tekrar yayınlansa hiç kaçırmadan izleyeceğim dizidir. sıdıka, karakterleriyle olsun, içerdiği esprilerle olsun şimdiki komedi dizilerinden kat kat üstün bir dizidir. kaygısızlar, baskül ailesi, kaynanalar gibi de güzel diziler vardı eskiden gerçekten güldürebilen. şimdi sadece tekrar bölümleri olsa da izlesek diyoruz özellikle günümüzdeki komediyle alakası olmayan dizileri gördükçe.
yılmaz erdoğan'ın çıtır ailesinin kurgusunu yapmak için kullandığı çizgi karakter. bazı arkadaşlar samim benziyor diyor mükremin çıtır'a tam tersi mükremin benziyor samime.
edit: yılmaz sen mi eksiledin? yalan mı? mükremin karakteri aynı samim değil mi?
--spoiler--
+ayy, kız bak... ne iyi ettik de kaçtık sıdıka hııh? özlemişim vallahi yolculuğu.. ay ben görmeyeli bu otobüsün içi de bayağı değişmiş.. kız sıdıka, keşke şetaret halana haber verseydik, emr-i vaki gibi kadını rahatsız edeceğiz.
-boş ver anne ya, hem zaten kaçma sırası da bizdeydi, şetaret halam 2 kez üst üste bize kaçtığına göre 1 hakkımız daha var.
+hıhııh, sıdıka, kız en son biz ne zaman kaçmıştık?
-en son mu?
otobüs ani fren yapar.
+ıııhh, tövbe tövbe.. kız ne biçim kullanıyor bu şoför bu arabayı.. zaten çaldıkları şarkıda da hayır yok sıdıka. ne biçim bu ölüm ölüm* diyince yüreğim ağzıma geliyor kız. bana bak nerden kısılıyor bu radyo hııh?*
-kurcalamasana anne düğmeleri yaa, candan erçetin'in şarkısı bu, klibi de böyle bir otobüste geçiyor. kaptan şoförün anısı var herhalde..
+bana bak kız bu candan erçetin'inki hangi firmaydı he?
-plak şirketini mi soruyorsun?
+ne plağı canım*, kız bindiği otobüsü soruyorum sıdıka, keşke biz de o firmayla gitseydik.. adam en fazla 50 ile gidiyordu, baksana bu firmanın adı da bir tuhaf...
-aman ne varmış ki adında, her hangi bir otobüs şirketi işte...
+güzel marmara diye firma ismi mi olur? manyak babandan kaçalım derken sarhoş sürücülerin eline düştük. ay allah'ım sen bizi koru yarabbim!
-üff aman anne durduk yere iftira atmasana elin kaptan şoförüne, valla kendisi direksiyona gayet hakim bir insan. omzunda da 3 tane apolet var. üst düzey bir şoför herhalde
+sen dalga geç bakalım anneyle, aha bu şoförde eğer yüzde 25 promil alkol çıkmazsa bana da safiye demesinler, hıh!
-promil mi? o ne kız anne?
+kız sarhoşluk para birimi. metre gibi birşey. alınan alkolün derecesini gösteriyor.
-hihahah, sen nerden biliyorsun kız? yoksa yanında alkol tespit cihazı mı var? versene kız bir de ben üfleyeyim.
+ne biçim laf ediyorsun kız sen öyle hıh? edebinle otur bakayım şurda! ört şu perdeyi de, hıııh*, sollama yapan otobüsün camına iffetle bakmasınlar*...
-tamam tamam bir şey demedim... anne kız, babam peşimizden gelmez değil mi?
+aaa, ay nerden gelecek kız, onlar şimdi hala uyuyorlardır. o yetişene kadar biz çoktan sinop'a varırız...
--spoiler--
gir içeri kır dizini dön önüne kız sıdıka gibisinden bi jenerik müziği vardı. orijinal espriler vardı kadro güzeldi sabahları izlerdik show tv de pembe dizi kuşağından sonra. güzel diziydi. hasibe eren i tanımama sebep olan dizidir aynı zamanda.
türk dizi tarhinin bence gelmiş geçmiş en iyi üç dizisinden biridir. Sosyal mesaj kısmını geçiyorum sadece karakterlerindeki inceliklere bakın ve ne kadar "biz" olduklarına şahit olun. bu dizide güldünüz mü içten gülersiniz.
Bak Sıdıka, bir aşk cinayetinin arefesindeyim.Sevgilimi onun sevgilisini ve kendimi, yalnızca sevgilimi, yalnızca kendimi, yahut sadece sevgilimin sevgilisini, sevgilimle onun sevgilisini, kendimle sevgilimi veya kendimle sevgilimin sevgilisini öldürmek üzerine altı ayrı cinayet tasarım var. Şimdi gereksiz yere kız kardeş alternatifini de sokmayalım araya. Kafam karışacak.
tatlı bir diziydi, show tw tekrar yayınlasa şu diziyi. televizyon kanalları doksanların sonuna doğru yaşanmış ne varsa hepsini yaşanmamış gibi gösteriyor, çok anlamsız bir hareket kanımca.
abisi samim in kılığına girer, annesini tehdit eder, annesi o olduğunu anlayınca:
-dua et anne, babamın kılığına girip seni dövmedim.
sevilen karakterdir, iyi insandır, avrupa yakası'ndaki rolüne altyapı hazırlamıştır, zaten makbile ile benzerdir.
başucu kitabımdır. sıkıldıkça açar bir bölüm okurum, gülerim. okurken o dizideki sıdıka gözümde canlanır. olsa da izlesek. bir bölümde: annesiyle gittiği türbede, annesinin tüm ısrarlarına rağmen koca, para, araba değil de; istanbul için otopark dilemişti. tabi bush'a gönderdiği aşureyi de unutmamak lazım.
şu zamanlarda ne kadar da üzerinden manitacılık yapılan dizi olsa da. bir döneme fazla gelen bir diziydi. karakterlerin entelektüelliği ve (ne kadar sığ karakterler olsa da) kendine özgü kurgusuyla bir ilkti. mükemmel olandı.
küçükken 'ne olacaksın' diye sorduklarında 'sıdıka olucam' dermişim. düşünün artık.
gelmiş geçmiş en komedi, en orjinal, en anlamlı dizilerden biridir kendisi.
