"ruhumdaki fırtınalar, merih'i usandırdı
nuh'a haber eyleyim de, gelsin de tufan görsün." *
"Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın
Bende gülemedim yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlumu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada." *
"Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum." *
çocuk...
sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin.
topla kalbini cadde cadde, sokak sokak...
kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından...
bakma yüzlerine hiç...
görme onları...
çocuk bu kez ağlama...
bu kez git.
gölgeni, ismini sil yavaş yavaş...
giderken bu kentten tükür yüzüne yalnızlığının...
kalbini, kendini sök yavaş yavaş...
giderken bu kentten sakın ağlama sus...
unut!
ne yaptı sana!
unut!
ne söyledi!
unut!
ne varsa vazgeçtiğin...
yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
kalbinde simsiyahlar…
nereye gidiyorsun?
hep bu şarkılarla...
kıymetsiz dualarla...
utanmaz bir yağmurla…
nereye gidiyorsun?
yolları, duvarları geç yavaş yavaş...
giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını...
ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş...
giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...
ve unut ne yaptı sana!
unut neler anlattı!
unut ne varsa vazgeçtiğin!
yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
kalbinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun?
hep bu şarkılarla...
kıymetsiz dualarla...
utanmaz bir yağmurla
nereye gidiyorsun?
yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
kalbinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun?
bu sahte baharlarla,
kıymetsiz dualarla...
utanmaz bir yağmurla
yine mi gidiyorsun?
çocuk...
her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği...
ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı...
çevir gökyüzüne başını...
bakma arkana!
daha sert basa basa, daha güçlü!
anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!
gitmek yenilmek değil kazanmak da!
gitmek gitmektir işte...
hepsi bu.
şikar civarlar artık dar ve yüz dönümlük, yüz görümlük tüm mezarlar doldular Duvarda çerçeveydi yaşanan anılar, bir tebessüm etse göz dolar, taşar sular ve ruhumu sel basar ve kalbimde bir küçük çocuk yaşar Yastık altı masallarıyla uyuya kaldı her çocukluk, nöbete kaldı kör burukluk, sabaha rüştü tez karanlık, hazlar ormanında dev sazlar, notaya döktü düşünü.
ölüme meydan okudum önümü görmeden ve fazıma bakmadan ki yoluma kaygı çıktı fonuma baskı Bahse varmısın nakitle yazgı kabil oldu her gülüşse artık çekin bitik bu şansı.
O zor günler solan güller eskidendi. Geçti!
O zaman aşık olduğum rüzgarlar esti esti. Geçti!
Geriye sadece yarım yarım sevgiler,
Yüzüme inceden uzun uzun çizgiler..
Öznesi kalan süresi kalan cümleler
Yalan dolan cümleler kaldı
GÜN GELIR GIDERSIN ELBET,
ZATEN ALISTI GÖNLÜM UZAKTAN SEVMEYE.
SENDE GIT SIMDI,
ARDINA BILE BAKMADAN.
EGER DÖNERSEN,
BILKI BEN ORDA OLMAM.
ÇÜNKÜ YORULDUM ARTIK,
ÇOK YORULDUM ARTIK.
YORULDUM PESINDE KOSMAKTAN.
YORULDUM BU PLATONIK ASKTAN.
ALLAH'IM YARAT BENI BASTAN.
YENIDEN SEVDIRME BENI.
GÜN GELIR SEVERSIN ELBET,
ZATEN AVUTTU GÖNLÜM BENI BOS YERE.
SENDE GIT SIMDI,
ARDINA BILE BAKMADAN.
EGER DÖNERSEN,
BILKI BEN ORDA OLMAM.
ÇÜNKÜ YORULDUM ARTIK.
ÇOK YORULDUM ARTIK.
YORULDUM PESINDE KOSMAKTAN,
YORULDUM BU PLATONIK ASKTAN.
ALLAH�IM YARAT BENI BASTAN,
YENIDEN SEVDIRME BENI...
büyüdük de sanki ne oldu
çocukluğu unuttuk yalanlara boğulduk
büyüdük de sanki ne oldu
umutları kuruttuk savaşta vurulduk
büyüdük aniden
büyüdük aniden *
Git yalan sevdalarina.
Çaresiz yarinlarina.
Bu yürek buna da dayanir.
Alisirim gözyaslarima.
Sana git diyemem,
Ama kal demek gelmiyor içimden.
Son sözünü söyledin bana birakip giderken,
Ahh gün gelir olurda pisman olup dönersen.
Ardindan bakip gülecegim...