sıkılmak

entry393 galeri13
    93.
  1. son bes aydir sanal ortamda bir türlü ifade edemedigim sey. zira türkce klavyem yok. millet beni burda egleniyorum saniyor 7/24.
    1 ...
  2. 92.
  3. Uzun süren ve biten bir ilişkinin arkasından gerçekleştirmekte olunan fiil. ondan sonra sıkıldım yazamıycam daha fazla.
    3 ...
  4. 91.
  5. yaz günleri sürekli evde oturmak sonucu ulaşılabilecektir.
    3 ...
  6. 90.
  7. sözlükte bitmek bilmeyen laiklik-şeriat tartışmasından doğabilir. bir şeyler yazmaya çabalarsın bakarsın sol frame dağılmış kendince. toparlayabilene aşk olsun!
    sokaktaki o adam laik! bu şeriatçi! kutuplaştıkça, kutuplaştırdıkça mutlu olmak.
    2 ...
  8. 89.
  9. yapacak bir şey yoksa, kaybedecek bir şey yoksa, kapımızı çalan duygudur.
    2 ...
  10. 88.
  11. bu saatte sözlükte olma nedenidir.
    2 ...
  12. 87.
  13. kendinizi yerden yere vurma isteği uyandıran durumdur.

    - uyusam mı, yok yok uyumasam...
    - film mi izlesem.
    - yok yok kitap okuyayım, ya da bir şey mi yesem acaba_?
    - ya da pc açsam...
    - effff, pffffff.................
    2 ...
  14. 86.
  15. Gecenin 5'inde evde duran uyuyamamış çoğu insan için geçerli olan durumdur.
    2 ...
  16. 85.
  17. hakkında nasıl bu kadar az entry girildiğine inanamadığım.
    0 ...
  18. 84.
  19. şuan içinde bulunduğum durumdur. sıcaktan dışarı çıkamıyorum, parasızlıktan tatile çıkamıyorum, tüm gün evde oturuyorum sözlük!*
    1 ...
  20. 83.
  21. Gazeteleri okurken "çok sıkıldım artık" dedim. Bi sözlüğe bakayım dedim. Tepede de bu başlığı görünce bir şeyler karalayayım dedim. insan en çok ne zaman sıkılır? Sürekli aynı şeyler konuşulup değişen bir şey olmadığı zaman sıkılır. Bir çok alanda bu böyledir. Sevgilinizle, iş yerinizde ve daha bir çok yerde aynı şeyleri konuşmaktan sıkılırsınız. Ben özellikle son yıllarda Türkiye de konuşulan şeylerden çok sıkıldım. Özellikle siyasetten. Yani insanlar aynı sorunları sürekli konuşup bir şeyler değişmiyorsa orada bir sorun var demektir. Orada üretilen bir fikir yok demektir. Bizde ki sorunda bu. yapılan onca konuşma içi boş sloganlardan ibaret. Karşılıklı tarafların bir birlerine taktıkları lakaplardan ibaret. "faşist", "liboş","vatan haini", "darbeci" v.s gibi yaftalardan oluşan konuşmalar. Acaba siyaset üzerine konuşulan onca cümleyi toplasak ve yüzde kaçı slogan yüzde kaçı fikir belirtiyor desek sonuç ne çıkar? Ve bu çıkan sonuçla hiç bir şeyin değişmemesi arasında nasıl bir paralellik görürüz? Dünyayı ıskalamış bir neslin üyesi olarak arkamdan gelen nesillerinde dünyayı ıskalamasından ve hala devletin, insanlar nasıl konuşacak, nasıl giyinecek ve nasıl ibadet edecek diye dayatmasından ve bu yüzden insanların ölmesinden, tüm bunlara karşıda siyaset kurumlarının çözüm üretememesinden çok sıkıldım.
    0 ...
  22. 82.
  23. genellikle yaptığım aktivite.
    0 ...
  24. 81.
  25. ölmekteyim sözlük.
    şu yaz bir geçsin gitsin.ne sıkıcı yaz arkadaş!
    bittik efenim yaşamıyoruz!
    2 ...
  26. 80.
  27. yapıcak bir şey bulamayınca evde televizyon ve bilgisayar ikilsine rağmen yaşanan ,bitmek bilmeyen insanı hayattan soğutan olaydır.
    1 ...
  28. 79.
  29. insanoğlunun varoluş sorunlarından biri olarak karşımıza çıkar. insanın yapısal ve kaçınılmaz sorunur. bütün mutluluklar kısa sürer ve tez zamanda yerini kedere sıkıntıya bırakır. bütün sevinçler yerine kısa bir sürede sıkıntıya bırakır. her zaman düşünülmesi gereken üstesinden gelinmesi gereken bir probleminiz vardır. bir problemin yerini başka bir problem alır. ve o da bir diğerini izler. bu şekilde ömrünüzü tamamlar, geriye dönüp baktığınızda ise bir hiç için yaşadığınızı düşünürsünüz. insan varoluşunun temelinde varolan bu problem dolasıyla hiç bir zaman mutlu bir toplum yakalanmayacaktır. şöyle bir düşünün sıkıntı duymak ,keder hissetmek acı çekmek için özel bir çaba sarfetmeniz gerekmez. kendinizi bir odaya kapamanız bile sıkıntı duymak için yeterlidir. kolunuza atacağınız bir çizik ızdırap duymanız için yeterlidir.

    schopenhauer bu konuda şunları söyler:

    varsayalım insan soyu kaldırılıp her şeyin kendiliğinden gelişip olgunlaştığı, sütlerin balların yerden kaynadığı, yiyeceklerin dallarından koparılmayı beklediği; herkesin gönlünden geçirdiğini hiç vakit kaybetmeksizin önünde bulduğu ve elde etmekte hiç güçlükle karşılaşmadığı utopia ülkesine götürüldü; o zaman ne yapardı bu insanlar? ya can sıkıntısından ölürlerdi, ya kendilerini asarlardı ya da olmadı birbirlerine düşerler, kavga dövüş birbirlerini boğup öldürürlerdi.

    aynı konuda soren kierkegaard şunları söylüyor:

    "tecrübe sahibi inanlar bir ilkeden yola çıkmayı çok akıllıca bulurlar. ben de onların gönlü olsun diye bir "bütün insanlar sıkıcıdır" ilkesiyle yola çıkıyorum. eğer benim ilkem doğruysa sıkılmanın insanlık için ne kadar yıkıcı olduğunu şöyle bir düşünüp, bu temel hakikat üzerindeki yoğunlaşmanızı uygun şekilde ayarlayarak istediğiniz derecede bir momentum elde edebilirsiniz. "sıkılmak bütün kötülüklerin anasıdır!" öylesine sakin ve durağan olan sıkıntının böyle harekete geçirici bir güce sahip olması şaşılacak şey. sıkılmanın yarattığı etki bütünüyle sihirli bir şeydir, ne var ki çekiciliğin değil , iticiliğin getirdiği bir etki. sıkılmanın ne denli tahripkar olduğu çocuklarda herkes tarafından gözlenir. çocuklar eğlendikleri sürece daima usludurlar. bunun doğruluğu su götürmez. çünkü bazen oynarlarken bile yaramazlık yaparlarsa , bunun sebebi artık sıkılmaya başlamış olmalarıdır. fakat dünya işleri çok ilginçtir. eğer birisi eşini sıkıcı bulduğu için boşanmak istese, ya da bakması sıkıcı olduğu için kralın tahtından inmesini istese ya da dinlemesi sıkıcı olduğu için bir vaizin işine son verilmesini istese sonuç alamayacağını görecektir. bu yüzden de dünyanın git gide kötüye gitmesinde, sıkıntı arttıkça kötülüklerin artmasında şaşılacak bir yan yoktur. can sıkıntısı bütün kötülüklerin anasıdır.

    bunun tarihi ta dünyanın başlangıcına dayanır. tanrılar sıkıldılar insanı yarattılar, adem yalnızlıktan sıkılınca havva yaratıldı, o zamandan beri sıkıntı dünyaya girmiş ve can sıkıntısına oranla artmıştır. adem tek başına sıkılıyordu, sonra ademle havva birlikte sıkıldılar, sonra ademle havva ve habille kabil ailece sıkıldılar, sonra nüfus arttı ve halklar kitleler halinde sıkıldı. devletin mali durumu düzeltmek için tasarrufa gidilmesi teklif ediliyor, bundan daha sıkıcı bir şey olabilir mi? borcunu ödemeyen dahiler olduğunu duyarız ara sıra. herkes hemfikir olduktan sonra neden aynı şeyi devlet de yapmasın? o halde milyonlarca dolar borçlanalım ve borçlarımızı ödemek yerine bu parayı halkın eğlencesi için kullanalım..."
    0 ...
  30. 78.
  31. genç kızlar sık sık söylediği zaman "kocaya gitmek istiyor " şeklinde yorumlanır..
    0 ...
  32. 77.
  33. öğrenci milletinin yakasını bırakmayan illet.
    3 ...
  34. 76.
  35. Bugün en çok gerçekleştirdiğim eylemdir.
    0 ...
  36. 75.
  37. Sıkılmaktan sıkılan insanlar var. Bunlara bende bizde dahiliz.
    0 ...
  38. 74.
  39. 7/24 gerçekleştirdiğim eylem. bir insan uyurken bile sıkılıp uyanabilir mi?
    3 ...
  40. 73.
  41. kotasızları bile düşünmeye iten şey; sıkılmak.
    0 ...
  42. 72.
  43. annemim çocukken bana "sıkı can iyidir çabuk çıkmaz" dediği ünivesiteye girdiğim günden beri içinde yaşadığım ruh hali.
    0 ...
  44. 71.
  45. sıkılıyorum diye haykırmak istiyor insan bazen. geldi mi kolay kolay bırakmıyor seni. öyle bir hırpalıyor ki, akıllara zarar yani.
    1 ...
  46. 70.
  47. yapılması gereken işlerin yapılamamasından kaynaklanan durum.

    hiç yazası olmamak gibi
    hiç gezesi olmamak gibi
    hiç ders çalışası olmamak gibi
    hiç uyumak istememek ya da;
    hep uyumak istemek gibi
    bir sürü tanım bulup;
    en kötüsünü seçmek gibi
    gibi' lere kızıp,
    gibi' li cümleler kurmak gibi.
    1 ...
  48. 69.
  49. ''sıkıntı öldürür. ve ama sıkıntı öldürüyor. acı ve öfke değil, ama sıkıntı öldürüyor. çok geçici, anlık, masum, makul olabiliyor sıkıntı, ama öldürüyor. sıkıntı eğlence istiyor, tatil istiyor çünkü. tatil çoğulluğa, çoğulluk gövdelere, yeni kelimelere, yeni yüzlere yol açarak öldürüyor. sıkıntı davet ediyor, açıyor. acı ortak olmayanı defediyor, kapatıyor. sıkıntı çözüyor, öfke bağlıyor. sıkıntı plan program demek çünkü. program yazlıklara savuruyor, sayfiyelere, yumuşak içkilere, pahalı yemeklere yol açarak çözüyor. acı kendi yasasını durmadan fısıldıyor, öfke hatırlatıyor oysa: dağılmayın, unutmayın, yetinin, oturun oturduğunuz yerde. ama sıkıntı savuruyor, parçalıyor, gebertiyor. sıkıntı kutlamalar, şenlikler istiyor çünkü. sıkıntı ille de dans ediyor, kahkaha diyor, acının da öfkenin de içini boşaltıyor. acı ve öfke korkuyu yeniyor, sıkıntı okşuyor. sıkıntı arzuyu kaşıyor, acı ve öfke terbiye ediyor. acı değil, öfke değil, sıkıntı öldürüyor.''

    tol
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük