ileride, iş yaşantısına atıldığında, iş dışında, kendine uygun görmediği iş arkadaşları ile de görüşmeyecek, herkesle iyi geçinip politik olmayacak kişidir.
ya çok çalışkan ya da çok çılgın olurlar. yanlarına yaklaştığında ürkek bir ceylan gibi bakarlar, gülümsemeye çalışırlar, olmaz, beceremezler, yapmacık bir tebessümle arada bir sana bakıp bir yandan da gözlerini aşağı doğru indirirler. genelde ne dinlediklerini hiçbir zaman bilmesek de kulaklarında kulaklık olur. bu durum onlara bir karizmatiklik katıyor gibi görünse de yoo hayır bu onların yalnızlığını ele vermekten öteye geçemez. ha bir de ellerindeki kalemle saçma sapan şeyler karalarlar o masum defterlerine. konuşmaya çalıştığında yine gülümseyip alakasız cevaplar verirler. hocalar tarafından sınıfımızın sessizi diye utandırılırlar. velhasıl zordur sınıfın sessizi olmak.
kendi frekansından birini bulduğu zaman gayet de konuşabilen insandır, belki biraz da sosyalleşmesi lazımdır kim bilir, belki de insanın kendi seçimidir bu ya da karakteri böyledir, bilemeyiz. her ne olursa olsun bu insanlar genelde içine kapanık ve naif insanlardır, cool takılmak gibi bir dertleri yoktur genelde sadece ya kendi kafasına göre birini bulamaz ya da iletişimi beceremez, girişken değildir. genelde bunlar üniversitede kabak çiçeği gibi açılırlar, meraklanmayınız efendim, gelir geçer.
kimseyi kendine layık görmez,diğerlerinin ergen kafası yaşadığını düşünür,
büyük sınıflarla takılır. veyahut kendi iç dünyası onun için muazzam biryerdir. istatistiklere göre bu tip insanlar gün geçtikçe azalmaktadır. (bkz: yarınından umutlu türkiye)
neden böyle oldukları hakkında hiçbir fikrim yok. fikri olan birisininde olacağını sanmam. bu tipler kimseyle konuşmadığı için dertleri neymiş anlayamayız. gariptirler. bazen adamı korkuturlar. çoğunlukla sınıfın dedikoducuları tarafından sohbet konusu haline getirilirler. lise yıllarımda bu gibi tiplerden bi hayli görmüştüm.