türk kelimesinden rahatsız olan belli başlı 3-5 güruh var. sayalım.
ümmetçi/arapçı tayfa ki hükümet bunların elinde.
kürt milliyetçileri/faşistleri ve pkk güruhu,
garip bir takım sol uzantılar
tabiki geçmişteki haçlı uzantısı avrupalılar ve türevleri.
bakarsanız şu an türkiye'nin yönetimi bu ümmetçi ve pkk sempatizanı grubun elinde. zaten avrupa ve amerikan'ın kuklası bir hükümet varken durum aşikar. hele de akil diye önümüze atılan saçmalığın da kimlerden oluştuğu ortada. gidişat belli.
halkımızın önünde olan yol belli, kılavuza da gerek yok. uyanma vakti geldi, aksi taktirde yıkım da bölünme de yakındır.
hümanist, özgürlükçü, komünist geçinenlerin ve karşıt görüşlü herkesi faşist ilan eden bdplilerin en belirgin özelliğidir.
türk sözüne alerjileri vardır ve her duyduklarında molotof atarak kendilerini savunmaya çalışırlar.
Çanakkale Savaşındaki itilaf devletlerinin komutanı ingiliz General Hamilton, şu gerçeği itiraf etmiştir:
"Bizi Türklerin maddi gücü değil, manevi gücü mağlup etmiştir. Çünkü onların atacak barutu bile kalmamıştı. Fakat biz gökten inen güçler ile mücadele ettik."
Yine mağlup olduğu için mahkeme heyetinin karşısına çıkan ingiliz Harbiye Nazırı (Deniz Bakanı) olan Churchill, ağır sorgular karşısında iyice daraldığı vakit şöyle haykırmıştır:
"Anlamıyor musunuz, biz Çanakkale'de Türk'lerle değil, Allah ile harp ettik! Tabii ki yenildik..."