sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar

entry220 galeri3
    51.
  1. her gün 23 ya da 27 dakika arasında süren işe gidiş yolumda , gene bir çarşamba günü geç kaldığım için kovulma korkusuyla 4 dakika da gitmiştim. sonra hafta sonu gene o kadar sürede gitmeye çalıştım ama 7 dakikadan aşağı bir sürede varamadım. göt korkusunun verdiği doğaüstü olaydır bu.
    (bkz: havada durdum şahitlerim var)
    5 ...
  2. 52.
  3. bu ülkede kadın olarak hergün doğaüstü, iki ayak üstünde yürüyen, yanlarından geçerken "vıyşşş,tıssss" gibi sesler çıkaran ayakları düz, kıllı, elleri malum yerlerini kaşıyan tuhaf yaratıklarla karşılaşıyorum. bence hiçbir doğaüstü varlık bu kadar ürkütücü ve sinirbozucu olamaz...
    4 ...
  4. 53.
  5. bir gün yolda yürürken yerde 50 tl bulmuştum.çok acayip bir olaydı.
    2 ...
  6. 54.
  7. kayseri otobüsünde uçmaktır mesela.
    1 ...
  8. 55.
  9. Otobüste muhabbetlerine kulak misafiri olduğum iki amcanın birbirlerine facebook adreslerini söylüyor olmaları.
    6 ...
  10. 56.
  11. 2-3 kere yldırım çarptı. şimdi yağmurlu havalarda çatıya çıkıp Paratoner görevi yapıyorum.
    5 ...
  12. 57.
  13. dogaüstümüdür bilmem ama camide basimdan gecen beni dumura ugratmis bir olaydir.

    zamani tam olarak hatirlamiyorum ancak ya ilkokul 5. sinif sonrasi ya da ortaokul 1.sinif sonrasi yaz tatili. mahalledeki camiye kuran kursuna gitmekteyim. ancak o gün temizlik yapilacaktir ve hoca camide yoktur. etraf süpürülür vs. hocanin dolabinin oldugu köseye gider, dolabindan cüppesini ve sarigini alirim, giyerim. hayir yani ne gerek varsa. merak iste. hemen ardindan sol omzuma biri dokunur. baya hissedilir sekilde. ben, arkadaslar geldi diye düsünerek dönerim. veee kocaman bir boslukla karsilasirim. caminin icinde kimse yoktur o esnada, tüm arkadaslar giriste ayakkabilarin kondugu kisimdadir ve aradaki kapi kapalidir. daha sonra onlari nasil cikardim, dolaba nasil koydum, arkadaslarin yanina nasil jet hiziyla vardim bilmiyorum korkudan. ha o omzuma dokunan neydi.. iste onu hic bilmiyorum.. tirs tirs tirs..
    5 ...
  14. 58.
  15. Balkonda arkadaşlarla konuşurken balkon demirine çıktım bi anlık dengesizlik sonucu 3.kattan aşğı sırtüstü düştüm inanırmısınız sanki düşen ben değilmişim gibi kalkıp tekrar eve çıktım.
    3 ...
  16. 59.
  17. geçen kafamın üstünden tanımadığım resmen doğa üstü bir kuş geçti sanırım başlığa uyan bir entry oldu.*
    1 ...
  18. 60.
  19. valla bana söyleseler ben de çok dikkate almayacağımı bildiğimden paylaşmamıştım pek, şimdi de ynı hisle yazıyorum ama evin yakınındaki askeri üssün üzerinde 1 saatten fazla aynı hareketlerle dönen ve kaybolan beyaz bir cisim görmüştüm.
    0 ...
  20. 61.
  21. lise çağlarımdı. çoğu erkek gibi alkol almakta, kızlarla vakit geçirmekte, kumar oynamaktaydım. hissediyordum çok günahım vardı ve ben allah' a karşı gelme sınırındaydım.

    babannem memleketten gelmişti. yemeğimizi yedik ben dışarı içmeye çıkacaktım. önce kendi odamdan sigaramı aldım ve banyoda ellerimi yıkadım sonra babannem geldi ellerini yıkıyordu, ben babamlara gidiyorum demek için oturma odasına geçtim. odaya girdiğim anla secdeye kapanmam bir oldu. babannemi hem banyoda ellerini yıkarken gördüm, hem babamlarla otururken gördüm. korkudan tir tir titredim, üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen şimdi bile etkisindeyim.

    aynı kişiyi iki farklı yerde görmek doğaüstü sayılıyorsa, işte budur.
    6 ...
  22. 62.
  23. 63.
  24. şimdi en baştan belirteyim cin, peri, karabasan vs. gibi doğaüstü yaratıklara ve olaylara pek inancım yoktur. "pek" sıfatını burada özellikle kullanıyorum çünkü 8-9 yaşımdayken başımdan geçen bir olay, bu konudaki fikirlerimin kesin olmasını engelliyor.

    sene 1995 ya da 1996... çocukluğumu geçirdiğim ilçede tipik bir mahalle kültüründe yaşadım. bu mahalle kültürünün en önemli özeliklerinden biri de ilkbahar aylarında kadınların toplanıp ilçenin ağaçlık bir bölgesine piknik yapmaya gitmesiydi. ilkokula yeni başlamış bir kişi olarak bu pikniklerin en vazgeçilmez unsurları da biz çocuklardık.

    sıcak bir mayıs günü tekrar böyle bir piknik yapmak için ellerde yiyecek dolu sepetler, termoslar, yaygılar eşliğinde piknik alalına doğru yürümeye başladık. yolumuzun üzerindeki bir evden de mahalleli bir kadının tanıdığı olan bir teyze kafilemize katıldı. bu teyzenin evi piknik alanına çok yakındı ve 16-17 yaşlarında genç bir oğlu vardı.

    yaygılar serildi, salıncaklar kuruldu, poşet içindeki toplar ortaya çıktı, yemekler yenmeye başlandı... yani tam bir piknik ortamı oluşmuştu. işte tam bu zamanlarda bu bize sonradan katılan teyzenin oğlu da pikniğe iştirak etti. bu ana kadar her şey normal gidiyordu. ta ki bu gencin annesinin " benim oğlum cinlerle iletişime geçebiliyor. hatta kendisine haber veren 3 tane cini var" cümlesini kurana kadar. o çocuk aklımla bu cümlenin benim için ne kadar vurucu olduğunu düşünün. kaldı ki piknikteki kadınlar da bir ürperti yaşadı. bu ürperti, " hatta size şimdi canlı canlı göstersin " cümlesinden sonra korkudan titremeye döndü.

    asıl ürpenten olaylar zinciri bu andan sonra başladı. bu " cin sahibi " gencimiz ayağa kalktı ve gayet basit bir gösteri yapacağını söyledi: içinizden herhangi biri ufak bir kağıda herhangi bir kelime yazacak ve toprağa gömecek. tüm bu işlemler yapılırken bu çocuk da eline bir çay bardağı aldı ve bizden yaklaşık 100 metre uzağa gidip sırtı bize dönük bir şekilde yere bağdaş kurdu ve çay bardağını da kulağına telefon avizesi gibi dayadı. kadınlardan biri de gazetenin köşesinden kopardığı kağıda şimdi hatırlamadığım bir kelime yazdı ve onu toprağa gömdü. bunu yaptığı sırada çocuk sırtı bize dönük ve kulağına çay bardağı dayamış bir şekilde oturmaktaydı. yani uzaklık ve oturuş şekli bakımından kadının ne yazdığını, yazdığı kağıdı nereye gömdüğünü görmesi imkansız bir şekildeydi. kağıt toprağa gömüldükten 2-3 dakika sonra bu gencimiz yerinden doğruldu vee yavaş yavaş bize doğru yürümeye başladı. herkes çocuk ne yapacak diye taş kesilmiş bekliyordu. sakin sakin yanımıza geldi ve kağıdı gömen kişiye: " X abla kağıda şu kelimeyi yazmıştın ve şu terliğin içine bir baksana " dedi. kadının elini terliğe uzatırkenki tedirginliği hala aklımdadır. elleri titreye titreye terliği aldı ve ters çevirdi. pıt diye ufak bir kağıt düştü önüne. evet, az önce kendi elleriyle toprağa gömdüğü ve bizim de buna şahit olduğumuz o kağıt parçası ellerinde duruyordu. hem de aynı şekilde koparılmış ve aynı yazı şekli ve aynı kelime...

    tedirginlik bir zaman sonra yerini merağa bıraktı ve hemen hemen her kadın aynı işlemi bir kez de kendisi şahit olabilmek için defalarca yapmaya koyuldu. her defasında sonuç aynı: gömülen kağıt alakasız bir yerden karşımıza çıkıyor ve biçim, yazı olarak her şeyiyle tastamam aynı kağıtlar. hatta kağıt gömme yerini daha sonra kağıt yakmaya bıraktı ama sonuç değişmedi: gözümüzün önünde yanan, yok olan kağıt 2 dakika sonra ayakkabının içinden, tabağın altından çıkıyordu.

    bu olay burda kesilip güzel ve ilginç bir anı olarak benim belleğimde yer edebilirdi. hatta büyüyünce " vardı bir numarası ama çözemedik " gibi yorumlar yapabilirdim. ama o anki çocuk merakım olayın bu yönde seyretmesini engelledi. piknikte bulunan her kadın kağıda bir şey yazmış ve bir şekilde yok etmiş; bu gencimiz de her defasında kağıdı bir yerlerden çıkarmayı başarmıştı. sıra benim anneme geldi. aradan 16-17 sene geçmesine rağmen hala hatırlarım. annem kağıda o an aklına gelen ilk kelimeyi yazdı: kilim... ve kağıdı da biraz uzağa gömdü. bu andan sonra bu olayı benim için unutulmaz yapacak olaylar zinciri başladı. annemin kağıdı gömdüğü yeri kimseye farkettirmeden bir dal parçasıyla işaretledim. o çocuk yine her zamanki gibi yerinden doğruldu, geldi ve kağıdı alakasız bir yerden çıkardı. ben de bu gösteri bittikten sonra yine kimseye çaktırmadan işaret koyduğum yeri kazdım ve top haline getirilmiş kağıdı buldum. elimde de alakasız bir yerden çıkan diğer kağıt vardı. topraktan çıkardığım kağıdı açtığımdaki ruh halimi hala unutumam: büyük bir korku... çünkü az önce bizzat gördüğüm ve annemin yazdığı kağıt bomboş önümde duruyordu. hemen diğer kağıtla eşleştirdim ve o düzensiz rastgele koparılan kağıt parçası diğer parçayla bire bir uyuşuyordu.

    bu olay beni öyle etkilemişti ki 2 hafta tek başıma uyuyamamıştım. hiç bir doğaüstü varlığa inanmayan ben, bu olaya yıllardır hiç bir açıklama getiremedim.
    8 ...
  25. 64.
  26. not: kuzen1: k1, kuzen2:k2

    bu ramazan bayramında memlekete gittim. kuzenlerde oradaydı,can sıkıntısından mezarlığa gittik(gündüz,gece değil). mezarlık biz gelmeden bir kaç hafta önce yanmış,bakalım ne var ne yok diye girdik. k1 telefonundan kamerayı açtı,biz de dua edeceğimiz yerde espriler yapmaya başladık,k1 ayağını çukura atıp "bir ayağım çukuırda" dedi,ben tepye doğru çıkıp "burası yanmış,çıkılmıyor." dedim,biraz (tamam lan 1-2 saat) makara yaptıktan sonra tam dışarı çıkacakken k1'in telefonu pat diye kapandı. bir türlü açılmadı,eve gittik şarja taktık çalışmadı,batarya değiştirdik,hafıza kartını çıkardık yine çalışmadı,hafıza kartını k2'nin laptopa taktık o da bozulmuş. o günden sonra da mezarlıkla dalga geçmedik...değil bu sefer gece gittik bir şey olmadı,ertesi gece tekrar gittik yine bir şey yok. 3.gün gece gittik,mezarlık kapısının ağzında kocaman siyah bir köpek vardı,hepimiz hafiften tırstık ama pek bir şey olmadı. ben de başıma böyle bir olay gelince dinli imanlı biri olurum zannediyordum,hiç de öyle değilmiş meğersem.

    not 2: bu hikayedeki kişi,kurum ve kuruluşlar tamamen gerçektir.
    1 ...
  27. 65.
  28. bi' günde iki kilo vermemdir. üç harfliler kilolarımı geri verin. emek sonuçta.
    1 ...
  29. 66.
  30. her zaman ilk etapta psikolojik olabilme ihtimalini düşündüğüm ama bazen gerçekten ilahi bir gücün müdahalesi olabileceğine inandığım olaylardır. şimdiki anlatacağım olayda olduğu gibi...

    benden on beş yaş küçük bir kız kardeşim var ve doğum gününde bir ameliyat geçirecekti, bademciği alınacaktı. bizim ailede bademcik hamamböceği gibidir, hiç rahat bırakmaz ama ölümcül de değildir. velhasıl kardeşimin 6. doğum gününün sabahına doktor ameliyat günü verdi. ameliyata on on beş gün kala da annem kardeşimin varlığı için şükrederken "verdik ama sadece 5 yaşına kadar" diye bir ses duymuş dediğine göre. öyle bir durum ki kardeşim 5 yaşını bitiriyor o gün sabahleyin (kardeşim o günün sabahı 9.30 gibi doğmuştu) ve bu ses duyuluyor annem tarafından. yani tam anlamıyla ameliyat gününü saatini işaret eden bir ses...tabi bademcik ameliyatı da olsa sonuçta her ameliyatta bir risk vardır ve doğa olarak hemen ameliyat iptal ediliyor.

    her zaman bu tip olayların psikolojik olduğunu düşünürüm, sonuçta durduk yere duymuyor o sesi kadın kafasına takıyor acaba ameliyatta bi sıkıntı yaşar mıyız diye düşünüyor dolayısıyla böyle bir ses duyması psikolojik olabilir ama olmaya dabilir. sonuçta şans eseri yaşıyoruz dünyada kim bilebilir belki yarın kafamıza bir mermer parçası düşecek ve oracıkta öleceğiz. çok kurcalamamak lazım.
    3 ...
  31. 67.
  32. tam emin olmasam da doğaüstü statüsüne girer herhalde.
    geçtiğimiz ramazan bayramında ankara'nın çubuk ilçesinin oymide köyüne rahmetli dostumuz aykut delimehmetoğlu'nun halini hatrını sormaya gittik.
    daha defnedileli aşağı yukarı 2 ay geçtiği için mezar yapılmamıştı. sadece toprak yığını vardı.
    kabri suladık fatiha okuduk falan. 2 arkadaşım ve ben çöktük mezarın başına. bakıyoruz öylece.
    öyle bakakalmışken iimden birkaç kez "ulan allah'ın delisi, görüyorsan/duyuyorsan beni imare ver" dedim.
    biraz sonra gurul gurul bir ses geldi. çok irkilmeden diğer arkadaşlara baktım, tepki vermediler. kendi kendime duydum sandım.
    kabirden ayrıldık. ilçeye kadar gittik. arkadaşlardan birisi "sesi duydunuz mu lan" dedi. tüyler tiken tiken oluverdi güneşin altında.
    bu olay; allah celle celaluhu'un hikmetlerinin toplu iğne ucu kadar olanı dahi değildir.
    8 ...
  33. 68.
  34. Dogaustu diye ben buna derim iste. Lise yillarimda birgun eve cok yorgun geldim uzerimi degistirdigim gibi kendimi yataga attim. Niyetim birkac saat uyuyup kendime gelmekti. Yataga girdikten 15 dakika sonra tam uyuyorum derken birden uzerimde ozellikle gogus bolgemde inanilmaz bir agirlik hissettim biri uzerime oturmustu resmen nefes almakta zorlaniyordum. Vucudum kaskati kesilmisti sadece gozlerimi oynatabiliyordum. Yan odada ki anneme seslenmeye calistim ama sesimi cikartamiyordum. Birden islerin daha da kotulestigini farkettim yatagin yaninda ki duvara baktigimda duvarda ki posterlerin asagi dogru indiklerini gordum. O korkuyla besmele cekmeye calistim ancak sesim yine cikmadi goz ucuyla yatagin ayak ucuna baktigimda aslinda posterlerin asagi inmedigini benim yukseldigimi anladim. Ne yapacagimi bilmez halde cirpinmaya calisiyordum ama parmagimi bile kimildatamiyordum. Yataktan yarim metre yukseldikten sonra aklima icimden besmele cekmeyi denemek geldi. Zor da olsa icimden soyledim ayni anda sertce yataga dustum. O dusme sesine annem geldi. Durumu anlattim hemen yataga bakti. Ben okuldan gelmeden once kardesim kendine ekmek arasi birseyler hazirlamis ve benim yatagimin uzerinde yemis ayni anda tv izleyerek. Yataga ekmek kirintilari dokmus ben de dikkat etmeden yattigim icin basima bunlar gelmis. Carpilmadigima sukrediyorum.
    3 ...
  35. 69.
  36. Bir gün bidonun içine girmiş uçuyordum. Sonra annem geldi "hadi okula" dedi...
    0 ...
  37. 70.
  38. Kardeşimle sucuk yerken bir tane sucuk kalmıştı bende önce davranıp kaptım hemen. Sonra kardeşim elindeki çatalı bana attı ve çatal gözüme saplanıp cıktı sonra hastaneye gittik. Doktorun dediğine göre tam kör olacakmışım ki çatal cıkarken açtığı deliği kapatmış. Ben bunun halen bi mucize olduğunu düşünüyorum.
    3 ...
  39. 71.
  40. iki tane arkadaşım var. el ele tutuşuyoruz ve ben "se" diyorum, diğeri "le" diyor, diğeri ise "na" diyor. sonra yanımızda sarışın bir kız beliriyor. çok enteresan..
    1 ...
  41. 72.
  42. öğrenci evindeyken kahvaltıya neden çağırılmadığımı sorarım ve olaylar gelişir. meğer beni uyandırmak için arkadaş gelmiş fakat yatağımda yokmuşum. tuvaletin ışığı yanıkmış orda sanmışlar. halbuki ben de uyurgezerlik ne gezer abisi, deliksiz uyudum, uyanır uyanmaz da onlara hesap sormaya gittim zaten. ha günler geçti, okul bitti ama hala ben yataktan çıkmadığımı iddia ederim onlar yatağımda olmadığımı. artık diğer tarafta vtr lerde görücez bakalım işin aslını.
    2 ...
  43. 73.
  44. tuvaletteyim bi yandan mıçıyorum, elimde laptop entry giriyorum işte espriler şakalar havada uçuşuyor. bi anda elektrikler gitti, evde de tek başımayım. bi anda zifiri karanlık oldu içerisi, bir de tuvalet olunca ürküyor insan. sonuç;
    bir adet ekranı kırık laptop. hep beni mi bulur amk böyle şeyler.
    1 ...
  45. 74.
  46. çocukluğumdan beri elektronik aletlerimin hepsinin elimde durdukları süreye oranla aynı yöntemle bozulması. örneğin telefonlarımın hepsi, iki mp3, bir küçük televizyon bu şekilde bozuldu. hepsi elimde durduktan bir, bir buçuk sene sonra iki aya yayılan bir şekilde arası git gide kısalarak kendi kendine kapanmaya başladı en son da hiç açıklamasına kapandılar. hiçbir tamirci çare bulamadı, nedenini anlayamadı. çok efkarlıyım şu anda da bilgisayarım kendi kendine kapandı. daha alalı bir sene bile olmadı yazıktır. bu sadece benim eşyalarıma da değil mesela babamın telefonunu elime alırım ertesi gün ekranı gider, arkadaşlarımın bilgisayarlarına dokunurum soluğu tamirde alırlar. sanırım vücudumdaki bir şeyler elektronik aletlere zarar veriyor. sihir gibi büyü gibi bir şey..yok hayır lanet bu lanet. lanetlendim evet. ya da ben dev bir virüsüm.
    1 ...
  47. 75.
  48. ne zaman durakta sigara yaksam sigara bitince bineceğim otobüs veya minibüs gelir.. şaşmaz! öyle de mükemmel bir kişiliğim öyle de temiz bir kalbim var..
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük