yaklaşık iki saat kadar önce, araba ile devriye atanlarının yanlarından geçip gitmekteyken çek sağa diye objectvedam ve kuzenini durdurup, "bizim önümüzde giderken yere nasıl bira kutusu atabilirsiniz" sorusunu soran, bira şişesi falan atmadık getir alkolmetreyi üflet istersen cevabını aldıktan sonra, gbt denilen sorgulamayı yapan arkasından aracın plakasını sorgulayan daha sonra üst baş aramasına kadar işi götürmek isteyen, bu sırada objectvedam'dan "numan abiye sorun isterseniz, benim alkol kullanmadığımı kendisi bilir zaten, isterseniz arayayım siz konuşun" lafını işitip arazi olan devlet memurlarıdır. numan bey ilçemiz kaymakamı olmaktadır bu arada. ilk başta aracı sağa çektiğinde büründükleri karakter ile vedalaşıp ayrılırken büründükleri karakter çok farklı idi nedense bu memurların.
bahsettiği yerde ise daha önceden atılmış bira kutusu durmaktaydı, sanırım üstünden geçtim ve bu memurlar benim attığımdan emin bi şekilde aracı sağa çektirip bu kadar işlemi sorgusuz sualsiz, konuşulan lafı dinlemeden yapmaktan çekinmediler.
ayrıca alkollü araç kullanan kimse yokken, araçta yolculuk eden (sağda oturan) aynı zamanda bira içen biri polisin önünde yere çöpünü attı diye bu kadar horozlanabiliyor demek ki bu memurlar. demem o ki bu adamların önünde yere çöp atınca ellerinden gelse içeri bile alacaklar. sonra polis sevilmiyor diye dizilerde polisi iyi göstermeye çalışan, reklam filmleri çeken, afiş bastıran, bi dünya masrafa yol açan pr çalışmaları yapar içişleri bakanlığı, ama heyhat, polis böyle oldukça daha çok küfür yer vatandaştan.
yattığı yerden para kazananlardandır çoğu. görevi kamu düzenini sağlamakken içlerinden kamu düzenini bozanlar da çıkmıştır. hacizde yanınızda gelip öylece kenarda beklerler mesela. bursa' nın en işlek caddelerinden birinde eli bıçaklı tinerci etrafa dehşet saçıp taksiciye saldırırken orada duran polis, taksicinin ''neden müdahele etmiyorsunuz şikayetçiyim yakalasanıza'' serzenişine ''elinde bıçak var ama'' cevabını vermiştir. sadece eli yumurtalı öğrencilere yetebilir bu bedava para kazananların gücü. aranızda polsi çocuğu var mı bilmiyorum ama bunu yapan benim babam olsa da aynsını söylerdim emin olun. elbette işini düzgün yapan, sorumluluğunun farkında olanlar vardır içlerinde ama çoğunluğu maalesef sorumluluk almaktan kaçınan, güvenliği sağlama görevini yerine getirmeyen insanlardır.
kız arkadaşımın halasının evine hırsız girmiştir az önce ve polisle yaşanan konuşmayı aynen aktarıyorum şimdi size;
polis: şikayetçi misiniz?
mağdur: elbette şikayetçiyiz.
polis: ama eve siyah toz dökeceğiz her yer simsiyah olacak
kız arkadaşım: olsun biz temizleriz
polis: sen kim oluyorsun?
evet polis haklı. sen kim oluyorsun ki türkiye' de bir polisten görevini layıkıyla yapmasını istiyorsun? burası bir 3. dünya ülkesidir. demokrasi kağıt üzerindedir, hukuk sadece zenginler yararlanabilsin diyedir. haklı olan güçlü değildir, güçlü olan haklıdır bu geri kalmış ülkede.
vatandaşla konuşurken, kavga ederken asla kendini onun yerine koyamaz. sana bağırdı diye çek, sık biber gazını, o haldeki adamı coplaya coplaya arabaya götür. yahu adam bir sikim göremiyor, gözleri yanıyor zaten ne psikopatsın amk. gbt kontrollerinin çoğunda bir dayak yemediğiniz kalır zaten, orasını söylemiyorum bile. eğitimsiz, kaba ve anlayışsız olanları çoğunluktadır. ortada hiçbir durum yokken bile terörist muamelesi görebilirsiniz, polise yan bakamazsınız, arabanızı polis arabasının önünden geçiremezsiniz, polislere yaptıkları yanlışları söyleyemezsiniz. o copladığın, küfür ettiğin, itip kaktığın adamın vergisiyle alıyorsun maaşını utan biraz anasını satayım.
dipnot:istisnalar da var, sayıları fazla hatta fakat yine de istisnalar kaideyi bozmaz.
Kendi insanını düşman gibi gören sözde toplum bekçisi.
Dün televizyonda israil askerinin Filistinli bir aileye uyguladığı şiddetle ilgili bir haber vardı (tabi ki sırf sansasyon amacıyla yobaz kanallarda yayınlandı). Eşim pek bi üzüldü vahvahlandı, lanetler okudu. Hakikaten sinir bozucuydu.
Sonra aklıma Hopa olayları, Taksim olayları, Taksim'de hanımıyla kahvaltı ederken tokat yiyen orta yaşlı adam, gözaltında buhar olan gazeteci Metin Göktepe, tek silahı çakıl taşı olan 13 yaşındaki savunmasız Kürt çocuğun kolunu çatırtanak sinek kanadı gibi kıran, arabada alkol kontrolü yaparken çaktırmadan para isteyen, hırsız girdi diye gittiğimiz karakolda Viagra getirirseniz olayınız çözülür diye sistemi bize özetleyen Türk polisi aklıma geldi.
Lan dedim israilliler en azından düşman belledikleri insanlara bunu yapıyor, bizim memurumuz Türk polisi ise bunları bize yapıyor, aynı ulustan insanlarına.
Sevmiyorum abi adamları, babam polis okulunda zamanında ders vermiş olsa da, bana şekerler ikram etmiş olsalar da, başım sıkıştığında zoraki onlara arasam da sevmiyorum. Eğitim müfredatlarına acilen insanlık dersini de eklemeliler.
kimse evladını, babasını ya da kardeşini göz göre göre ölüme göndermez. siz nereden biliyorsunuz da polisin şerefiyle bilmem nesiyle uğraşıyorsunuz. buradan polise küfredenlere söylüyorum. sizin hiç babanız her göreve giderken "hakkınızı helal edin" diyerek evden çıktı mı? şimdi çıkıyor, ama akşam geri gelecek mi telaşı oldu mu? operasyonda gönderip, 2 gün yüzünü görmeyip, geceleri el açıp dua ederek bekledin mi telefon başında. yok gücü şuna yeter yok buna yeter. siz hiç okumadınız mı hangi bir ülkede polisin elinden yetkileri alınıyor. hangi bir ülkede kısıtlama var? açın okuyun cahil kesim araştırmayan nesil! dış ülkenin birinde kadını sokak ortasında döverek öldürüyorlar. başka bir yerde adam polise küfrettiği için öldürülüyor. bunları okudunuz mu hiç. türkiye de hangi bir polis vatandaşı öldürdü. hangi biri küfür yediği için vatandaşı canından etti. siz polisin vatandaştan yediği küfürü biliyor musunuz? polis vatandaş karşı karşıya geldiğinde neden polis her zaman suçlanıyor? neden her zaman haksız yere kuvvet uyguladığı düşünülüyor. polis rutin kontrol yapar mecburdur. adama sorulur:
+ehliyet ruhsat lütfen.
sürücü:
-sen benim kim olduğumu biliyor musun?
bilmem ne bilmem ne bakanının oğlu. bilemem ne bilmem ne başkanının yeğeni...
polis:
+tamam beyefendi ama bu prosedürü uygulamam gerek. ehliyet ruhsat lütfen.
sürücü:
-vermiyorum kardeşim. sen kimsin de nesinde benden bunları istiyorsun. seni sürdüreceğim gör bak hayatını karartacağım senin... vs. vs.
görünen köy kılavuz istemez. kimsede burada çıkıp bana " yalan söylüyorsun" diyemez. çünkü yaşanmış bir olaydır. şimdi size soruyorum burada şerefsiz olan kontrol etmesi geren ehliyet ruhsat yüzünden sürülen türk polisi mi? yoksa *ötü kalkmış bilemem ne yeğeni oğlu ya da ne haltsa işte o mu? polisin kuvvet uyguladığı yer yok demiyorum. bir grup toplanır ne içinse işte... vay efendim polis müdahale etmiyorsa, bu devlet ne biçim devlet, olaylara göz yumuyor olur. müdahale etse, kuvvet uygulamak zorunda kalsa, vay efenim neymiş polis şiddet uyguladı. (bkz: aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.) polis güvenlik kademesinin bir dalıdır ve iç işlerine bağlıdır. prosedür neyse o uygulanır. kimse burada gelip de klavye başında ülke kurtarmasın.
(bkz: akp'nin askerleri)
eskiden çok daha iyiydiler sanki. sadece maçlarda cop yerdik. artık yürüyüşlerde, protestolarda da cop yer olduk. ellerine sağlık, kendileri çok iyi vuruyor.
"copla copla polis bizi copla"
ayrıca bu kişiler katildir ! metin lokumcu da bir polis kurbanı.
Hoşgörünün ne olduğunu bilmeyen, insanları dinlemeyen, öğrencilere karşı sürekli suçlayıcı bir tavır izleyen polisimizdir.
Yılmaz Erdoğan'ın çok sevdiğim "Ankara" şiirinde şöyle demektedir:
--spoiler--
kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
yani sistem kendi verdigi kimliği
zırt pırt geri istemektedir
--spoiler--
çeşit çeşit tipi bulunmakla beraber gördüğüm örneklerden bahsetmem gerekirse ilginç tipler. konya merkez gibi muhafazakar olduğu iddia edilen bir şehirde neyin nesi ise kafası bir şekilde güzel olan insanlara(alkol,hap,eroin vs) vatandaş tarafından ısrarla polis ve 112 acil yardım çağrılmakta. 112 ekibi olarak vardığımızda genelde polis ekipleri 2 ekip olarak 4 kişi gelmiş olurlar ve sakin sakin kafası güzel olan adamı teskin etmeye uğraşırlar. ısrarla kafası güzel olan vatandaşın cevap veremeyeceğini bilmezmiş gibi ''beyefendi kimliğiniz nerede?evinizi arayalım.bak sokaklarda üşürsün hadi adresini söyle.'' gibi değişik abuk davranışlar içine giriyorlar.başarılı olamayacaklarını anlayınca da küçük emrah bakışları altında ''doktor bey,beyefendiyi hastaneye götürseniz...'' demezler mi?(beyefendi dediği adamların ceplerinden bıçak,jilet çıkıyor.zaten kılıksız tipler)ulan herifin kafası iyi eve gidip yatıp uyuyacak.bunu ısrarla anlatmama rağmen gene küçük emrah bakışları atarak bin türlü afra tafra ile sanki 13 yaşındaki ergen kızlar gibi davranıyorlar. bazen acaba bunlar isviçre polisi falan mı yoksa ben mi çok galesiz bir adamım diyorum.
Eğitim seviyesinin çok düşük olması neticesinde, karşısındakinin insan olduğu gerçeğini atlayıp, utanılası, insanlıkdışı hareketlerde bulunan kolluk kuvveti.
bir gün bir polis yolda giderken çamurla oynayan bir çoçuk görmüş:
- ne yapıyorsun yavrum?
- polis yapıyorum amca.
- içine ne koyuyorsun?
- biraz toprak biraz su biraz da bok koyuyorum demiş.
polis çoçuğu dövmüş. ertesi gün gine aynı yerde gine çoçuğu görmüş:
- ne yapıyorsun yavrum?
- polis yapıyorum amca.
- içine ne koyuyorsun?
- biraz toprak biraz su biraz da bok koyuyorum demiş.
polis gine dövmüş.diğer gün çoçuğu gine görmüş:
- bu gün ne yapıyorsun oğlum?
- asker yapıyorum amca.
- içine ne koyuyorsun?
- biraz su biraz çamur.
- içine bok koymuyor musun?
- içine bok koyunca polis oluyor amca.
insanın bazen tepesinin atmasına sebep olurlar durduk yere. gece 12 de otogara gitmek için servisiniz vardır .elinizde bavulla evinizden dışarı 2 adım attıktan sonra polis tarafından çevrilip kimlik uygulamasına maruz bırakılırsınız , hiç bir açıklama yapmadan kimliğiniz elinde telefonla bir yere ulaşmaya çalışır 10 dk geçer ulaşamaz , en son artık dayanamaz gitmeniz gerektiğini yoksa otobüsü kaçıracağınızı söylersiniz ama aldırış etmeden bir 10 dk daha uğraşır elinde telefonla , sonra hakkınızda ''sabıkasız'' bilgisi kendine ulaştığında salıverir sizi ama servisi çoktan kaçırmışsınızdır , yetişmek için orayı burayı terminali otobüs firması yazanesini arar servisi bekletmesini söyler bir taksiye atlarsınız,sonuç olarak bir bilet parası fazladan taksiye ödersiniz.
bugün savunmasız bir kadını dövdükleri bir video izledik hep birlikte. elleri kelepçelenmiş ve hiçbir suçu olmayan bir kadın. 2 polis dövüyor, diğeri seyrediyor. böyle 2 kafasına bi karnına, 2 karnına 3 kafasına bacaklarına girişiliyor, saçları çekiliyor. sizin vicdanınıza tüküreyim ben be. allahsızlar.
tipik insan içgüdüsü, gücü ele geçiren rastgele kullanır. buraların ağası benim yaklaşımında, elleri bağlı kadınları dövebilmek gibi.
oysa bizi hayvanattan farklı kılan, düşünce ve sistemlerini geliştirip bu içgüdüsel olayları baskılayıp medeniyetlerin yolunu açmamızdır.
demek ki?
türk polisi, çok iyi eğitimli, sağlam kişilikli ve yargı işini adalete bırakacak kadar gelişmiş kavramaya sahip görev adamları barındırıyor olabilir, aralarından tanıdıklarım da vardır.
lakin bir adam eğer polis ise, ben onun hakkında iki kere, belki üç kere düşünürüm. iyi de düşünmem, önyargılı yaklaşır, mümkün mertebe uzak dururum.
zamanında (sanırım 1993 galiba) "kahrolsun insan hakları" diyerek yürüyüş yapmış insanlardan oluşan kurum. 18 senede pek bir şey değişmediğini görüyoruz son olayda.