türk polisi olmaktan çıkıp maalesef " f " tipi polis olma yolunda ilerleyen ülkenin polisleridir.
zira akp'yi protesto edenlere tekme, tokat girişen ama pkk ve bölücü eylem yapanları izleyen bi polis için insanın gözünde parlak bi izlenim olmuyor.
aslında polislerden öte kendi çirkin emelleri için onları bu duruma getirenlere yazıklar olsun demek lazım.
yakalamak istediğinde asla kaçırmadığını emekli Tuğgeneral Levent Ersöz operasyonu ile bir kere daha ispatlamıştır. rusya'ya kaçmış sahte kimlikle, sonra geri dönmüş. yine sahte kimlikle ameliyat olmak üzere iken hastanede yakalamıştır adamı.
bir çok tu kaka yönüne rağmen bu yönüyle tebrik edilesidir.
dünyanın en eli kolu bağlanmış polis teşkilatıdır. komünisti, pkklısı, laikçisi gelir karşısına bağırı da bağırır. garibin elinde coptan başka silah yoktur. burda artistik yapanlar bilmezler ki amerika ve avrupada polise cevap bile verenin bir tarafından kan alırlar.
- polise taş atma yetkisini kendinde gören insan!ları,
- yaptıkları her eylem(!) ve yürüyüşte emniyet teşkilatını istemeyen ve ağır hakaret eden insan!ları,
- evlerine hırsız girince, sokakta gasp veya darp edilince, eylemlerde taş attıklarını, yüzlerine tükürdüklerini unutup "imdat polis yok muuuu" diye bağırıp polis çağıran insan!ları,
- kendilerine sadece bu sözlükte edilen 10 sayfa dolusu hakarete rağmen, şehirlerin güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışmalarını görmeyen insan!ları
korumak için kendilerini tehlikeye atan, hatta ağır yaralanan, belki de bu ülkenin en fedakar insanları... size yunanistan daki gibi kayıtsız kalan polisler lazım azizim, gerçi o zaman da ağzınızı yaya yaya "ayyy polis ülkeyi korumuyoooaaaa, yolda yürüyemez olduaaaaakkk" diye başlarsınız ama neyse.
ali sami yen'de ne zaman maça gidilse, gözlenen bir durum vardır. oda türk polisinin gelen seyircilere, güler yüz göstermesidir. bu insanlara taş atanların elleri, ayakları kopsun.
aynı zamanda cok da barıscıldırlar. demokrasinin geregini yerine getirerek, terorist olarak adlandırılan insanlara dokunmazlar. hatta sucluların psikolojileri bozulmasın diye, suclulara pek dokunmazlar; yani sucluya dokunursan daha da bozulur daha da azıtır, degil mi?
insanların öcü olarak gördüğü insan tipidir.fethullahçı kadrolaşma,rüşvet,kontolsüz kuvvet uygulama,işkence ile beraber anılırlar.polis teşkilatı son zamanlarda kendini yenileyip,vizyonunu genişletmeye çalışsada bi türlü becerememektedir.bu milletin askere duyduğu saygı ve güvenin binde biri polise duyulmaz.maçlarda, mitinglerde acımasızca insanlara vuran tiplerini sıklıkla görürüz.
turk askeri ile beraber en guvenilen kurumlar arasındadır.
biri pkk yuvalarını bbg evi gibi gozetler, digeri de suclunun peşini bırakmaz. neydi, olur boyle vakalar turk polisi yakalar falan. hah buydu. hadi hep beraber soyleyelim bu sloganı; milli birlik ve beraberligimiz pekişsin. lay lay lom.
laf çok söylenir söylenir durur.
evine hırsız girince gidersin,
gasp a uğranınca gidersin,
kapının önüne dayanan bir şerefsiz sana, ailene küfür edip durduğunda ararsın,
ailenden her hangi birine tecavüz edildiğinde* gidersin,
sana zarar gelen her hangi bir durumda gidersin,
amma ki senin yaptığın şerefsizliklere, terbiyesizliklere bir polis geldiğinde mangalda kül bırakmazsın.
orantız güç kullandı polis, vurdu polis, döktü polis.
iyi şeyleri söylemezsin sen ve senin gibi arkadaş(ım),
neden söylemiyosun küçük çocuğa tecavüz edenleri yakalayan türk polisime teşekkürler diye,
neden söylemiyosun hırsızı yakalayan, tecavüzcüsünü yakalayan, cinayet katilini yakalayan türk polisime teşekkürler diye,
yok ama sen bir şunu bilirsin,
-maçta polis orantısız güç kullandı,
-mitingte polis gaz attı,
-...
hep aynı şey. birinizde çıkıp iyi birşey söylemezmisiniz, söylemezmisin arkadaşım.
kendine gel, bu polis senin polisin, çok beğenmiyorsan sen niye olmadın sen olaydında bu olaylar olmasaydı!
bu polis hepimizin polisi herkesin hatası olur, heryerde bir çürük bulunur, ama bu hepsi böyle hepsi kötü anlamına gelmez, tek kafayla düşünme tek bir olaya bakma,
madem kötü yönlerini, olaylarını yazıyosan iyilerinide yaz ki senin sözüne ben inanayım..
evime hırsız girmesini engelleyemiyorsa,
gasp edilecek hale gelene kadar suc sebekelerine dokunmuyorsa,
beraber gezdigim kızlara laf atabiliyorsa,
bana bir zarar geldiginde, mafyadan korkup işlem yapmıyorsa,
laubali ve kufurbaz sozlerle ve tavırlarla benimle konusuyorsa,
polisin degil de tinercinin yanından gececek hale geldiysem,
rahatsızlık cıkardıgı icin degil, ustten gelen emirlerle adam dovuyorsa,
tutuklanmıs birine defalarca grup halinde tekme atıyorlarsa,
kahrolsun insan hakları deyu gosteri yapıyorlarsa,
yoldan gecmekte olan turiste vurabiliyorsa,
içeri alınan biri, dısarı cıkamıyorsa
pek guvenilir degildir. hatta bu yapılanlara ve insanlara hissettirilenlere korku politikası denir.
zamanında iyisinin de olduğu meslek türü ama yıllar yıllar geçmiş acaba o iyilere ne olmuş... işte orasını biz de merak etmekteyiz. iyi polis arayan arkadaşlara selam olsun ve bir zahmet şunu tırtıklasınlar: (bkz: pol der) **
Üniversite öğrencilerine en ufak bir durumda bile insanlığa yakışmayan saldırılarda bulunan faşist düzenin şiddet severleridir. Nefret edilesidir, ediliyordur.
yıllar öncesinden onun bunun torpiliyle giren ile çağımızın tüm gereklerinin eğitimini alarak mezun olanların arasında dünya kadar fark var. biri "ne var? niye geldin?" şeklinde soru sorarken diğeri "iyi günler nasıl yardımcı olabilirim?" diyor. ilginç. bir hatanın farkına varmak bu kadar uzun sürmemeli.
genel karakter profili, dünyanın bütün polisleriyle neredeyse aynı olan polistir.son zamanlarda kibarlaşma eğilimi göstermekle beraber mesleki azmanlığından feragat etmeyi kurumsal acizlik zannetmeye de devam etmektedir.ama herşeyden öte,cemaatleşme kapsamındaki duygusallığın en müesseseleşmiş hali polislik görevinde vukuu bulmuştur.mesela bağ-kur çalışanlarından biriyle dışarıda bir yerde herhangi bir şey üzerine tartışıp kavga ettiğinizde sözkonusu kurumun beş-on çalışanı kavga bittikten sonra sizi kurumun aracıyla alıp bağ-kur un merkeze bağlı herhangi bir binasına götürüp tekme tokat dövmezler.ama bir polisle tartışıp kavga ettiğinizde, olay bittikten sonra ya da devam ediyorken muhakkak başınıza bir kaç polisin sizi arabaya alıp intikam dayağı atması hadisesi gelir.bu,gücü elinde bulundurmanın hudutsuz rahatlığı ve devletin tanıdığı mekanik inisiyatifin natural tezahürüdür.emniyet birimi, türkiyede dokunulmazlık manası taşımaktan öte dokunmakta sınırsız hürriyeti olan bir memur kitlesi mealini taşır maalesef.ciddiyet, resmi görünmenin yanında devletin sembolik ve saygınlığı ,milletin acziyetiyle kaim olan tanrısal gücünün cabbariyetiyle oluşturulmaya çalışıldığı yerlerde şiddet ile anlamdaş olan bazı şeyler devlet nazarında daha önemli yere sahip olurlar.çünkü halk ile ilgili kesinleşmiş devlet yargısı onun teba olduğu inancına bindirildiği için hizaya girmeyi sağlayacak tek etken de cahil topluluğun anlayacağı dilden olur!!halkın memur algısı standartlaşmadıkça;o güçlü memur,bu sıradan masa başı memuru kafa yapısı aynı azimle kökleşmeye devam ederse, nüfus müdürlüğündeki adam işimi yapmak zorunda olan adam;ama emniyet müdürlüğündeki adam yapmasa da bir şey denilmeyecek adam şemalinden kurtulmaz.
4 nisan 2009 beşiktaş kayserispor maçı öncesinde 164. yıllarına yakışır bir kahramanlık sergilemiş topluluk.. ayrıca yurdumun dört bir yanında kahramanlık serilerine devam ediyorlar.. yazık lan insanın vergi kaçırası geliyor valla..
3 kuruş para karşılığında canımı, malımı, namusumu koruduğu için binlerce kez teşekkür etmek istediğim insanlardır.
en azından ben teröristler tarafından linç edildiği zaman da onu savunurum, teröristi linç ettiği zaman da...
oysa onlar, polise karşı olan her şeye taraftır lakin sıkışınca yine polise sığındığını unutacak kadar da nankör.
allah razı olsun senden türk polisi.
bugün sana, yarın türk bayraklı evlere, ertesi gün bana ve herkese taş, kurşun atanlara karşı canımı, malımı ve namusumu koruduğun için.
istanbul ve güneydoğu anadolu bölgesi haricindeki tüm illerde vatanda$ı ile herhangi bir sorunu bulunmayan, ülkemin asayi$ memurları.
istanbul ve güneydoğu anadolu bölgesi dahilindeki polislerin tutumu diğer illerdekilere göre çok farklı. bunu ben de kabul ediyorum. yaptıkları bir çok fiil yanlı$ lakin azıcık insaf diyorum.
öte yandan tamamı farkında olmadan bu ülkede ya$ayan herkesi için iyi $eyler yapıyor ve bunları nedense kimse görmüyor. yandığım, havsalamın almadığı nokta bu. ele$tirin, limitlerinizin sonuna kadar gidin. lakin a$ağılamayın ki onların da sizlere saygısı olsun. kendi adıma onları ele$tirmedim değil, yeri geldiğinde polise diklendiğimi ben de çok net hatırlarım. zira onun ne kadar hakkı var ise polis olarak benim de vatanda$ olarak çe$itli haklarım var. doğru yerde doğru $ekilde kullandığımda yararını görebileceğim.
kimilerinde sabit mantık var. bi baltaya sap olamayacak diye gidip polis olmu$. maa$ını benim vergimden alıyo benden üstün mü olacak. e sen daha kafadan adamı itin götüne sokup çıkarıyorsun kendi aklında. o adam senin yoluna kırmızı halı serse kaç yazar. aradaki saygı uçup gitti mi iki tarafın da hakkı gider elden.
bok yoluna ben de cop yediğimi, cop yüzünden parmağımın çıktığını biliyorum lakin bu alayının tarafımdan hakir görülebileceği mealine gelmiyor. zira aynı polisin amiri benim parmağımın çıktığını öğrendiğinde benimle acil servis'e kadar gelip tedavim bitene kadar benimle ilgilenmi$, memurunun vandalist davranı$larından ötürü benden özür dilemesini de bilmi$tir.*
$imdi ben biri yüzünden körü körüne hepsine bok atsam da olmaz, yalakalık yapsam da olmaz.
sözün özü: hakkını nasıl ve ne $ekilde arayacağını bil, ele$tirin dozunda** olsun ki sen de insan muamelesi gör anlayı$ına sahip insanlardır vesselam.
unutmu$um ama bu entry bir gözlem yazısıdır. bazı yazarlar gibi öyle semt ve ya$adığı $ehirlerin polisi üzerinden edebiyat yapmadım. çalı$tığım i$ gereği türkiye'nin 72 vilayetindeki 300'e yakın farklı karakolda bin'den fazla polisle görü$tüm konu$tum. aralarında müthi$ kıl olup elinden geldiğince yoku$ yapanlar da vardı, can ciğer kuzu sarması olanlarda, ama bir çoğu türk halkının özellikle bir kesiminin kendilerini bir türlü insan yerine koymadığından dert yanıyordu. bu bir tesadüf olabilir mi acaba ?
alkollü veya aşırı hızla giderken yakalandığımızda hangimiz kurtulmak için kıvranmıyor hatta rüşvet teklif etmiyor? rüşveti alan şerefsiz de rüşveti veren çok mu şerefli??
işçileri- öğrencileri copluyor hatta biber gazı sıkıyor diyerek küfrettiğimiz polis kimden emir alıyor kaçımızın haberi var?? 'benim emrimdeki kişi kanunsuz dahi olsa emirlerimi yerine getirmek zorundadır' diyen bir müdürle kaçınız çalıştınız şimdiye kadar??
pkk sempatizanlarının üstüne yürümeye korkar diye iftira attığımız polislerin kaçı terör yüzünden şehit olduğunu biliyor musunuz??
onu geçin bugün 3 ayrı terör örgütüne karşı 60 hücre evine baskın düzenlemiş, teröristin açtığı ilk ateş sonucu bir polis şehit düşmüş, teröristin dışarıdaki kalabalığa açtığı ateş sonucu bir vatandaşımızı kaybetmemizin suçunu da polise atmış olduk. silah sesini duyduğumuzda kaçacağımıza bakıp izlemeyi seven bir halk olduğumuzu ne zaman anlayacağız acaba, ve halkımızın aptallığını ne zaman polise yüklemekten kaçınacağız??
hükümetin verdiği zammı beğenmeme lüksü olanlar türk polisinin sendika hakkı olmadığını kaçınız biliyorsunuz??
tanım: türk halkı için köprüyü geçene kadar iyi olan meslek grubu.