fizik sınavında ben ısıtıcının formülünü çalışmışken hoca soğutucuyu sorunca, ısıtıcının formülünü tersten yazmıştım. 30 puanlık soruya 5 puan vermiş hoca da sağolsun.
eğer bu sınav o senenin son sınavı ise, ve kişinin kurtarması gerektiği bi sınav ise, bir de üstüne sınava çalışımamışsa;
gözde bi açılma,
yüzde bi "ha siktir lan" ifadesi,
kulakta diğer insanların uğuldaması, nefeslerin duyulması,
kalpte bi güpleme,
midede hafif bi bulantı.
sorularla ilk buluşmanın akabinde ortaya çıkan tepkilerdir. şöyle ki;
-olum hoca neresinden çıkarmış bu soruları!?! çıkarırken zorlanmış olmalı
-hocam grup var mı acaba? varsa kaç grup? mahmut olum grubun ne?
-hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?
-hocam açacağım bitti de...yok lan o uçtu sanki.
-la sezer kağıda yumulma sağa kay azcık.
-hocam siz kitap okumayı severdiniz dimi?
-ya hocam hep başımda duruyosunuz.biraz da diğer tarafa gitseniz(aynen yaşanmıştır)
-hay ebesinin,irisinin,dirisinin,yedi sülalesinin...
büyük bir planın yapıldığı küçük sınavda verilen tepkidir.
sınav aslında çok kolay, ama nerdeyse arkadaş çevresinden dersi alan hiç kimse bir kez olsun derse girmediği için sınavda ne sorulur, nasıl cevaplanır, kimsenin bir fikri yoktur. işte tam bu esnada demlendimdurdum'un bir arkadaşı demlendimdurdum'a sınavın sorularını laf arasında söyler.
bu büyük sevinci diğer arkadaşlarıyla da paylaşmaktan kaçınmayan demlendimdurdum, soruları herkese söyler ve herkesin hayır dualarını alır.
neyse demlendimdurdum ve arkadaşları sınavın yapılacağı amfiye mağrur mağrur yürür, herkes kendinden emindir, en ön sıralara oturulur.
asistan gelir soruları okumaya başlar, 1 der ama demlendimdurdum daha o soruyu okumadan yazmaya başlamıştır zaten.
sonra birden demlendimdurdum yazdığı soru ile duyduğu soru arasında herhangi bir bağlantı olmadığını fark eder.
ufak bir dumur halinden sonra yana yakıla silgi bulan demlendimdurdum, sorulan soruyu yazar ve kimseyle göz göze gelmemeye özen göstererek ikinci soruyu bekler, ama yine bana hüsran, bana yine hasret var şarkısından hafif bir melodi pencereden içeri usulca girer.
yine mi gol değil hakim bey, diye iç geçirdikten sonra, aklına o büyük bir gururla soruları verdiği arkadaşları gelir, ufak bir kararsızlık anından sonra yavaşça sınıfa bir göz gezdirir, sınıfta 'y.rrağı yedik amk, kıçımıza dede bastonu girdi, hoca bizi serin sulardan çıkıp s.kti' tarzı söylemler eşliğinde nefret dolu bakışlarla karşılaşır, tekrar bakar kağıtta yazılanlara sonra ve ağzından şu cümle dökülür;
herkesinpopisi güzel sanatlar sınavına girecektir ve bunun için 1 yıl temel sanat eğitimi alır...kursun bağdat caddesinde olması, arkadaşların çılgınlığı ve kaçıcak çok yer olması gerçeği kaçınılmazdır.hocanın anıra anıra 1 yıl boyunca oturun bisiklet çizin demesini kimse bi tarafına takmaz ve sonunda sınav günü gelip çatmıştır.msü kantininde olan sınavda yüzlerce kişi vardır çok geçmeden soru açıklanır..."yolda bir adam ve ona yol soran bisikletli"...herkesinpopisi ağlamaklı bi hssktr çeker...bunu duyan arkadaşlar yıkılır hocalar duymazdan gelir...
