kesinlikler kaldırılması gerekn bir dizidir zaten ortada bir senaryo bir gidişat yoktur. kariturize edilmiş karakterler vardır. avrupa yakasındada vardı ama bir konu ve devamlılıkları vardı.rezalet diyaloglar rezalet montaj.
dizinin senaristi tayfun güneyer "tepkilere rağmen devam edeceğim. bu bi komedi dizisi" filan gibi bir şeyler söylemiş. tamam abicim komedi dizisi de cılkını çıkarmadınız mı argonun ve kelimelerle oynamanın? bu diziyi bi sürü insan izliyor.
komedi dizisi yapmayın demiyor kimse size. doğru düzgün yapın. insanlar bir hata yaptığınızı söylediğinde veya eleştirdiğinde bir düşünün. "ben işimi yapıyorum bık bık, ben mizah yapıyorum bık bık!" diye söylenmenin lüzumu yok.
birileri de hemen avrupa yakası'nın burhan altıntop'unu örnek vermiş. orda gülse birsel, burhan'a sürekli olarak kelime oyunları yaptırmıyordu. bi dizide de -adını hatırlayamadım- sürekli "nörüyon?" diyen karakter varmış da sanki şimdi hepimiz "nörüyon?" mu diyormuşuz falan filan...
e iyi güzel devam edin o zaman. kaleminizi doğru kullanamıyorsanız, bigün o kalemi kırarlar ama bunu da unutmayın. türkçe önemli ve hassas bi mevzu. başka komiklikler bulun, dilimizi bozarak komik olmuyorsunuz. en azından ben izlemiyor ve de gülmüyorum.
binnur kayadan ötürü bir kaç bölüme tahammül ettiğim, yarcanın gereksiz fikirsiz ve full tipsiz tavırlarından tiskindiğim dizi... diziye film , filme dizi diyenlerin çelimsiz kelime haznelerine ve hayal güçlerine uygun kıvamda...
şu mübarek ramazan ayında kaldırılması için dua ettiğim dizi. senaristlerin komedi anlayışına sıça... emi.
etrafımda bana karşı ivet diyen veya dizideki karakterlerin taklitlerini yapanların artık boğazlarına sarılıyorum.
hadi!
gezdim dünyanin dört bir yanini, dört bir kösesini
ama bulamadim türk mali gibisini
italya fransa almanya ispanya hatta ve hatta amerika, britanya
dolastim ben her bir kitada ama böyle kalitelisi sadece istanbulda
istanbulda egitim kücük yasta baslar, ortaokul, lise bunlar önemli yaslar
her genc kizin hakki iyi bir egitim almak, vazifemizdir bunu saglamak
iki tane güzel kiz var bende, birine merso aldim, öbürüne bmw
kapistiriyorum bunlari bebekte, etilerde, canim sikildikca, her gece
kazanana eve gelince büyük hediye, kaybeden dogruca mehmete
alfabeyi bitirdim ben kac defa, her dilde adan zye, bastan sona
isimiz bu, yap islet, devret, bu vatana en büyük hizmet
türk mali yurdun mali, herkes onu kullanmali
cok güzelsin, cok sekersin, cok hossun,
biraz bossun, ama olsun, ne de olsa yollusun
cok nazlisin, cok tatlisin, biliyorum aslinda sen de haklisin
ne de olsa türk malisin (türk mali yurdun mali her türk onu kullanmali)
- zrr
- efendim
- mert bizi diskoya götür
- diskoyu size getireyim kizlar
yatagimda mankenler deli gibi terler, derler "mert noolur artik yeter"
sadece onlar degil, bunu her kız söyler, ama kizlar sizi kim dinler
bizde parali asker yok, hepsi gönüllü, tecrübeli yetenekli, bazilari güdümlü
bazilari ünlü, bazilari "ohaaa" hepsi de güzel, hepsi de süslü
severim mersoya binmeyi, bindirmeyi, kari kizi gezdirmeyi, her ortama girmeyi
gece gündüz eglenmeyi, para yiyip, yedirmeyi, yiyip icmeyi, sonra eve gidip yiyismeyi
isimiz bu, gücümüz bu, gelen gecen cok, kalbimi calan yok, ask yok sevgi yok,
duygu yok, ilgi yok, dert yok, para bok, kari cok (yaaaa)
beni kasma, bogma, kilitleme, yorma, sikinti yaratma, cok soru sorma, suskunken daha güzelsin, cok konusma
türk mali yurdun mali, herkes onu kullanmali
cok güzelsin, cok sekersin, cok hossun,
biraz bossun, ama olsun, ne de olsa yollusun
cok nazlisin, cok tatlisin, biliyorum aslinda sen de haklisin
ne de olsa türk malisin (türk mali yurdun mali her türk onu kullanmali)
kesinlikle ve kesinlikle iç bayan bir dizidir. replikler bu kadar mı boğuk olur, bu kadar mı can sıkar akşam akşam? karı koca tv karşısında oturup didişiyorlar fakat bu didişme yaklaşık yarım saat sürüyor. ortada güldürecek bir durum da yok, e malum ki gülünecek bir durum da yok. konu sen bana neden elma soymuyorsun, soymayacam işte falan bilmemne. soymayacaksan soymazsın ama bu muhabbet o kadar uzun mu sürer?
geçen sezon da birkaç defa izleme denemeleri yapmıştım, fakat yine baymıştı. yeni sezona belki yeni bir başlangıç yaparlar diye deneyeyim dedim. fakat resmen uykum geldi. hayatımda seneler boyunca ilk defa saat gece 12 olmadan yatıp uyudum, o kadar söylüyorum. hele bir balo kısmı vardı ki, bitmek bilmedi. hele bir de o pide arası pizza muhabbeti neydi öyle?
dün akşam ikinci defa izledim. belki ben yanılıyorumdur, aslında güzeldir diye düşündüm. bir şans daha vermek istedim.
ama hayır; tam aksine, en son izlediğimden bu yana arada dağlar var artık. demem o ki, gittikçe berbatlaşmış aslında.
ilk izlediğimde haksızlık etmişim, o zamanlar gene izlenebilir bir tarafı varmış, ama akşamki neydi öyle ya? kabustu yemin ederim.
seyirci ancak bu kadar mal yerine konulabilirdi.
- yarım saati rüyada geçti. (aksiyon sıfır, replikler sıfır, espri sıfır)
- 20 dk'si o elma ve angeliynan coli mevzusuyla geçti. (oturdukları yerden bön bön bakışmalar, bunlar espri mi, komik mi?)
- arada kısa kısa 5 dk'lık yarcan ve natalia sahneleri. toplamda o da vardır bi 15 dk.(bu neydi allah aşkına, neydi bu? amacınız ne?)
- sonra iftar sofrası zaten. (rezalet!)
inanılır gibi değil ama gerçek. bu kadar mı ucuza mal edilmeye çalışılır bir prime time dizisi?
malsınız, gerçekten malsınız senaristler ve show tv denen çapulcu kanal.
bir dizi var, iyi kötü tutmuş. bu bir şanstır diyip, o diziyi daha güzelleştirmek, daha iyi replikler ve sahneler yazmak varken, salmışsınız iyice.
dizi yerlerde. replikler... ah o replikler? ben replik diyebileceğim hiçbir şey görmedim inanın ki. tek bir cümle yoktu ki, adam gibi kurulmuş olsun yahut komik olsun, beşinsi sınıf da olsa espri olsun. rezillikti tam anlamıyla bir rezillik.
yapılmış en komik olmayan komedi dizisidir. katılarak gülen tipleri gördükçe bir şeyler mi kaçırıyorum hissine kapılıyorsunuz evet, zorla izlemeye çalışıyorsunuz bir süre evet, sonuç ne? korkunç yavan bir dil, zekadan yoksun replikler, olmamış bir dizi.
dün oturdum izledim bir kısmını. on yedi bölüm olmuş ilk defa izledim. diziyi seyrettikten sonra zeka seviyemden şüphe etmeye başladım. ben mi yapılan esprileri anlayamıyorum, yoksa ortada espri mi yok?
efendim, iftar vakti, masa etrafında olan sahneyi gözümü kırpmadan seyrettim. Bu kadar boş bir sahne olamaz. bir tane espri olmadığı gibi, hiçbir şekilde replik de yok, oyunculuk da. hani bunlar büyük oyuncuydu. nerede o şafak sezer'in güldürün tarafı diye aradım; ama bulamadım. Binnur kaya her zaman olduğu gibi geni antipatikdi zaten. * o çocuklar zaten süs olsun diye koyulmuş oraya, onların yerine bir çuval şeker koy aynı işlevi görür.
Nihayetinde, tam anlamıyla isminin hakkını veriyor dizimiz. Ekmeğin arasına pizza koymak, ya da atasözlerini bozmak? espri bu mu yani? * insanların bunlara gülmesini bekleyen yapımcılar mı daha mal, yoksa az da olsa bu esprilere gülen insanlar mı? *