asalak yaşam sürdürebilmesi taktire şayandır illa kanını emecek bir erkeğe ihtiyaç duyar bu sebeple türkiyede ki evlilik kurumu sen beni sik ama eve para getir şeklindedir. hayat kadınlığından farkı daha masraflı olmasıdır.
sık gelen mesajlar üzerine açıklama gereği duydum.
bir tutturmuşlar ki yok efendim özgürlük kendi ayaklarım üzeri bıdı bıdı yüzde kaçınız çalışıyor lan ? sizin evde 5 6 saat tahammül ettiğiniz adam sizin karnınızı doyurmak için kaç orospu çocuğunun ağız kokusunu , kaç saat çekiyor biliyor musun sen ? yok efendim ben kendi paramı kazanırım tripleri nerde kazandınız ya ? hani amk ? yüzdelik dilimin neredeyse tamamı evde göt büyütüyor . biz yemeğinizi yapıyoruz , yok çamaşırını yıkıyoruz evi topluyoruz geyikleri bende senin aç karnını doyuruyorum işte yalan mı? ben bakıyorum sana . bir evlilik masrafı artı senin senelik giderlerini topla usta al eline kağıt kalem . sana yaptığım toplam masrafı bir çıkar bakıyım emin ol bu masraf ömrümün geri kalanında ayda 4 5 kere senin gibi ölü taklidi yapmadan sikebileceğim göt göbek bağlamamış rus gitmemi sağlar, artan parayla gidip yemek şirketiyle anlaşsam o da daha ucaza gelir lan. neyin derdindesiniz anlamıyorum ki bedavadan yaşıyorsunuz . evlilik boyunca senin verebileceğin tüm hizmetlerinin karşılığını ben sana maddi olarak ödüyorum zaten . bildiğin paranı veriyorum ya , utanmadan alıyorsun birde oha bir elbiseye 500 lira verilir mi deyince cimri olan ben oluyorum . sanki 500 lira edecek bir şey vermişsin gibi. senin tek işlevin çocuk büyütebiliyor olman, yok çocuğumuzu gönül rahatlı ile büyütecek birini bulsak sıfıra indirgeniceksin. süper annelik yaparmış birde diğer millet analarını partilerde grup yapıyor sanki avrupalının çoçuğu sokakta büyüyor mk .
not : o bıyığını da al lan bi' zahmet
edit : abi neyi eksilediğini söyler misin ? hangi yazdığım yanlış ?
terlikle çocuk idare etmek. fırlatma ve isabet ettirme konusunda genetik bir başarısı vardır bunların. hatta şöyle ki kaçarsınız odaya girersiniz, kapının pervazından sektirip terliği sırtınıza yapıştırırlar.
eli öpülesice insanlardır her şeyi iyi yaptığını zannederler. dizilerdeki en can alıcı noktaları kaçırmazlar ama yemek konusu en iyi oldukları konudur.
*facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde bilmem kaç tane albüm yapıp, yetinmeyip ilk önce kendi beğenip, altına bir de "çok güzel çıkmışızzz" diye salakça yorum yapmak.
*evlenip heleki çocuk doğuduktan sora salmak, aldatılınca ya da boşanınca kuaförlerde soluk alıp,asıl aynadaki malzemeye bakmadan,parasıyla palyaçoya dönmek.tabi bu zaman zarfında kuaförle kanka olmak.*
hiç bir şeydir. annelik duygusunun türklükle alakası yoktur. dünya üzerindeki tüm kadınlarda var olan içgüdüdür annelik. asıl şaşırılması gereken, türk kadınının "annelik" içgüdüsünü hala bozamamasıdır. zira türk kadını elini attığı her şeyi bok edebilme yeteneği ile nam salmıştır. zoruna gitmesin feminist! türk kadını yaşar, büyür ve ölür. hepsi bu.
dip not: sevdiği için her şeyi yapan ya da bunun için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan türk kadınını tenzih ederim. sözüm yeni nesil embesilleredir.
edit: yeni nesil embesiller rahatsız olabiliyor demek ki. eleştiriyi algılıyorlar lan. bu bir devrim!