yaşamın anlamını yeniden sorgulamanızı gerektiren büyük farkedişlerden biridir.
başka bir yaklaşımla ergen benmerkezciliğinden uzaklaşma olarak da algılanabilir.
anlar vardır hiç bir şeyi görmez insan. çok sevdiği, uğruna canını verdiği değerler bile gözünde olmaz. Ne para, ne makam ne şöhret.... "insana güvenme ölür, dağa güvenme erir" sözünde olduğu gibi aynı; Makama güvenildiğinde sonsuz olmadığı, Güzelliğin, Sağlığın bir hastalıkta son bulduğu... ne şan şöhret, ne makam... ne olunursa olunsun sonunda ölüm gerçeğinin Bu dünya benim diyenlerin bile bir gün yok olup gittikerini düşündüğünde insan; ve dünya kalsaydı sultan Süleyman'a kalırdı düşüncesidir. etiket güzellik sağlık Gençlik Hepsi gelip geçici Ve hepsi nankör. Hiçbiri sonsuz değil. Bir bakarız ki onlar bizi gözünü kırpmadan terk eder. Ortada bırakır. Kibirlenmenin, kasıntılı olmanın, kendini beğenmişliğin, ukalalığın hiç kimseye faydası olmadığı, dürüstlüğün, adaletin, insanlığın, sevginin, saygının, dostluğun, ve sadece insan olmanın erdemiyle yola devam edebilme eylemidir.
herkesin sıradışı olmak için çabaladığı şu yıllarda sıradanlığın sıradışı bir hal olduğunu da fark etmek gerekecektir. hele ki sıradanlığı sevdin mi, işte o zaman çok farklısındır.
geç olmasın. vaktinde fark, keyiflendirir. 'ne gülüyorsun oğlum kendi kendine, ne konuşuyorsun agacım sen kendi kendine ?' sorularına; 'sıradanım oğlum ben' dersin.
farklılıklar içindeki benzerliği anlamak, olgunlaşmaktır... kendini özel hissetmekten daha dingin; ve yine kendinin vasatın altında olduğunu anlamaktan daha ferah, güzel ve kolay bir yaşam tarzıdır...
hep farkında olunması gereken olgudur. kendini kaf dağının tepesinde görmek. uzun vade de insana asla hiç birşey kazandırmaz. ben özelim, benden iyisi yok, herkesin ağzının payını veririm, * kimse bana dokunamaz, ayrıcalıklıyım diye ego şişik olarak ortalarda dolanmak. sadece kısa vadede komplexli insana kendini kandırmasından başka bir kazanç sağlamaz. mazallah o kaf dağının tepesinden adamı öyle bir kıç üzeri yere çakarlar ki; değil iki ayağının üzerine doğrulmak. emeklemek bile imkansız olur. sürüngen olarak hayatını devam ettirmek zorunda kalırsın ki, bu da olmasın be; yazık olur onca emeğe dimi ama ?
sıradanlık çaydanlık gibidir ikisisi de çabuk kireçlenir.
sürekli kireçli su kullanılan ve temizlenmeyen çaydanlık nasıl çabuk kireçlenebiyorsa hep aynı şeyler yapan ve ara sıra da olsa farklı arayışlara girmeyen her insan da sıradandır.
aykırı olmak sıra dışı olmak anlamına gelmez. rutin işlerinin yanıda bir hobi belirlemek çare olabilir belki.
yakınlarda başıma gelmiş hadise. güler yüzlüsün tamam, iyimsersin, şimdilik sadece peşlerinden baktığın hayallerin var o da tamam da ne. galiba hayatın anlamını kaybettim ya da bulmayı erteliyorum, kendime güvenmekten korkuyorum...
fark edilmesi hiç de zor olmayan durumdur. fakat insan bunu çokça zaman geçtikten sonra öğrendiyse, o kafasında oturttuğu harika benliğinin yerine sıradan bir insan imgesini yerleştirmesi zor olacaktır.