öncelikle tanım:türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde polislik görevi yapan vatandaşlardır..
şimdi, polisin insan olduğunu var sayarsak ve her insanda olduğu gibi onun da egoları olduğunu göz önünde bulundurursak polis de eleştiriye açık olmalıdır.. her insan bir olmadığı gibi bir iki, ya da on onbeş polisin yaptığını tüm polis camiasına mal etmek de büyük yanlıştır.. elbette kimi polis düşman olunmayı hakediyor..
mesela, en yakın örneği daha yeni yaşanmıştır ki bir hayat daha var olmadan yok olmuştur.. hamile bir bayan, sırf irade özgürlüğünü kullanıp başbakanı protesto etti diye dayak yemiş, hamileyim demesine rağmen midesine aldığı tekmeler sonucu çocuğunu kaybetmiştir..
şimdi, hamile kadının ne işi var protestoda diyen bir kaç uğur böceği ile karşılaştım.. bu demektir ki, hamile insanın ifade özgürlüğü yoktur, saçma.. protesto alanı dayak yeme alanı değil, ifade özgürlüğünü kullandığın meydandır.. Ayrıca bir polisin bir insanı dövmeye hakkı olmadığı gibi, bir bayanı, hele ki 19 yaşında hamile bir bayanı dövmeye kesinlikle hakkı yoktur..
eğer, bir insan ifade özgürlüğünü yanlış bir biçimde kulkanıyor, hakarete varıyorsa o insana şiddet uygulanmaz.. Yargılanır.
hepsinin içine dave lombardo veya mark portnoy kaçmış belli. o cop sallamalar o ahenk o tam hedefe isabetli vuruşlar o alto'ları gezer gibi kafalara indirmeler falan başka türlü açıklanamaz! kesinlikle yanlış meslek seçmiş insanlar.
fanatik futbol taraftarına bir şey yapmaz, öğrenciye gelince bir kin duygusuyla hışımla harekete geçer. yıllardır uygulanan devlet politikası fikrimce..
polis olmak zordur, provakatör öğrencilerle uğraş, taş atan piçlerle uğraş, onunla uğraş bununla uğraş ama ne hikmetse küfür yiyen polisimiz olur. ama 155 hiç susmaz hiç susmaz.
sevgili emniyet teşkilatı hakkındaki düşüncelerime gelince; objektif bir değerlendirme yapabilme adına, bu olayı başından beri her çeşit basın yayın organından okudum. ilk duyduğumda yazmış olsaydım en alt kademeden başlar en üst kademeye kadar bütün emniyet teşkilatına küfürler dizerdim. şimdi ise övgüler dizeceğimi zannetmeyin. şu an biraz daha sağlıklı düşünebildiğim için genelleme yapmayacağım. emniyet teşkilatında devamlı görüştüğüm; kimi akrabam, kimi arkadaşım birçok düzgün insan vardır. o yüzden genelleme yapmam işini iyi yapanlara haksızlık olur.
hepimizin bildiği emniyet içindeki kamplaşmalara, örgütlenmelere hiç girmeyeceğim. ülkemiz adına üzücü, vahim olayın nedenlerinden ve nasıl çözülebileceğinden bahsedeceğim.
nedenlerden ilki: polisin yetersizliği. yetersizlikten kastım eğitim yetersizliği. bugüne kadar bu tarz hayvani müdahalelere karışmış polislere baktığımızda hepsinin pmyo çıkışlı olduğunu görmekteyiz. bu da polis meslek yüksek okullarının iflas ettiğini göstermektedir. bu canileri, katilleri polis olarak sokağa salmalarının başka bir açıklaması olamaz. çözümü ise lisans mezunu olma zorunluluğu getirilmeli veya çok ağır yeterlilik kriterleri getirilmeli ve göreve başlamadan bu yeterlilik testlerinden geçmiş olma şartları getirilmelidir. zira görüldüğü gibi polislerimiz sadece fiziki anlamda yeterlidir. beyinleriyle kasları arasında irtibat tamamen kopuktur. beyinleriyle kasları arasındaki irtibat sıkı bir eğitimle sağlanmalıdır.
ikinci neden ise yaptırım eksikliğidir. bunun çözümü içinse avrupa birliği kriterlerinin tam anlamıyla uygulanmasıdır. emniyet teşkilatı ile ilgili ab kriterleri sağlandı felan demesin kimse. çünkü işimize gelenleri yasalaştırdık tamamını değil. acilen tamamı yasalaşmalıdır.
üçüncü neden ise teşkilatın siyasallaşmasıdır. bunun çözümü içinse siyasi etkinin sınırları çizilmelidir. yani siyasi otoritenin bu teşkilatı maşa gibi kullanmasının önüne geçilmelidir. bu da kenan evren ve darbeci tayfasını yargılayamayan yeni anayasa nın kime nasıl bir ileri demokrasi getirdiğini anlayamadığımız recep bey için fırsattır. yeni anayasanın sadece yandaşlara ileri demokrasi getirmediğini görmüş oluruz bizlerde.
vatandaş olarak bir konudan rahatsızsınızdır. kendiniz gibi insanlarla bir araya gelerek sesinizi duyurmak istediğinizde, siyasi görüşünüze fazla bağlı olmaksızın, yumurta da atsanız, kaldırımları söküp camı çerçeveyi de indirseniz farketmez topluca merkeze alınıp şefkatle (!) okşanabilirsiniz.
vatandaş olarak rahatsız bir holigansınızdır. maçtan önce satırlarla saldırırsınız, cam çerçeve indirirsiniz, kavga edersiniz, rakip takımdan birilerini linç etmeye teşebbüs edersiniz. polis müdahale eder ve birkaç kişiyi yakalayıp merkezde işlemlerini yapar.
işyerim 6. katta. aşağıdan sesler gelmeye başladı cama cıktım baktım otoparkta kavga var. 20-25 kişi birbirine girmiş kim kime vuruyor belli değil. 50 metre ileride polis merkezi var ben yukarıdan polis merkezinide kavga edenleride görebiliyorum. 2-3 dakika sürdü kavga sonunda yerde yatan 1 genç ve 3 arkadaşı kaldı. yerdeki genci kaldıramadılar hertarafı kan içinde. bu sırada polis merkezinden 2 polis görevlisi çıktı olay yerine geldiler. 3 genç yerde yatan arkadaşlarının ellerinden kollarından kaldırıp ticari taksiye götürüyorlar. polislerin önünden geçtiler. polisler o kadar iyi niyetliki durdu (gençlerin işi acele olduğu içindir sanırım)gençlerin önlerinden geçmelerine izin verdiler. gençler zor bir şekilde yerde yatan arkadaşlarını taksiye bindirdiler kendileride bindiler ve gittiler. iki polis memurumuzda olayı kontrol altına almışlığın verdiği gururla polis merkezine geri döndüler.
aynı montu giydi yumurta attı diye suçladınız polisi korudunuz.
çocuğunun ölümü değil hamileliği tartıştınız polisi korudunuz.
size diyorum polisi savunanlar kimseniz cemaatci, yalaka veya herkimseniz hadi bu olayı açıklayın bana.
birde polislerimizi bu üstün çalışmalarından dolayı askerliktende muaf yapıcaz. ben sabah 7 de kalkıcam işe gidicem akşam 5 te çıkıcam okula gidicem. kendi harcımı kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılıyacam. bunun üzerine yüce devletimiz benden harç parası vergi şu bu bir sürü para alıp polisin maaşını verecek ve askerlik yaptırmayacak.
ben böyle düzenin...
edit: olayda anlattığım polisler sanırım yazar hemen 2 eksi geldi.
şunuda unutmayın eksiciler birgün yerde yatan siz olursanız...
10 yıl önce şahit olduğum olay:
2 komşu aile birbirlerine girer, hatta silah sesleri girer devreye, uzunca bir kavga olur. derken 30 dk sonra polisler gelir, hala ses kesilmemiştir, silah sesleri patlamaya devam etmektedir. bir polisin diğer polise "erken gelmişiz yaw" deyişinden sonrasını hatırlamıyorum.
dünyanın en özel yeteneklere sahip olan, en eğitimli polsileridir. hatta aldıkları özel eğitimlere örnek verecek olursak mesela olay yerine nasıl geç gidilir; tutanak tutma, hastaneye götürme, savcıyı arama v.b işlerden kurtulmak için suçlu ve mağdur nasıl barıştırılmaya uğraşılır gibi eğitimlerdir.
ingiltere, yunanistan, hollanda vs. vs. hiçbir farkı yoktur. aslında eleştiren insanlara sormak lazım zor kullanmadan otorite olurmu? ayrıca kendince suçlu olan biri yakalandığında " sikinden tutup asmak lazım " gibi yorum yapan bir milletin polisinide çok yumuşak beklemek komediden ibarettir. sonuçta devlet polisin eline jopu ve silahı süs olsun diye vermiyor.
çalışanlarının %80'i üniversite mezunu olan ve artık eskisi gibi olmayan kolluk kuvveti teşkilatıdır. üç beş çürük elma yüzünden sürekli kötülenen ve hak ettiği değeri hiç alamayan teşkilattır. aynı zamanda öğretmenden fazla maaş alması normaldir çünkü ülkemiz de 18 saat çalışan ve soğukta nöbet tutan öğretmen hiç yoktur. ayrıca türk polisi 4 gün aralıksız görev başında kalsa bile hiç mesai ücreti alamaz... son olarak,hakkında şiddet ve silah kullanımından bahsedenlerin amerika ya da avrupadaki polislere bakmaları gereken teşkilattır.
1970 lerin "yoğurtlu baklaları" ile aynı olanlardır.şimdiki gençlik yoğurtlu baklayı da bilmez.
yoğurtlu bakla:
-elbiseleri yeşil kaskları beyaz olan polis türleridir.