öncelikle ''türk polisi'' diyerek hepsini bir kefeye koymak ne kadar doğru olur bilinmez. van da linç edileni de var, atatürke bez parçası asılırken sessiz kalanda. fakat içlerinde öyle insanlar varki insanı bunalıma sokabilirler.
beşiktaş da vapurdan inmiş salına salına yürümek geldi içimden. yaşı otuzu geçmemiş iki sivil polis memuru oralarda takılıyor. biri yaklaşarak dur dedi aniden.
+buyrun memur bey?
-ihbar var. kimlik alayım.
eywallah çekip verdim kimliğimi. ciddi bi mesele sonuçta. neyle elindeki alete kimlik numaramı girerken diğer polis memuru yaşı elliyi aşmış, saçı sakalı beyazlarmış bir bey amcaya dur dedi bana dediği gibi ''ihbar var''. geceyi karakolda geçirmemek için sesimi çıkartmadım. fakat aklımda soru işaretleri sevişiyordu.
yirmi yaşındaki ben ile atmış yaşındaki bey amcanın nasıl bir ortak noktası vardı ki ikimizde aynı ihbar için kimlik gösteriyorduk?
acaba birden fazla ihbar mı vardı?
acaba polis can sıkıntısını atmak için mi böyle bir olaya baş vurdu?
yada polislerin günlük belirli bir sayıda kimlik kontrolu yapma gibi bir zorunluluğumu var?
Evrim geçirebilme özelliğine sahip ve bi okadarda çoluk çocukla torpillilerle kaynayan ulan bu mu dur bizi koruycak olan teşkilat dedirten ... ne? bi bok mu bekliyodunuz
çocuk camiden ayakkabıları çalmış polis soruyo çocuğa
-Öğle namazı kaç rekat la?
-4 rekat abi
-4 rekat demi Allah kabul etsin kardeşim al bunu içeri al al al
Polis olmak böyle birşey.
işsizim, atanamıyorum vs. tarzı gerekçelerle eylem yapan üniversiteli arkadaşlarımızın birçoğunun (isteyerek ya da mecbur kalarak) dahil olduğu türkiye cumhuriyeti devleti kolluk gücü personeli.
Arkasında AKP hükümeti olunca ülkenin amınakoyan polistir.23 mayıs 2011 yıldız teknik ünv deki olaylar dahilinde AKP hükümetinin işbirliği halinde olduğu PKKlılar Ortalığı karıştırır, Sonra Polis PKKLıları sindirme bahanesiyle okula girer, Okulun en kalabalık saatinde, yüzlerce öğrencinin yemek yediği, sınavlarına girdiği saatte her tarafa gaz bombası atar, 3-5 pkklı için yüzlerce öğrenciyi mağdur eder, rektör de buna izin verir. Hükümet basit bir okul gerginliğini bile yönetemez, yönetmek istemez haldedir. bu kadar acizlik, kansızlık olmaz.
astığı astık kestiği kenstik olan polistir. göya halk için adalet, adalet için hizmet düsturları. öyle yazmışlar arabaların üstüne. onu da los angeles polisinden (l.a.p.d.) çalmışlar * ya neyse.
pasaport için randevu sistemi getirmişler sadece internetten randevu alabiliyorsun. beceremeyip kalkıp karakola bir hafta boyunca her gün giden birisi için hayatta istisna yapmıyorlar. internet kullanmayı bileceksin arkadaş. randevuların işini çabuk çabuk yapıyorlar sonra pasaport servisi kapanıyor. işlem süresi zaten ortalama en fazla 15 dakika. ama ne kadar dil dökersen dök ekstra iş yapıvermiyorlar.
sınavlarda iş güzarlığı abartıp soyunmanızı istiyorlar.
en ufak başbakana falan protestoda dövüp gözaltına alıyorlar.
yabancı uyruklu olup çalışma izni olmayanlara göz yumuyorlar. ama bunun karşılığında bu kişilerden ufak bedeller alıyorlar. zaten bu insanlar kaçak çalışıyor ülkelerinden uzak üç kuruşa. madem yasaları uygulamayacaksın cebindeki 10 Tl'ye göz dikmenin manası nedir!
aralarında öyle olmayanlar doğal olarak vardır. hatta daha fazladırlar. gelin görün ki en kritik noktaları ftö'ye verdi hükûmet. diğerleri de elleri mahkûm uyuyorlar. n'apsınlar, emre itaatsizlik mi etsinler?
birkaç yıl önceki 1 mayıs'ta "bugünü asla unutamayacaklar!" diye emir alan polisler vardı. daha ne olsun? alenen "ağızlarını burunlarını kırmadan bırakmayın" diyorlar. Emir kulu sıradan polis memuru ne halt etsin?
Gene de düzgünleri var aralarında. Son dönemde birkaç kez işim düştü. Hepsinde çok yardımcı oldular. Eksik olmasınlar. Hatta "aman ihmâl etme" diye telefon bile edenleri var. düşünün yani.
yakalar, adalete teslim eder, savcı veya hakim serbest bırakınca içerlenir. artık çoğu üniversite mezunudur. mecburen bu mesleği icra ederler. yunus diye tabir ettiğimiz gezici motorlular ufak dağları kendilerinin yarattıklarını zannedip kendilerinde garip bir üstünlük görürler. bunlar gece gündüz güneş gözlüğü takmazlarsa ölebilirler. her lokanta babalarının malıdır. cezasına razı olan sürücüyü değil cezanın yarısını nakit olarak ruhsatın arasına koyan sürücüyü severler. meslekte kıdem esastır. kıdemsiz olan kıdemliye abi der mutlaka. aynı dönem olanlar birbirine devrem diye hitap eder.
peki hepsi bu şekil midir? tabi ki yüzde 49'u böyle değildir. selam olsun onlara.
kendi insanını dövmekten, öldürmekten çekinmeyen bir garip topluluk. neye hizmet ettikleri çok belli oluyor fakat bu öfkenin sebebi nedir o pek anlaşılmıyor. galiba bu öfkelerinin sebepleri anne ve babalarına olan müthiş sevgileri(!).