Monoton hayat hep uzun vadeli başarıları ve istikrarı getirir. Ancak mutluluk getirir mı? Pek sayılmaz. Hayatı deli dolu yaşayanlar durağan yaşayanların sahip olduklarına, durağan yaşayanlar da deli dolu yaşayanlara imrenir hep. Ama hayatın kuralı bu. Herseye aynı anda sahip olamazsın. Tercih yapmak zorundasin.
iron maiden, roger waters konserlerine gidememek, giden insanlari gormek.
samimi tek bir arkadasinin kalmamasi.
elini attigin hicbir isi basaramaman.
facebookta twitterda insanlarin nasil da eglendigini gorup kiskanmak.
tatil yapip yoruldugu icin tatil yapan bos insanlarin coklugunu gorup icten icte catlamak.
bir türlü kurtulamıyorum bir histen. iftarı beklerken uyumak gibi birşey. 15 dakikalık mutluluk için saatleri uykuda geçirmek gibi yani. bazen o anın geldiğini zannediyorum sonra farkediyorum ki yanılsamaymış. daha ne kadar bekleyeceğim acaba?
aşk,seks,okul,iş gibi alanlarda hiç bi zaman mutlu olamamaktan,dileidign tarzda yaşayamamak sonucu oluşan bi takım duygular.şiddetli olanları çok fena.ne oldugun gibi olabilirsin ne de diledigin gibi.en acısı da sonuçtaki mutsuzluk.
Henüz geri kalanı için ne zaman harekete geçeceğini bilemediğin sürece de devam edecek durumdur. Daha fazla vakit kaybetmeden amaçlara odaklanmalı, geçmiş yılların pişmanlığından kurtulmak için elden gelen ne varsa yapılmalı.
Çünkü hayalleri vardır insanların; en temizinden beyazlara sarıp sarmaladığı, yüreğinin sıcağında beklettiği, doya doya yaşamak istediği..
Çünkü umutları vardır insanların; en sevdiklerinin, onun onları sevdiği gibi sevmesini beklediği, onlara âhir dünyada kimseye muhtaç olmadan yetebildiği, onları hayallerinde olduğu gibi yaşatabildiği..
Çünkü hedefleri vardır insanların; kimi için bazımızın anlayamayacağı köpükler çıkaran, dalga yapan 100 bin euroluk tekne, kimi için akşam sofrada bi çeşit daha yemek bulunması kadar basit hedefler..
Evet, hisleri vardır insanların, bazen kaçırdığını bazen yakaladığını düşündüren..
Büyük adaya gezmeye gittiğimizde, denize girmek için bir koya yanaştık bi gün bi arkadaşla.
Biz denize koydan girerken, karşıda duran yattan 3-5 kızlı erkekli grup denize atlıyordu, arkadaşım dönüp şöyle demişti;
- orası cennet, burası cehennem resmen.
2 yıl sonra aynı yere çok sevdiğim dostlarımla gidip çilingir sofrası kurup, darbuka eşliğinde şarkılar söylemiş, 10'larca kişiyide başımıza toplayıp saatlerce muhabbetinde etkisiyle gülme krizine girip eğlenmiştik. Aklıma bi önceki gelişim gelince, içimden şöyle demiştim;
- o gün cehennem, bugün cennet resmen.
Herkes kendi cehennemini, cennetini yanında taşır..