Hangimsin sen benim
Hangi rengine boyasam ki seni gözlerimin
Çingeneler keder topluyor biliyorum, ağlıyorum
Çingeneler yağmur bekliyor biliyorum, ağlıyorum.
Gul diyorum
Yoksul acilarin golgesinde
Gullerin solsun istemiyorum
Ay diyorum sonra
Ay n'olur
Bir vaktinde gecenin
Yaralarin acsin istemiyorum
Hangi sevda vurmus seni
Hangi delikanli
Gonlune
Salvo bakislarla..
Soramam
Zeytin karasi gozlerini
Yoluma yatirma
Dayanamam.
gölgeler gezerken
bekliyorsun kendi suretini
ruhunda silinen sen,
geçmişin soluk sesleri
kendinle birlikte yalnızlık
herkesle birlikte keder.
yudum yudum yaşamak
hep düşlerinle beraber
iki yalnıza sığmayan bu hayat
sadece bir oyun mu dersin?
anıların bittiği yerde,
çocuk bahçesindesin
hayal artık birimiz için
hayat artık birimiz için
alevler sönerken
görmüyorsun yine yüreğini
zihninde sürünen aşk
geçmişin yitik sisleri
umutlar biterken
soluyorsun eski günlerini
ardında çırpınan ben
geçmişin buruk izleri
iki yalnıza sığmayan bu hayat
sadece bir oyun mu dersin?
anıların bittiği yerde
çocuk bahçesindesin
çok aşığın var diyorlar, yalan de yeter bana...*
aşkın kandırmacasını daha net anlatacak bir şarkı sözü olmasa gerek. aşık, aşkına inanmaya hazır dinler söyleneni, inanmayı isteyerek dinler... ki bundandır görünen köye klavuz gerekmesi birçok ikili ilişki çerçevesinde.
Bir fahişe sabaha karşı,
Çok seksiymişim öyle diyor.
Gülüyoruz yalanına,
Karşılıklı anlayışlı.
Dalgakıranlarda ki banklarda,
Çıkardı ayakkabılarını.
Bak dedi. Köprü ışıkları,
Siliyorlar yıldızları.
Kazıyınca yıldızlarını,
Altlarındaki demir paslı.
Ateşe vermeli onları ama;
Her yerde yangın çıkışları.
Sordum niye sattın diye yoksulluğunu ?
Dedi, elimdeki sadece oydu.
Niye sattın vücudunu?
Daha mı kötü dedi satmaktan ruhu?
Herkes dedi merak içinde,
Ölümden sonra hayat var mı diye.
Boşuna düşünürler,
Sanki hayat varmış gibi ölümden önce.
Sevdim seni bir şekilde,
Hüzün var diye belki gözlerinde,
Eğer sever gibi sarılırsan da
Bu vücut bedava sana.
Aslında derdim; çok gençsin daha.
Yirmiyim, dedi.
Ama ruhum tam bin yaşında.
Kayalar kesti ayaklarımı,
Yine de bir şeyler hissetmek güzel hala.
Bu dalgakıranda.
Tek başıma bu vücutla, fırlatıldım dünyaya.
Aşk da basit, pişmanlık da hayat hoyrat bu zamanda.
Şahin kuşa, kuzgun leşe.
Ben değil bu dünya fahişe.
Korkum; çığlık atan adam gibi,
Tabloda ki şakağımda elleri.
Hep kaçarken, tek kişilik bir dünyayı,
Ben artık nasıl severim?
Anladım dedim.
Senin kalbin birinde.
Geceyle gündüz, O hep seninle.
Sarıldı, ağladı saatlerce.
O gün de yine işe gitmeden önce.
baskın yemiş bir evsem dağılmışsam
tutuklanmış kitapsam yakılmışsam
bir çift turnaya benzerdi gözleri
göğüm öksüz kaldı bakar ağlarım
aldı gitti neyim var neyim yoksa
kalanlarda yalım yalım yangınsa
bu can bu bedenden ayrılmıyorsa
daha çok hasrete yanacak ömrüm
bu can bu bedenden ayrılmıyorsa
daha çok hasrete yanacak gönlüm
yaktım koca ömrü zaaflı bir anda
yarla baharımı kışlara gömdüm
eğdim dağ başımı onun önünde
yetmedi ardından bakar ağlarım.
muhtemelen herbirinizin,feridun düzağaç,teoman,bülent ortaçgil,sezen aksu veya sagopa kajmerin herhangi bir şarkısında duyduğunuz sözlerdir.bazı istisnalar vardır.