiye nin kültürel altyapısı ve birikimi modern dünyaya uygun değil halen daha geri kültüre sahip bu yüzden modern dünyada sırıtıyor ve onların değerlerini alınca ucubeye dönüşüyor. türkiye kendi içinde bazı şeyleri yapmalı ve kendi cehaletini kendi aydınlarıyla yenmeli.