yıllar öncesinden onun bunun torpiliyle giren ile çağımızın tüm gereklerinin eğitimini alarak mezun olanların arasında dünya kadar fark var. biri "ne var? niye geldin?" şeklinde soru sorarken diğeri "iyi günler nasıl yardımcı olabilirim?" diyor. ilginç. bir hatanın farkına varmak bu kadar uzun sürmemeli.
Üniversite öğrencilerine en ufak bir durumda bile insanlığa yakışmayan saldırılarda bulunan faşist düzenin şiddet severleridir. Nefret edilesidir, ediliyordur.
zamanında iyisinin de olduğu meslek türü ama yıllar yıllar geçmiş acaba o iyilere ne olmuş... işte orasını biz de merak etmekteyiz. iyi polis arayan arkadaşlara selam olsun ve bir zahmet şunu tırtıklasınlar: (bkz: pol der) **
evime hırsız girmesini engelleyemiyorsa,
gasp edilecek hale gelene kadar suc sebekelerine dokunmuyorsa,
beraber gezdigim kızlara laf atabiliyorsa,
bana bir zarar geldiginde, mafyadan korkup işlem yapmıyorsa,
laubali ve kufurbaz sozlerle ve tavırlarla benimle konusuyorsa,
polisin degil de tinercinin yanından gececek hale geldiysem,
rahatsızlık cıkardıgı icin degil, ustten gelen emirlerle adam dovuyorsa,
tutuklanmıs birine defalarca grup halinde tekme atıyorlarsa,
kahrolsun insan hakları deyu gosteri yapıyorlarsa,
yoldan gecmekte olan turiste vurabiliyorsa,
içeri alınan biri, dısarı cıkamıyorsa
pek guvenilir degildir. hatta bu yapılanlara ve insanlara hissettirilenlere korku politikası denir.
laf çok söylenir söylenir durur.
evine hırsız girince gidersin,
gasp a uğranınca gidersin,
kapının önüne dayanan bir şerefsiz sana, ailene küfür edip durduğunda ararsın,
ailenden her hangi birine tecavüz edildiğinde* gidersin,
sana zarar gelen her hangi bir durumda gidersin,
amma ki senin yaptığın şerefsizliklere, terbiyesizliklere bir polis geldiğinde mangalda kül bırakmazsın.
orantız güç kullandı polis, vurdu polis, döktü polis.
iyi şeyleri söylemezsin sen ve senin gibi arkadaş(ım),
neden söylemiyosun küçük çocuğa tecavüz edenleri yakalayan türk polisime teşekkürler diye,
neden söylemiyosun hırsızı yakalayan, tecavüzcüsünü yakalayan, cinayet katilini yakalayan türk polisime teşekkürler diye,
yok ama sen bir şunu bilirsin,
-maçta polis orantısız güç kullandı,
-mitingte polis gaz attı,
-...
hep aynı şey. birinizde çıkıp iyi birşey söylemezmisiniz, söylemezmisin arkadaşım.
kendine gel, bu polis senin polisin, çok beğenmiyorsan sen niye olmadın sen olaydında bu olaylar olmasaydı!
bu polis hepimizin polisi herkesin hatası olur, heryerde bir çürük bulunur, ama bu hepsi böyle hepsi kötü anlamına gelmez, tek kafayla düşünme tek bir olaya bakma,
madem kötü yönlerini, olaylarını yazıyosan iyilerinide yaz ki senin sözüne ben inanayım..
turk askeri ile beraber en guvenilen kurumlar arasındadır.
biri pkk yuvalarını bbg evi gibi gozetler, digeri de suclunun peşini bırakmaz. neydi, olur boyle vakalar turk polisi yakalar falan. hah buydu. hadi hep beraber soyleyelim bu sloganı; milli birlik ve beraberligimiz pekişsin. lay lay lom.
insanların öcü olarak gördüğü insan tipidir.fethullahçı kadrolaşma,rüşvet,kontolsüz kuvvet uygulama,işkence ile beraber anılırlar.polis teşkilatı son zamanlarda kendini yenileyip,vizyonunu genişletmeye çalışsada bi türlü becerememektedir.bu milletin askere duyduğu saygı ve güvenin binde biri polise duyulmaz.maçlarda, mitinglerde acımasızca insanlara vuran tiplerini sıklıkla görürüz.
aynı zamanda cok da barıscıldırlar. demokrasinin geregini yerine getirerek, terorist olarak adlandırılan insanlara dokunmazlar. hatta sucluların psikolojileri bozulmasın diye, suclulara pek dokunmazlar; yani sucluya dokunursan daha da bozulur daha da azıtır, degil mi?
ali sami yen'de ne zaman maça gidilse, gözlenen bir durum vardır. oda türk polisinin gelen seyircilere, güler yüz göstermesidir. bu insanlara taş atanların elleri, ayakları kopsun.
- polise taş atma yetkisini kendinde gören insan!ları,
- yaptıkları her eylem(!) ve yürüyüşte emniyet teşkilatını istemeyen ve ağır hakaret eden insan!ları,
- evlerine hırsız girince, sokakta gasp veya darp edilince, eylemlerde taş attıklarını, yüzlerine tükürdüklerini unutup "imdat polis yok muuuu" diye bağırıp polis çağıran insan!ları,
- kendilerine sadece bu sözlükte edilen 10 sayfa dolusu hakarete rağmen, şehirlerin güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışmalarını görmeyen insan!ları
korumak için kendilerini tehlikeye atan, hatta ağır yaralanan, belki de bu ülkenin en fedakar insanları... size yunanistan daki gibi kayıtsız kalan polisler lazım azizim, gerçi o zaman da ağzınızı yaya yaya "ayyy polis ülkeyi korumuyoooaaaa, yolda yürüyemez olduaaaaakkk" diye başlarsınız ama neyse.
dünyanın en eli kolu bağlanmış polis teşkilatıdır. komünisti, pkklısı, laikçisi gelir karşısına bağırı da bağırır. garibin elinde coptan başka silah yoktur. burda artistik yapanlar bilmezler ki amerika ve avrupada polise cevap bile verenin bir tarafından kan alırlar.
yakalamak istediğinde asla kaçırmadığını emekli Tuğgeneral Levent Ersöz operasyonu ile bir kere daha ispatlamıştır. rusya'ya kaçmış sahte kimlikle, sonra geri dönmüş. yine sahte kimlikle ameliyat olmak üzere iken hastanede yakalamıştır adamı.
bir çok tu kaka yönüne rağmen bu yönüyle tebrik edilesidir.
türk polisi olmaktan çıkıp maalesef " f " tipi polis olma yolunda ilerleyen ülkenin polisleridir.
zira akp'yi protesto edenlere tekme, tokat girişen ama pkk ve bölücü eylem yapanları izleyen bi polis için insanın gözünde parlak bi izlenim olmuyor.
aslında polislerden öte kendi çirkin emelleri için onları bu duruma getirenlere yazıklar olsun demek lazım.
onca sene okuyupta şivelerinin, düşüncelerinin nasılda değişmediğini anlayamadığım meslek sınıfı. şöyle bir anımı anlatayım da tam olsun. semt karakolumuzun memoli, adanalı, mesut komiser*tarzi komiseri gündüz vakti 15-16 yaşlarında bir çocuğu kovalarken, mahallede bulunan çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek ayırt etmeden kaçan suçlunun arkasından mermi yağdırmaktadır. hiç düşünememektedir ki o mermi birine denk gelse mahalle sakinleri tarafından linç edilecektir. şimdi buradan çıkarılacak ders nedir? diyeceksiniz, yahut bu çocuk aptal mi bize ne elin komiserinden? diyeceksiniz. ülkemizde komiser olmak için ciddi bir eğitim alıp ondan sonra göreve getiriliyorsunuz ve bir çok şeyin bilincinde göreve geliyorsunuz. peki sorarım size bu adamların en eğitimlisi böyleyse memuruyla başımız dertte değil midir?