erkek, arkadaşını ziyarete gider fakat arkadaşı evde değildir henüz gelmemiştir eşi evdedir. eşi, arkadaşını buyur eder içecek bişeyler ikram eder kızın sakarlığı tutar adamın üstüne içeceği döker böyle durma hastalanırsın üstünü değiştirelim eşimin elbiselerinden giy falan muhabbetleri derken adam ikna olur tam gömleğini çıkartırken tesadüfe bak ki o sırada eşi içeri girer ve her şeyi yanlış anlar vs. örnek çok yani...
-dizide bir karakter diğer karaktere sinirlenip, kırgın bir şekilde taksiye biner. arkasından "gitme ali!" diye koşulur, taksiye tutunma çabaları gösterilir ve o da işe yaramayınca taksinin arkasından koşulurr ve yere düşülür.
-yine bir karakter sevdiği şahsa küsüp şehri terk etmeye niyetlenip aracına/taksisine biner. sevilen şahıs da onu durdurmaya karar verip aracına atladığı gibi yola çıkar. yolda trafik vardır ve sevilen şahıs giden kişiyi engellemeyecek gibi gösterilir. terk eden şahıs-ki kadındır- tam mahalleden çıkacakken bir bakmışsınız biri taksinin/arabanın önünü kesiyor. o da kim: elbette trafikte sıkışmış sevilen şahıs! bir, nasıl çıkabildin o trafikten? iki, çıktın diyelim. sevgilinin nerede olduğunu, hangi yolu kullandığını nereden biliyorsun? üç, hadi onu da geçtim. bu müthiş zamanlamayı, yani sevgilinin gitmeden yakalama anını nasıl ayarlayabildin?
-her dizide karşılaşılan illa ki bir yanlış anlaşılma sahnelerinin olması.
doktorların bir bölümde başhekim kalp krizi geçirmişti sanırım. Kalbi durdu öldü derken kutsi abimiz bir yumruk vuruyor adamın bağrına, aman tanrım canlanıyor.
Aklımızda yer edinen benzer sahnelerdir. ÖRNEK: başrol oyuncularından birisinin yoğun bakıma girdiğinde umutların bittiği anda şokla hayata dönmesi. Onu kurtarmaya çalışan doktorlar bile ümidini kesmiştir.
-herkes hamile, çocukların babalarının kim olduğuna da adli tıp karar veriyor.
-içkiler, çaylar hiç içilmiyor.
-asla ve asla bir kızın bir sevgilisi ya da bir erkeğin bir sevgilisi olmuyor. mutlaka aralara birileri giriyor. türk aşklarının bu yüzden paranoyak olduğunu düşünüyorum.
-komedi veya dram olsun, en az bir kere hapishane, hastane ya da tımarhane gibi yerlere düşülüyor.