sırrı süreyya önder

entry2286 galeri92
    85.
  1. ses tonuyla, konuşma tarzıyla "insan" olduğunu belli eden yazar.
    1 ...
  2. 84.
  3. ahmet çalık'a hitaben yazdığı mektupla beni hayal kırıklığına uğratmıştır.

    http://www.radikal.com.tr...D=1041846&Yazar=SIRRI SÜREYYA ÖNDER&Date=04.03.2011&CategoryID=97

    kendisi kaybetmeye meyilli olduğumuz umudumuzu, sevincimizi arttıran güzel abilerdendir. ama malum iki yazar için çalık'a hitaben mektup hiç olmamış. gazetenin diğer yazarlarına, çalışanlarına "bunları aranıza sokmayın" diye yazsaydın pek daha güzel olurdu.

    çalık'ın bunu okuyacağını, ironiyi anlayabileceğini zaten düşünmüyoruz, olsun, yine de bir seçim yapmasın be!
    1 ...
  4. 83.
  5. dün ankara beypazarinda olen kürt tarım işcileri icin yazdigi bugunku yazisi okunasi kisi.

    http://www.radikal.com.tr...01.2011&CategoryID=97
    0 ...
  6. 82.
  7. yazarlığı hitabeti kadar güçlü değildir.
    0 ...
  8. 81.
  9. 80.
  10. ece temelkuran ile birlikte toplumsal sorunlara toplumdan biriymişcesine duyarlı yaklaşabilen yazar, yönetmen. son yazısı yetmez ama evet diyenler için geliyor.

    http://www.radikal.com.tr...01.2011&CategoryID=97 ]
    2 ...
  11. 79.
  12. http://www.radikal.com.tr...te=&articleid=1034833 yazısıyla hem kaleminin gücünü göstertmiş hem de beni 1ocak'ın bittiği gecede duygulandırmıştır.
    0 ...
  13. 78.
  14. kendisi kürt değildir. türkmendir. kürt sanılması doğal ama değil işte. kendisi de bir kaç defa belirtti. devrimcidir bi de.
    1 ...
  15. 77.
  16. bugünkü köşe yazısında vicdanımı ve akliyatımı depreştirmiş olan dağlı filozof.anarşistimsi yabansı ve hamasiliğine hayran olduğum deryadil.bugünkü yazısı ise şöyle:

    Zûlm ile abad olan sonunda berbad olur

    Copu ölümüne sallayan, kimyasal gazı böceğe sıkar gibi sıkan memur, sözüm sanadır.
    insan dediğin düşünür. itiraz etmeyen koyundur. Bugün iki ayağının üzerine dikilmişsen, düşünen ve itiraz edenlerin yüzü suyu hürmetinedir.
    Sen bir yoksul çocuğusun. Hali vakti en yerinde olanınızın bile, size vurun diyenlerin zibilliğindeki çöp kadardır varlığı. Varlığınız ancak onların zibilliğine armağan olabilecek kadardır.
    Bunları unutma, aklının -varsa eğer- en sağlam yerine yaz!
    Bu zulüm düzeni, bu bezirgân saltanatı, biraz da sana bunları düşündürtmemek üzerine kurulu.

    Candan aziz evlat

    Bu da bir ananın, babanın evladı demeden vurduğun gençlerin içinde senin kardeşlerin var. Herkese eşit eğitim hakkı istiyorlar.Bunun bana ne zararı var? diye bir an olsun düşünmez mi insan?!
    Senin meslekteki büyüklerin, vaktinde aynı talepte bulunanlara aynı zulmü uyguladığı için, sen doktor değil de polis oldun. Bunu da aklının -kaldıysa eğer iğdiş edilmeyen bir yeri- aha işte oraya yaz!
    Vurduğun gencin yaraları üç-beş güne kalmaz sağalır. içeri attığınız sonsuza kadar orada kalmaz. Ama sen vurduğun her copla canından aziz bildiğin kendi evladının artık bir polis bile olamamasını sağlıyorsun, farkında mısın? Onların zibilliğine yeni çöpler yetiştirmek için mi bu kadar iştahın, öfken?
    Zulmün artsın ki zeval bulasın lafını yoksul anana sor, ne dehşetli bir kökü olduğunu, nice zalimin sonunu rezil ettiğini sana kendi meşrebince anlatacaktır.

    Kan bulaşığı silinmezmiş

    Zulümleriyle efsane olmuş abilerin vardı. Vurdukları yerde kan biterdi.
    Belki çoluk çocukları vardır, onların hatırına adlarını yazmayacağım.
    Ellerindeki kanı kırk derenin suyu temizleyemedi. Ağlaya ağlaya kafasına sıkanları duyduk. Kan bulaşığı silinmezmiş, sonradan anladılar.
    Kana bulaşan ellerle masum yavrular sevilemezmiş, geç öğrendiler. Bir sevgiliye dokunulamazmış, bilemediler.

    iş bitince...

    işleri bittiğinde bir kerhane çaputu gibi fırlatılıp atıldılar.
    Ve ancak o çaput kadar insanlığın hafızasına yazıldılar.
    Bunları, sütünü emdiğin fukara ananın hatırına, hâlâ insanca çarpan bir yüreğin varsa eğer, oraya yaz.
    Yaz yaz da nereye kadar?
    En iyisi yazmayı bırak, oku, düşün, itiraz et!
    Bu toz duman dağıldığında kendi çirkinliğinle baş başa kalma.
    Her gecenin bir sabahı, her zulmün bir sonu vardır.
    Vurduğun gençlerin adaleti, sana bu emri verenlerin aklına ve kalbine sığmaz.

    Kendi geleceğin
    Yoksul, yoksulu kokusundan tanır. Onlara sığın, seni hayatında hiç görmediğin bir insanlıkla kucaklayacaklardır.
    Bu gençlerin düşlediği dünya gerçekleştiği gün, onlar oturup, Bu insanlar bundan da iyisine layık diyerek yeni düşler kuracaklar, emin ol...
    Kendi geleceğini de karartma.
    Vurduğun kendi çocuğunun geleceği ve onurudur.
    Bu sözüm de sana bu emri verenlere...
    Bundan sonra vuramayacaksınız! Kendi bedenimizi de onların yanına koyacağız. iki birden büyüktür. Kuzuyu kurda boğdurtmayacağız.
    1 ...
  17. 76.
  18. Hemşehrim olmasından onur duyduğum bir güzel "insan" dır.
    0 ...
  19. 75.
  20. linkteki yazısıyla ertuğrul özkök'ü evire çevire döven adam, ayar manyağı yapan adam.
    http://www.radikal.com.tr...11.2010&CategoryID=97

    eline sağlık.
    not: solcu değilim ahmet kaya'yı da sevmem.*
    1 ...
  21. 74.
  22. Radikal gtazetesini okuma sebebim....Bana vicdanın resmini çizebilir misin? diye sorsalar bu adamı çizerdim....
    0 ...
  23. 73.
  24. samimi ve içten bir insan ses tonuyla güven veriyor tebessüm edişiylede içten ve samimi...
    0 ...
  25. 73.
  26. "Henüz Beynelmilel filmine bir yapımcı bulamamışken özüm
    de dizilerde yazarlık yaparak..." kendisinin de bir zamanlar dizi senaristliği yaptığını anlatan; senaristleri "onurları ve hünerleriyle gayet ağır koşullarda çalışan kalem emekçileri" olarak tanımlamıştır bugünkü yazısında.

    ama esas bomba şurda; kendisi yapımcıya, habire yazdıklarını geri çevirdiği için uyuz olmuştur sonradan öğrenir ki, meğerse yazdıklarını yapımcı okumuyormuş. gerisi kendi ağzından;

    ..."klişe mazeretlerle geri gönderirmiş. Bu gerçeği duyunca çok öfkelenmiştim. Senaryoyu çöpe atıp, sıfırdan yeni bir şey yazmaya başladım. Sanayici ailenin oğluyla, törecan oğlan ezeli hasımlardı. ikisini karşı karşıya getirdim. Ve aksiyon kısmına
    '... ikisinin de nemli dudakları şehvetle aralandı...'
    diye yazarak dizide yer alan herkesi birbirleriyle seviştirdim. Senaryo Lut kavmine rahmet okutacak bir kıvama gelmişti.
    Adama verdim, 'Götür yapımcıya ver' dedim. Kendimce şık bir istifa mektubu yazmıştım. Ben ofiste kızgın volta atarken telefonum çaldı. Arayan yapımcıydı. 'Güzel olmuş eline sağlık' diyerek sete maille göndermemi istedi..."

    ve ekliyor:

    "Tecavüz bir devlet politikasıdır.
    'Esmer, sarışın fark etmez...' diye başlayan tekerlemelerle eğitim yapan bir milletiz biz. Sevişme fiilini bir cezalandırma aracı gibi görüp onun bunun anasına bacısına uygulama hasretiyle inleyen tribünlerimiz var."

    sonuç:

    "Bütün bunları pas geçerek senaristlere laf sokuşturan parlamenterde, aha bu yapımcıya sürtecek kadar akıl yoktur."
    1 ...
  27. 72.
  28. bugünkü yazısında 'yaygın bir yanlışın en kristalize olmuş hali' olan kişiye sağlam bir ayar vermiştir.
    1 ...
  29. 71.
  30. ertuğrul özkök adlı faşiste verdiği bugunkü karşılık okunası olan yazar.
    1 ...
  31. 70.
  32. yüzyıllardır milyonlarca insanın cesedine, tecavüzüne, köleliğine sebep olmuş bir ortaçağ öğretisinin günümüz goygoycusu.

    ağzına marksizmi almadan önce ''humanizm'' nedir öğrenmesi gereken, evliya kovalayıcısı. cennet bezirganı.

    tarih boyunca islamiyet isimli öğretinin döktüğü her kanda, yavuz sultan selim kadar, yezid kadar, muhammed kadar, sivas'taki gözü dönmüş kalabalık kadar, bayram namazından çıkmış on sekiz yaşında yeni yetme kadar payı vardır. dahil olmak, destek olmaktır.
    2 ...
  33. 69.
  34. ertuğrul özkük'ün kendisi hakkında söylediği "gücü olsaydı süreyya kardeş de bizi linç ederdi" sözlerine bugünkü yazısıyla özkök'e Curzio Malaparte adlı gazetecinin hayatından bir anıyla tokat gibi cevap vermiştir.
    --spoiler--
    Curzio Malaparte
    Sayın Özkök, size, aslen italyan olan bir gazeteciden bahsetmek istiyorum. Gazetecinin adı Curzio Malaparte.
    Gençliğinde faşist partiye üye olmuş fakat insanlığı ağır basınca yazıları sansürlenmiş, ev hapsine alınmış, sürgün edilmiştir. 1941de Rus cephesinin açılmasıyla birlikte, inşallah oralarda ölür umuduyla, teğmen rütbesi ve savaş muhabirliği göreviyle bölgeye gönderilmiştir. Ancak yazılarının yarattığı rahatsızlık, Hitlerin kulağına kadar gitmiş ve Ukraynada tutuklanmıştır. Malaparte, yazdıklarını gizlice italyaya sokarak savaşın korkunçluğu üzerine tarih boyunca yazılmış en iyi eserleri bizlere miras bırakmıştır.
    Ülkemizde Kuzey Yayınlarından çıkan Kaputt adlı anlatısının bir bölümünü kısaltarak aşağıya alıyorum
    1941 yılı sonbaharında Ukraynada Poltawa yakınındaydım. Bölgede partizanlar kaynaşıyordu. Bir gün, bir Alman subayı topçu konvoyunun başında bir köye girdi. Köyde tek bir canlı yoktu, evler çoktan terk edilmiş gibi görünüyordu...
    Atların nal sesleri hemen hemen uzaklaşmış, ovanın çamuru içinde boğulmuştu ki birden bir kurşun vızladı Halt! diye bağırdı subay. Kafile yine durdu, kuyruktaki batarya yine köy üzerine ateşe başladı...
    Cam gözler masumun
    kalbini göremez
    Subay yüksek sesle saymaya başladı: Dört, beş, altı. Bir tek tüfeğin ateşi bu. Köyde sadece bir kişi var. O anda bir gölge, elleri havada koşarak kara duman bulutundan sıyrıldı, askerler partizanı yakaladılar, iterek subayın önüne getirdiler. Subay eğerinin üstünden eğilip partizana baktı: "Ein kind" (Bir çocuk) dedi alçak sesle. En fazla on yaşında bir çocuktu bu. Zayıftı, acınacak haldeydi. Elbisesi paramparça, yüzü kapkaraydı. Saçları kavrulmuş, elleri yanmıştı. Ein kind!
    Bir ara subay, çocuğun önünde durup, uzun uzun ve sessizce yüzüne baktı ve sıkıntı dolu bir sesle:
    Dinle! dedi. Sana kötülük etmek istemiyorum. Benim işim bacak kadar çocuklarla savaşmak
    değil. Lieber gott! Savaşı ben icat etmedim ki?
    Bir süre sustu, sonra insana garip gelen bir yumuşaklıkla sordu:
    Bak, benim bir gözüm camdır. Asıl gözümün hangisi olduğu kolay anlaşılmaz. Hemen, hiç düşünmeden hangi gözümün cam olduğunu söyleyebilirsen serbest bırakırım seni.
    Çocuk hiç tereddüt etmedi:

    - Sol göz, dedi.

    - Nasıl bildin?

    - Çünkü ikisinden, soldaki daha insan gibi bakıyor.

    --spoiler--
    hani derler ya, "hakaretin hası incelik ister" diye; bundan incesi ne alâ!
    7 ...
  35. 68.
  36. bütün dünyada ilim insanları üniversitede yetişirken bizim ülkemizde cezaevlerinde yetişir sözünü söyleyen ve lice'de ceylan önkol diye bir genç kızımız paramparça oldu ve anası eteğine topladı parçalarını diyip ardından ortaya çıkarmadai isteksizlikten dolayı iktidara mehmet akif şiiriyle seslenmiştir.
    ve izzeti olan hiçbir babaceylan'ın katilleri bulunmadan kızını sevemez haram olsun diyecek kadar da mert bir adamdır
    1 ...
  37. 67.
  38. maraş katliamı ile ilgili bir film çekecek yönetmen. filmi nasıl olur bilemiyorum ama yapılan zulmü göstermesi açısından merakla izleyeceğim film. yıllardır bu konu hep karanlık kaldı, bu acıdan bu katliamdan bahsettiğiniz zaman ortamda bulunan insanların çoğu bilmiyordum ben böyle bir şeyi ya da bilenlerde kötü olay, üzücü tarzı şeyler söyleyip üzerinde durmakta itinayla kaçındılar. çünkü bu ülkede farklı olmak yeterince sıkıntılı bir durumken bir de farklı olanlara yapılan zulmü, haksızlığı anlatmak iyice karşılığı olmayan bir tutuma dönüşüyor. insanlar farklılıkları hoş karşılayamıyor, dinle arası pek iyi olmayan bir sunni bile alevi kelimesini duyunca bir acayipleşiyor. bu bahsettiğim işin psikolojik kısmı, maraş ta ise insanlık adına çok somut suçlar işlendi, birileri gelip alevileri katletti. bugün umarım sırrı süreyya önder neyin ne olduğunu açık açık anlatır filminde, türkiyenin böyle filmlere ve bu konuları bu acıları anlatacak yönetmenlere ihtiyacı var. sırrı süreyya umarım ne şiş yansın ne kebab cılık yapmaz ve insan sıfatı altındaki psikopat zihniyetleri filminde açıkça gösterir, evet bazıları kendilerini normal sayıp, anormal gördüklerini katledebiliyor türkiye de artık bu normallerin kimler olduğu nasıl bir zihniyete sahip oldukları iyice aydınlatılmalı. nasıl olur da birileri gelip kendilerine uymayanları anormal addedip onları katleder ve kimse sesini çıkarmaz işte bunların anlatılmasını bekliyorum sırrı süreyya önder in yeni filminde. çok şey istiyorum gibi gelebilir ama bu işler yani türkiyenin katilleriyle hesaplaşması o kadar gecikti ve ihmal edildiki şimdi anlatmaya kalkınca bissürü birikmişlik var allah kolaylık versin sırrı süreyya ya, çok fazla emek harcaması gerekecek. umarım filmini çeker ve bizlere de emeğine sağlık demek düşer.
    2 ...
  39. 66.
  40. istanbul kitap fuarı' nda, ayrıntı yayınları' nın düzenlediği "sol ve din" konulu söyleşiye katılmış yönetmen. söyleşiye katılmadım ama haberde insanın boğazını düğüm düğüm düğümleyen aforizması, insanı yüreği kanarken düşündürecek cinsten; ""kerbela islam' ın yoksul elinden alınıp zenginin insafına terk edildiği yerdir" .

    söyleşi hakkında kabaca fikir verebilecek link; http://www.birgun.net/cultures_index.php?news_code=1289152443&day=07&month=11&year=2010 . bu muhabbet insanının
    1 ...
  41. 65.
  42. cuma akşamları saat 20:45 te, kanal 24 te kafa dengi programında döktürmektedir. selahattin yusuf'a rağmen izlemekte fayda var.
    0 ...
  43. 64.
  44. radikal'de takibimizi sürdürdüğümüz güzel abimiz.
    belki biraz geç olacak ama şuan bildiğim kadarıyla yayından kalkan tv net'deki klark programında menteş'e konuk olmuşluğu vardır. güzel program olmuş. hazır youtube'da açılmış bak.*
    0 ...
  45. 63.
  46. 62.
  47. adamdır. radikalde yazıyor şuanda çok da güzel tespitleri var.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük