yolu mülkiyeden geçmiş yazar-yönetmendir. 80 lerin başlarında aykırı fikirleri yüzünden çok çileler çekmiş olan, bir televizyon söyleşisinde söylediği "o sana bakmıyorsa, sen onun baktığı yerde ol" alıntısını unutmadığım kişidir.
Milletvekili adayı olan sinemacı ve köşe yazarı. Sırrı Süreyya Önder, önceleri reddettiği BDP teklifini, sonra neden kabul ettiğini açıkladı: ''Hayatın içinde bir mevzi olarak sinemayla uğraşmanın, köşe yazmanın da Meclis'te olmak kadar önemli yer tuttuğunu düşünüyordum. Ama arkadaşlar önümüzdeki dönemin tarihsel öneme sahip olduğu, neredeyse kurucu Meclis olacağı konusunda beni ikna ettiler.''
kurucu meclis ne demek, eskisini yıkıp yenisini mi kuracaklar?
aşiret liderleriyle kol kola girip ezilmişlerin haklarını savunacakmış. böyle böyle kürt halkını kandırabiliyor bunu anlıyorum da aydın diye geçinenler buna nasıl kanıyor onu anlamıyorum.
kendisi bdp'nin desteklediği milletvekili adayıdır. ayrıca kürt değildir.
nedir bu adamı bu kadar popüler yapan hala anlamış değilim. belli kesim tarafından giderek şişirilmekte bu adam. özellikle kendilerince muhalif tavır sergileyen köşe yazarları, program yapımcıları tarafından.
seçim öncesi sürekli kürt olmadığı üzerine vurgu yapması tamamen populist bir yaklaşımdır. kürt değilim ama kürtler ezilmiştir. bende onların yanında yer alıp ne kadar demokratik biri olduğumu göstermek istiyorum mesajı veriyor.
milletvekili olmasını en çok arzuladığım kişidir..
aslında türkmen asıllıdır. kendisinin ifadesiyle tersine asimilasyona uğramıştır. mecliste düşünmekten ve sorgulamaktan aciz el kol kaldırıcıların içinde erimese bari..!
ha , bir cok fikrine katilmam.fakat vicdani bir adamla degisme firsatin olsaydi deseler calardim kapisini.
birde bir tarihte youtube'da kadir copdemir'in konuk oldugu kafa dengi programindaki performansini izledikten sonra. ben bu adama notunu verdim.10 uzerinden 9 ,bu kadar..
en çok "kürt" zannedilen "türk", en çok "alevi" zannedilen "sünni"dir.
derisinin rengi izin verse en çok "zenci" zannedilen "beyaz" da olurdu muhtemelen.
insanlığın, vicdanın, adamlığın zirvelerinde volta üstüne volta atar.
ya tamam iyi bir insan, vicdanlı, iyi kalpli ama entelektüel kelimesini kullanırken bence çok dikkatli olmak lazım. her içeri girip çıkanı, gazetede köşe yazarı olanı iyi bir ideolojik ve felsefi eğitimden geçtiği varsayımı ile entelektüel ilan etmek de bu ülkenin hastalıklarından. doğrusu ben kendisinin doğrucu davut olmak dışında benim kişisel entelektüel gelişimime bir katkısı olduğunu söyleyemem ama yıldırım türker başka bak.. ya da gündüz vassaf.
entelektüel olmak dinden, ırktan, cinsiyetten münezzeh özel bir duruş gerektirir. bir de başka entelektüeller yaratma yolunda da çabası olması gerekir insanın. bir fikir ile başka bir insana dokunacaksınız, onu dönüştüreceksiniz ve tamamen temiz niyetinizle ve özgür vicdan ile yapacaksınız ve buna herkesi inandıracaksınız bunu ki o zaman bu büyük iştir. çok büyük.
''gardaşım benim param pulum yok. çok afiş bastıramayacağım. etrafı da kirletmek istemiyorum. ne kadar afiş basarsam onun iki katı ağaç dikmeyi taahhüt ediyorum. barışa dönük kalbinizde bir yer varsa o yeri bize emanet edin." sözlerini demiş kişi.
Gerçekten iyi bir insan olabilir ona lafım yok ama kötü bir siyasetçi. sözlerinde kullandığı deyim yerindeyse otantik john lennon ağızı john lennon'a yakışır sayın sırrı süreyya önder sana değil. Biz o kültürü ve all you need is love gibi sözleri de özlem ve sevgiyle anıyoruz bu topraklarda ve bu siyasi kültürde.
lakin sizi destekleyen kişilerin terörist bağlantılarını gördükten sonra kendiniz nasıl barışın elçisiymişçesine davranabiliyorsunuz sayın süreyya önder anlam veremiyorum? Barışı destekliyorsan kardeşlikten bahsediyorsan, önce senin yanındakiler ve yandaşlarında barış yanlısı olmalı, elleri kanlı olmamalı. Sayısız milyonlarca insanın katili olmamalılar.
Bu insanlarla beraber olup, barışı savunanlar, samimi değil olsa olsa popülist olabilirler benim nezdimde. Sonuç olarak kendisi, ya büyük bir yalanın içinde yaşayan gerçekten temiz bir insan ya da büyük bir popülizm dolduruşuyla bizleri saf zanneden biri.
'' biz, yeryüzünün ilk aşkıyız'' diyenlerdendir...ve kafasına fena halde yanmayı koymuş bir müptela. yanarız be baba, seninle cayır cayır yanarız, tıpkı maraşta, sivasta yandığımız gibi yanarız seninle. su dökselerde sönmeyiz...
ismi görünce akla sırrı sakık'ı getiriyor. ikinci entryden edindiğim bilgiye göre devrimciymiş. artık nerde bir sırrı görsem küfür ederim. sevmiyorum lan artık sırrıları.
''hayatının bir yerinde kaynar bir kazan varken tevekkülü baz almak çok da mümkün gözükmedi bana. ahirete dönük bir hazırlık yerine gözümün önündeki kan pazarına mudahil olmak daha gerçek geldi bana.''
aklını kullanan biri için iyi. de ... allah da ''akletmez misiniz'' diyor. sırrı süreyya önder i islam ı tarık tufan, ismail kılıçarslan gibi islamcılardan öğreniyorsa tevekkülü geleneksel bir şekilde ele alır ve yanılır. oysa tam tersine din onun sandığı o tevekkül şeklinden uzaktır, hatta o tip tevekküle; zulme sessizlik, mağduriyetten kazanç ummak (akp) olduğu için karşı çıkar. gerçek islamı/tevhidi öğrenememiş olması kendisi için ne kötüdür.