şiirsel olaması. türk olmayan arkadaşlarımın bir kaçı bana aranızda konuşurken neden kafiyeli konuşuyorsunuz demişti. hiç biri türkçe bilmiyorlardı. duydukları kadarıyla kafiyeli bir dil olduğunu neden söylediklerini biraz düşündükten sonra izah ettim. türkçe sondan eklemeli bir dil. bizim ayşeler bize gelecekler, cümlesinde ler ekleri yabancılara kafiyeymiş gibi gelmekte. bir sona eklelen -ız ekleri dile dehşet verici bir ahenk katmakta. nasılsınız? çok iyi görünüyorsunuz. sesler o kadar ahenkli çıkıyor ki dinleyen kişi türk değilse size hayranlıkla bakıyor.
bunun yanı sıra türkçe'yi sevmenin en baş nedenlerinden biri de, dişi, erkek ayırımı olmaması. arapçaca ve fransızca'da kelimeler dahi dişi erkek olarak ayrılır, hatta bir çok dilde duruma bu şekildeyken türkçe'de sen ve ben kelimeleri iki cinsiyet içinde kullanılır, hatta dişi için veya erkek için dahi tek kelime olan o kelimesini kullanırız (he-she). türkçe'de kadınla erkek arasında ayrım yapılmaz. bir kelimeye başka bir dildeki üç dört kelimeyle söyleyemeyeceğiniz anlamı yükleyebilirsiniz. örn: istersen, yüzersen. ing: ıf you want, you can swim.
ilk ve orta okulda, lisede ve hatta üniversitede neden bu dersin verildiğini düşünürdüm. ama yaş kemale erince anladım ki, insanlar hala imla kurallarını bilmiyor, dikkat etmiyor, sevimli olacağım diye güzel yerine "qüsel", evet yerine "efet" gibi iğrenç yazımlar kullanabiliyor. tabi herkes özgür fakat dilimi seviyorum diyenin de diline sahip çıkması gerekir. alfabemizde w, q ve x harfleri yok. türkçeyi seviyorsan ve bu harfleri kullanarak yazacaksan git o zaman başka dilde yaz.
ben dilimi bu kadar seviyorum. öyle ki sevdiğim kişilerin türkçeyi fark etmeden katlettiğini gördüğümde deliye dönüyorum. hatalı yazanları uyarıyorum, evet. bu sefer benimle internet üzerinden yazışırken herkes kasılıyor, kasıntı oluyor ama buna katlanacak kadar seviyorum dilimi.