-valla bakmadım hocam bir şey (sınavda kullanılabilitesi olan herhangi bir şey) istiyorduuuum. lütfen hocaaam. hoccaam. hocağm! senin allah belanıı versin g.t.
bir erkek arkadaşımız bayan hocamıza ama aşkım yaaaa, demişti. ağız alışkanlığı olsa gerek. bütün sınıf aynı anda gülmeye başladı tabii. hoca da insafa geldi geri verdi kağıdı çocuğa. bazen bu tarz dil sürçmeleri insanı kurtarabiliyor...
hocam şeyyy.. ööğğm şey işte ya aslında hiçbir şey göründüğü gibi değil.
hocam? hocam? (hoca kağıdı alıp ilerler)
hocam böyle bitmemeliydi yapmayın... hocaaaaammm...
lise-1 de iken türkçe dersinde sınavın bitmesine 5 dk varken hoca kağıtları toplamaya başlar, ben şahsiyeti arkadaki cevap anahtarına kodlamadığımdan sıfır alacağımı bilmekteyimdir. kodlamaya başlarken hoca gelir kağıdı çeker ve ben yan sıraya geçerim(sanki alamayacakmışçasına) hoca kağıdı tekrar çeker, ağzımdan dökülen 'g..ne sok or..çocuğu" cümlesiyle sınıftan çıkmam bir olur ve çok iyi geçen bir sınavın sıfır gelmesinin ardındanda sözlü notunun 30 gelmesiyle egoların ne kadar büyük bir saçmalık olduğunu tekrar anlamış olurum. çok boş bir insanmışım sözlük, belkide hocaya rica etsem okuyacaktı, çok büyük prim yaptım sınıfta; okulda hep beni konuştular en birinci ben oldum. **
-hocam kopya çekmedim ki neden kağıdı mı alıyorsunuz?
-kopya verdin ama.
-hocam o da mı suç sayılıyordu hem verenin değil alanın kağıdını almanız lazım.
-senin kağıdın dopdolu onunki ise bomboş sana sıfır vermek çok zevkli olacak o ise zaten sıfır alacaktı.
-hoca sizin okul bakırköy ün oralarda falan mıydı?
-bir de hakaret ha sözlünde sıfır.
-bir de döveydiniz hocam*