1996 senesinde türk askerinin kıbrıs rum sınırında solomos solomou denen itin kellesini delip geçtiği andır efendim. kafasının yarısı kana bulanmış halde, real poşeti gibi süzülerek indiydi o çıktığı yerden... hala gururlanırım o sahne gözümün önüne geldikçe, bu faşistlik midir? öyle derseniz en kralındanım ben de...
ingiltere- türkiye arasinda bir de türkiye´de (inönü) oynanan futbol macinin tamaminin tv´de yayinlanmasi. türkiye´nin maci 8-0 kaybetmesi. tüm türkiye´nin tam anlamiyla bu sayede "göt" olmasi.
ertesi günkü hürriyetin son sayfasinin tamaminin rahmetli altan erbulak´in bir karikatürünü göstermesi. karikatürün sayfanin tamamini kaplamasi. karikatürde bütün sayfayi kaplayan bir kapi olmasi, kapinin üzerine bir not ilistirilmis olmasi, notta "cenaze dolayisiyla kapaliyiz" yazmasi.
bu tv´de seyrettigim en utanc verici olaydir, daha kücüktüm o zaman, ama hala düsündükce kafami saklayacak bir yerler ararim. istanbul´da, elli adet ingiliz seyircinin önünde, bütün türkiye, 8-0 yenilisimizi seyrettik, bari mactan cekilseydiniz de 3-0 hükmen yenik sayilsaydik, o neydi öyle be...
erol büyükburç un show max te canlı yayında, playback yaparken yaka mikrofonunun sunucu kızın saçına takılıp yerlerde sürüklemesi. sunucu partnerinin durumu anlayıp kıkır kıkır gülmesi. canım erol büyükburç'un mizansen zannedip hiç oralı bile olmayışı.
çarkıfelek programına farklı bir şehirden canlı yayınla bağlanan yarışmacıya sorulan "bir meslek" sorusu.yarışmacının 3 sessiz 1 sesli harf söyledikten sonra ekranda sadece "sik" harflerinin yanması.tuğba ünsal ın gülme krizine girmesi,mehmet ali erbil'in "hay ben böyle şansın" dercesine konuşması.sorunun cevabı da;
(bkz: psikolog)