resulullah aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra yetim kalan islam ümmetinin, uzun ve meşakkatli mücadelenin sonucunda liderliğine kadar yükselmiş, 1400 yıldır beklenen mehdi'nin artık çoğu müslüman tarafından beklenmediği ve "zaten daha iyisi var mehdi'ye gerek yok" dediği, dinamik, sert ve otoriter görünüşünün yanında aynı zamanda gariban babası imajı da çizen, taa belediye başkanlığı dönemlerinden bu yana milletin güvenini kazanmış, başbakanlığı döneminde namı kıtalara yayılmış, cumhurbaşkanlığı döneminde ise artık insanoğlunun değil, cinler aleminin de ilgisini ve hürmetini çekmeyi başarmış, reis-ül sakaleyn sıfatı yani hem insanların hem de cinlerin lideri hüviyetini bünyesinde barındıran recep tayyip erdoğan'ın adının; cenab-ı allah tarafından kıyamet koparıldıktan sonra mahşerde toplanacak ve adeta yenikapı mitingini andıracak kalabalığın, hesap kitap görüldükten sonra üzerinden geçeceği sırat köprüsünün yerine verilmesine ilişkin naçizane ama bir o kadar da ısrarlı bir tavsiyedir...
evet sevgili arkadaşlar; yıllardır pek çok park, cadde, okul, köprü vs. gibi sosyal hayatımızda kullandığımız yerlerin isimlerinin değiştiğini gördük. misal yakın zamanda boğaziçi köprüsü'nün adı bildiğiniz üzere 15 temmuz şehitler köprüsü oldu. ben de diyorum ki; sırat köprüsü çok sade kalıyor. sırat denilince aklıma "sırat koyim de tur at" falan geliyor. allah günah yazmasın ama koskoca köprünün ismi neden sırat biraz tuhaf. yani demek istediğim, sırat çok basit bir isim. böylesine anlamı büyük ve kimin cennete kimin cehenneme gideceğini belirleyen o dehşet verici mahşer gününde, büyük ödülden veya cezadan önceki son yolculuğun geçeceği yerin ismi daha karizmatik olmalı... geçerken insan anlamını hissederek geçmeli.
velhasıl kelam, bu teklifim mecliste tartışılmalı hatta referanduma sunulmalı. bir an evvel sırat köprüsünün ismi "recep tayyip erdoğan köprüsü" olarak değiştirilmeli. ak partililer o köprüden geçerken gurur duymalı, hatta yanında sağında solunda yürüyen ve köprüden geçenleri uyarmalı: "yürüdüğün köprüyü sırat diyerek geçme tanı, bak gör altındaki binlerce cehennem kazanı" gibi mehmet akif tarzı sözlerle köprünün adının değiştiğini her daim vurgulamalı.
--spoiler--
gözlerin yuvalarından fırladığı, annenin evladını bırakıp kaçtığı, dostun dostu tanımadığı, dilin susup yalnızca gözlerin şahitlik edeceği o dehşet verici günün şafağında mahkeme-i kübra kurulup da, hak sahibine teslim edildiğinde, gariban işçiler rahatlıkla haykırıp: "bu pezevenk bize 12 sene mesai vermedi 24 bin tl alacağımız var" diye ibne patronlarını şikayet ettiğinde, kediler ve köpekler evinin önüne bir kap su bile koymayan vicdansızları parmakla gösterip: "sen keyifle yemeğini yerken bizi düşünmedin, kapında yattık dönüp bakmadın, bizi hor gördün" diyerek mahalleliyi gammazlarken, arş'tan bir nida yükselecek: "haydi yürüyün o kıldan ince kılıçtan keskin köprüye". ve sonra bir de dönüp bakacak ki mahşer kalabalığı, köprünün başında güneş gözlükleriyle, kocaman 36cm damarlı kılıcıyla herkesi selamlayan, güneş gibi parlayan adamın tepesindeki devasa tabelada bir yazı yazıyor: "recep tayyip erdoğan köprüsü - demokrasi kazandı - egemenlik kayıtsız şartsız milletindir". ak partililer hemen koşarak köprüden hızlıca cennete girecekler ancak diğerleri geçmekte zorlanacak... (kıyamet günü okunacak dualar kitabı / sayfa 166.)
--spoiler--