geleneksel,
nakilci sünni düşünce zayıfladığı için bugün internete, bilgisayarlara, makinelere sahibiz. hiyerarşik kast sisteminin sıkı biçimde korunduğu, farklı inancı paylaşan müslümanların çok sert dille aforoz edilip tekfir edildiği düzenden buluş, icat, yenilik çıkmaz, mümkün de değil, hepsi bidat ve fasıklık sayılıyor, sıkı biçimde denetleniyordu çünkü.
müslüman ülkeler gelişiyorsa sebebi, baskın sünni düşünceden uzaklaşan tekfirci değil uzlaşmacı, gelenekçi ve nakilci değil yenilikçi, pragmatik ve akılcı islam geleneğidir. bu da batı'nın gelişimine reaksiyon olarak doğdu. başka hiçbir sebebi de yok.
Yav yok, ne bidatı. Kandil bidattır diyenler de var ancak sünni kesimin çoğu kutluyor. Farklı inancı paylaşan müslümanlar demişsin, kimseyi tekfir edemezsin.
arap coğrafyasının %99 unda baskın olan düşünce,
sünni, hanbeli geleneğidir, boş yere kendinizi aldatmayın,
sadece türkiyede eşari, maturidi, ebu hanife ekolü baskın.
o da kendini yenileyemediği için, çok katı bi taassup içinde bugün.
afganistanda bize yakın sayılır itikatta, ama neticelerini görüyorsunuz. itikadımız hemen hemen aynı, ama kadınların, çocukların, şiilerin maruz kaldığı ayrımcılığı sağır sultan bile duymuştur.
ve daha fecisi körfezin de etkisiyle selefiliğin birçok bölgede yayıldığını görüyoruz, türkiyede bile kök salmaya başladı. bu koşullar altında bırakın bilim, teknoloji, kültürel zenginliği, uzlaşı adına bi zemin yaratmak bile çok zor. sadece mezhepsel farklılıkları kaşıyan, onlar ve biz ayrımını derinleştiren siyasi söylemleri inceleseniz bile yeter.
ırak'ta, suriye'de yaşananlar malum. şu an, şu saniye bile suriye yönetimi hristiyanların ve dürzilerin varlığına tahammül gösteremiyor. israilse bu durumdan kendi lehine istifade etmekte, on binlercesi yerel yönetimle mücadele esnasında hayatını kaybetti.
atatürk ve öfkeli grupların arasına set çeken seküler devrimleri olmasaydı,
hristiyan anadolu ve balkan sakinleriyle,
alevilerle yaşadığımız dinsel gerilimin,
sınır ve hakimiyet kavgasının sona ereceğine sahiden inanıyor musunuz?
sadece son on yılda diğer müslüman ülkelerle yaşadığımız gerilimleri görmüyor musunuz?
birileri keskin neşter darbesiyle bu gidişata müdahale etmeseydi eğer, diğer orta doğu ülkeleri gibi, hala sert mezhepsel kavgalarla boğuşuyor olurduk,
evet 2025'te bile,
suriye'nin, ırak'ın içler acısı hali bize bir şeyler anlatıyor olmalı.
farzı misal osmanlıcı, islamcı ve ağırlıklı olarak halifelik yanlısı düşünce savaştan galip çıksa,
ama afganistan'da olduğu gibi,
sadece mezhepsel kaynakların çizdiği sınırlara göre bi devlet inşa etseydi,
bu senaryoda hristiyan bulgaristan, yunanistan ve ermenistan'la çok daha büyük dinsel gerilim ve sınır kavgası içine girmemiş olurduk diye mi inanıyorsun sahiden?
aksine o adamın çizdiği sınırı tanımayan sesler, yönetime baskın gelir, sürekli kavgaya tutuşurduk. hristiyan ülkelerle birbirimizi o kadar hırpalardık ki, sermaye birikimi hızla erir, tükenir, mevcut yönetim de askeri müdahalerle parçalanacağı için sersefil bi orta doğu ülkesine dönüşürdük.
türkiye'nin çevresi, kurumsal modern devlet geleneğini bizim kadar benimsememiş sayısız arap ülkesiyle çevrili ve her on yılda bir büyük bi çatışma patlak veriyor.
artık hristiyan, şii azınlıklar da sünni yönetimlerde hak talep etmeye başladığı için, bu yazılı kaynakların çizdiği sınırlara pek uymadığı için de kavgalar hiç bitmiyor maalesef.
orta doğu'da çatışmaların başlıca sebebi, sünni arap çoğunluğun, kendilerinden hak talep eden şiilere, ezidilere, dürzilere, kürtlere karşı tahammülsüzlüğünden kaynaklanıyor.
hristiyan avrupa gücü eline alana kadar, başka din ve mezheplere hesap vermenin de insanlığın doğal bi parçası olduğunu hiç bilmiyorlardı, birçoğu aynı zihniyeti panarabist özlemlerle sürdürüyor.
yüzlerce yıldır hakimiyetin tek sahibi kendileri olduğu için ikinci sınıf insan saydıkları hiçbir azınlığa "eşit hak" tanıma gereği hissetmediler.
mesela ben bi müslüman olarak, hristiyanlara ve musevilere hoşgörülüyüm, fakat bölgede bi gerilim başladı diyelim, hak arayışından dolayı, bizim taraf da hristiyanları iktidarlarına tehdit olarak algıladığı için susturmak istiyor olsun.
ben allah rızası gereği her seferinde bu insanlar için can güvenliğimi tehlikeye atmak zorunda mıyım?
her seferinde bu kavgalarla boğuşup her şeye sıfırdan başlamak kaderim mi?
hayır.
atatürk'ün getirdiği laiklik, bu kavgalara karşı emniyet sibobu vazifesi üstleniyor. laiklik olmasaydı, türkiyede sermaye birikimi asla gerçekleşmezdi. sürekli dinsel, mezhepsel sınır kavgalarıyla boğuşur, ayrıştırıcı hamasi söylemlerle çok katı biçimde birbirimizden uzaklaşır, ve her gün farklı inancı paylaşan insanların cinnetine tanık olurduk.
ikinci sınıf insan olmayı ima eden ifadeler kullandığımız dile bile yerleşmiş.
ermeni,
abaza,
dürzü...
bunlar, bi asır önce sünni türklerin hakimiyetinde, zımmi statüsünde, cizye ödemekle mükellef, ikinci sınıf emir kuluydu.
hristiyan batıda insan hakları ve özgürlük kavramları geliştikçe, hristiyanlar bize dur kardeşim, o adamlar da insan, hatta senin o siyahi kölelerin de mahkemede sana eşit olmalı diye baskı uyguladılar.
orta doğuda son bir yüzyıldır yaşanan tüm kavgalara da bu rol değişimi sebep oluyor.
kölelerin ve ikinci sınıf insanların birinci sınıf yurttaş statüsüne yükselmesine birçok türk hala tahammül edemiyor ve bu özlemini canlı tutmak için bol bol osmanlıya atıf yapıyor.
sünni araplar, 1000 senedir hiçbir surette hesap vermediği halklara toprak, özerklik verir hale geldi. kürtlere, ezidilere, dürzilere, şiilere...
ve bu durumdan hiç mi hiç memnun değiller.
avrupaya bakınca her halkın bi arada yaşayabileceğini zannediyorsunuz. fakat bu biraz da yaşadığınız coğrafyaya, kültüre bağlı bi durum. dürzilerle bile bi arada hoşgörü içinde yaşayamamaktalar. esad devrildiğinden beri, muhalif dürzi aşiretleriyle bile hep bi çatışma, üzerlerinde tahakküm kurma sevdasındalar, ve arap tarafı karşı tarafa hiçbir hak vermeye razı gelmiyor.
sünni arap kimliği emevilerden beri öyle katı politikalarla uygulanmış ki,
romalıları,
fenikelileri,
asurları,
babilleri,
antik mısır'ı,
kenanı bile silip atmış,
türkler dahil arap-islam tarihine aşina olan herkes arap hanedanların üstünlükçü tutumunun bilfiil farkında, uygulamaları saymakla bitmez. bu ideali paylaşan arapların günümüzde de diğer kimliklere pek bi tahammülleri olduğu söylenemez. bir eli amerikada, bi eli israilde, bi eli sünni ayrılıkçılarda olan katar'la bae, panarabizm ideolojisinin azılı fedaileridir. bae bayrağındaki her bi rengin bile özel anlamı var!
sen bu adama siyahiler,
hristiyanlar,
museviler seninle eşit haklara sahip olmalı diye baskı uyguladığında tarihsel özlemleri depreşiyor ve her yirmi otuz yılda bir, birkaç sene önce gördüğümüz türden mezhepsel, dinsel kavgalara tanık oluyoruz.
militarist kemalizm (chp kemalizmi değil ) bile halk desteğini kazanabilmek için demokrat partiyle 6-7 eylül olaylarına seyirci kalmıştı, biliyorsunuz, atatürk'ün evi bombalanıyor haberini tertipleyen gazete de istanbul ekspres demokrat partiye yakın bi yayın organıydı.
bu süreçte istanbullu ermeniler, rumlar birçok haksızlığa uğradı.
mesele en başından beri sünni-hristiyan gerilimiyle alakalıydı. abi bende müslümanlarla eşit haklara sahip olmak istiyorum diyen anadolu yerlilerine pek de hoşgörülü davranmadık. onlar da soluğu ingiliz, amerikan saflarında aldı tabii.
ve orta doğuda seküler bi devlet kurmanın zorluklarını gören elitler, bu ikili oyunu uzunca bi süre devam ettirdiler. ta ki iktidarı anti-laiklere kaptırana kadar. demokrasiyi sadece bi araç olarak algılayan rakipleri, batıya tatlı yüzünü gösterip önce elindeki sermayeyi katladı. 70 lerden itibaren siyasi kurumları teker teker ele geçirdiler.
ve bugün toprak sahibi anadolulu hristiyan nüfus, tamamen dağılmış vaziyette. tarihi kiliselerin çoğu 1923 ten önce yaşanan gerilimde tahrip edildi ve harabeye dönüştü.
ülkede dinsel siyasi söylem öylesine baskın ki, bazıları sünni müslüman kimliğiyle hristiyan zımmiler üzerinde tahakküm kuran osmanlının yeniden yeniden yükseleceğini haykırıyor, hem de bağıra bağıra, film dizi seyrederken eline kılıç kalkan alanları görüyorsunuz. bize düşman olarak gösterilen ortodokslar da hristiyan aleminin en hoşgörülü, tevazu sahibi insanları, lol.