Tatlısu Müslümanları'nın bilmediği yadsınamaz acı bir gerçektir. Sünni islam'da ilgili otorite sahibine muhalefet yoktur tam tersine itaat vardır. Kur'an-ı Kerim'in Nisa Suresi 59. Ayeti'nde ve Kütüb-i Sitte'nin sahih hadislerinde tebaanın devlet yöneticilerine mutlak itaatini savunan ulu'l-emre itaat durumu vardır, bunun için de tarih boyunca Müslüman ülkelerde Hıristiyan Batı'da olduğu gibi geniş çaplı, kalıcı ve etkili halk hareketleri oluşmamıştır; halk hareketleri olduysa bile yerel bir bölgede belirli bir çevrede sınırlı kalmıştır. Şiilikte muhalefet bir nebze olsun itibarlıdır, Alevilikte muhalefet her zaman baş tacıdır.
Bugün iktidar-muhalefet arasında yaşanan sorunların aslında Sünnilik geleneğinin sonucudur denebilir. Ehlisünnet geleneği; iktidar sahiplerine karşı yapılan muhalefeti bir hak olarak görmez, tam tersine kendisini "Allah'ın yeryüzündeki gölgesi/temsilcisi" olarak gördüğü için kendisine yapılan uyarıları, muhalefeti kendisine saldırı olarak görür ve totaliter bir şekilde bunu yapanların yok edilmesi gerektiğini düşünür. Bunun için de 1400 yıllık islam tarihinde seçimle başa gelen siyasetçiler, seçimle değil zorla koltuktan indirilmiştir ve eleştiri kültürü gelişmemiştir; daha doğrusu islam ülkelerinde istifa denilen bir kavram yoktur çünkü istifa etmek, onurlu kişilerin işidir.
Sünni gelenekte devlete başkalldırılmaz. Haliyle muhalefet de olunmaz. Götü yiyen halifeye darbe yapar, kendini halife ilan eder. Halkın biat etmeyip götünü de kesebilir.