19 mayıs 1919 da atatürk gizlice bandırma vapuru ile istanbul dan ayrıldı.
tam bir yalancılık belgeseli, 4- 5 ay kadar önce, can dündar ın hazırladıgı bir programda, o yıllarda ingilizlerin gümrügünde çalışan bir subayla 1967 de yapılmıs bir röportajın kaydı yayınlandı, atatürk ve beraberinde ki 37 üst rütbeli en iyi osmanlı subayı padişahın emri ile iskeleye geliyor vapura binmek için, bu konusan kişiye yani, bakıyor ki osmanlının en seckin 37 subayı, çıkışını vermiyor bunların merkez karargahlarına iletiyor durumu, ordan saraya adam gönderiliyor ve bilgi alınıyor saray ingilizleri bir şekilde ikna edyor ve bu subayların 26 tanesi vapura binip samsun a harket ediyor. neden 26 tanesi denir ise, emir o kadar hızlı gönderiliyor ki atatürk padişah tarafından osmanlı tarihinde bir ilk olarak, o kadar olagan üstü yetki ile yetkilendiriliyor ki aanadoluda ki hareket organize edilebilsin diye bu bir ilk.
YILMAZ SUSURLUKU ÇÖZECEKTi
Mevcut siyasi tabloda en büyük rakibi durumundaki Mesut Yılmaz da Çiller’den geri durmadı ve en büyük vaadini 1999 seçimlerinde "Susurluk u çözeceğiz" diyerek verdi.
MHP TERÖRiSTBAŞINI ASMA VAADiNDE BULUNDU
18 Nisan 1999 seçimlerine damgasını vuran en önemli olay ise teröristbaşı Abdullah Öcalanın seçimden kısa bir süre önce Kenya;da yakalanarak Türkiyeye getirilmesi oldu. O günlerde seçmen Eceviti, Öcalan yakalanıp Türkiyeye getirildiği için ödüllendirdi, MHPye ise Bahçelinin "Apoyu asacağız" vaadi nedeniyle oy verdi. MHP lideri türban sorununu ise "ürkekçe değil erkekçe çözeceğiz" sözleriyle seçim meydanlarına taşıdı.
ERBAKAN TAKSiME CAMi YAPACAKTI
Kapatılan Refah Partisinin lideri Necmettin Erbakan ise seçim vaatlerinin başköşesine "adil düzenöi koydu. Seçmene her ile havaalanı, hızlı tren vaat eden Erbakanın en dikkat çekici vaadi ise "Taksime cami" oldu. *
(#1814578) gibi bir entry gördükten sonra oehh artık dediğim başlık. yahu bu evrende safkan olan millet hangisi allah aşkına. belki kızılderililer ve bir kaç afrika kabilesidir. onun haricindeki hangi millet safkanlığını korumıştur? ne yani ingilizler safkan kalıp hiçbir milletle kaynaşmamış mıdır? aynı mantıkla onların yaşadığı yer de britanya değil kırma milletin yaşadığı yerdir. hiç ingilizlerin olmamıştır ki orası.
diyeceğim şudur: bizim türk olmamızı sağlayan kanımız değildir. kendimizi türk hissetmemizi sağlayan değerlerimizdir. bayrak, marş, ortak acılarımız, sevinçlerimiz, dinimiz, tarihi yapılarımız, simitçinin simit satarken söylediği türkü, yunus emrenin ilahileri, mevlana'nın mesnevisi...
en son söyleceğim de şudur: türk milletinin yaptıklarını küçümseyip hatta hiçe sayıp bizi bize küstürmeye çalışanların bu millet farkındadır.
islamiyeti isteyerek sectikleri yalanidir. halbuki araplarin islamiyeti secmeleri icin bir kac turk koyunu kadin cocuk demeden tumuyle kilictan gecirmesi daha cok etkili olmustur.
haliçin altinda altinlar oldugu. hayir buna kek gibi inandik o boklu suda işi gücü birakarak definecilik yaptik. bula bula traktor tekeri bulduk en fazla.
Ortaylı'nın, Türk halkının yanlış bilgilendirildiği tarihsel olaylara yanıtları da tek tek şöyle:
Katerina - Baltacı Mehmet olayı: ''Katerina'nın Baltacı Mehmet'in otağına gelip mücevherlerle kendini sunduğu söylenmektedir. Bu genelin hoşuna giden bir efsane. Oysa kayıtlarda böyle bir şey yok. Bir takım hocalar çocuklara bu tür rezaletleri anlatıyor. Böyle tarihçilik olmaz.''
Hezarfen Çelebi uçtu mu?: ''Hezarfen'in Galata'dan uçuşu Evliya Çelebi'ye dayanan bir hikâyedir. Türk Hava Kurumu da bu olayı şişirdi. Tarihsel dokümanlarda böyle bir olay ve kişi yok.''
Ulubatlı Hasan var mıydı?: ''Ulubatlı Hasan hikâyesini yazanlar, son devir Bizans - Osmanlı tarihçileridir. Sancağı diken biri var mutlaka. Ama bu Ulubatlı değil. Kayıtlarda Ulubatlı Hasan yok.''
Akdeniz Türk gölü müydü?: ''Hayır. Akdeniz'de Sicilya ve Malta gibi çok önemli üsler var. Ayrıca 'yedi adalar' dediğimiz iyon Adaları da elimizde değildi. Girit ve Malta varken, Akdeniz'den Türk Gölü diye bahsetmemiz zor.''
Fatih Sultan Mehmet'in annesi Sırp mıydı?: ''Fatih'in annesi Türk'tür. Bir de Sırp analığı vardır.''
Fatih Ayasofya'ya atla girdi mi?: ''Niye atla girsin? Koridor bölümüne törensel anlamda girmiş olabilir. Bizans imparatorları da bunu yapardı. Mabede atla girdiği doğru değildir. Haçlıların istanbul'a yaptığı işgalle fetih, birbirine çok karıştırılıyor.''
Fatih Ayasofya'yı satın aldı mı?: ''Yok öyle bir şey. Şehrin en büyük mabedi, fetih hakkıdır. Camiye çevrilir. Ayasofya, yeryüzünün en büyük, en parlak, en şöhretli mabediydi. Fatih, istese adını Fethiye Camii yapabilirdi, yapmadı.''
Bizans isminde devlet var mıydı?: ''Bizans sonradan uydurma bir isimdir. Bizans, Doğu Roma da değildir. Bizans dedikleri Roma'nın ta kendisidir. Bazı tarihçiler, Avrupa'daki Roma - Germen imparatorluğu'nu Roma olarak yorumluyor, öbürünü, Bizans diye bize iteleyip kakalamaya kalktılar.''
Hürrem Sultan sarayın hâkimi miydi?: ''Hürrem, sarayın hâkimi değil. padişahın üzerinde ne derece etkisi var bilinmez. Şehzade Murat'ın katledilmesinde Hürrem'in ne katkısı var, Rüstem Paşa gelişmeleri ne derecede abartarak padişaha naklediyor, bunların tespiti çok zor.''
Piri Reis haritası var mı?: ''Piri Reis'in haritasının kaybolan bir Colombus haritasının kopyası olduğu söyleniyor. Türkler, Amerika kıyılarına gitmedi. Colomb da oranın bir kıta olduğunu bilemedi ama bir harita çıkardı. Bahsedilen harita, bir Piri Reis çalışmasıdır ama, kaynağı hakkındaki tartışmalar teori halindedir. Bu konuda hiçbir şey diyemeyiz. Erich von Daniken de, bu haritayı uzaylıların yaptığını iddia ediyor.''
Depremde yıkılan Ayasofya'nın oturtulamayan kubbesi için Hz. Muhammed'in dualar okuyarak hazırladığı harcı gönderdiği ve onarımın böyle yapılabildiği söyleniyor, doğru mu?: ''Bunu kimin uydurduğunu ben de bilmiyorum. Menkıbe.''
Çemberlitaş'ın altında kutsal emanetler yattığı söyleniyor?: ''inananı çok olan bir menkıbe.''
Süleymaniye'nin harcına Şah'ın mücevherleri karıldı mı?: ''Bunlar yarı menkıbe şeyler.''
tarihten söz ederken asla ve asla kesin bir sonuç ya da olaydan bahsedemeyeceğimizi anlayamamış olan başlıktır. tarihte, hemen hemen her olayı çok farklı iki zıt kutupta sonuna dek savunabileceğimiz kanıtlar yatmaktadır, bu yüzden bütün sert çıkışlar, uyanın artıklar, agresif bunalımlardan başka bir şey değildir.