babalarının doğu görevlerinde ne zorluklar yaşadığını, kendilerini "badem bıyıklı" olarak takdim eden, said nursi'yi "bediüzzaman üstad" diyerek yâd eden şahısların, cumhuriyetin kuruluşundan beri askerleri bir kaşık suda boğmak istediğini * bilen, provokasyona gelmeyecek olan, bilinçli yazarlardır.
büyük bir çoğunluğunun babası anadolu insanı'dır. keten pantolon-lacoste giyen, her hafta sonu tenis oynayan, kıçını erlere sildiren, kısacası "vakit gazetesi tarzı subay" değildir bir çoğunun babası.
Bir çok subay ve astsubayımızın yanı sıra aileleri de görev yaptıkları yerlerde çeşitli zorluklarla karşılaşmış, okulda, lojmanda silahlı, roketli, bombalı saldırılarda yaşamını yitiren asker aileleri olmuştur. Hepsini şükran, minnet ve saygı ile anıyoruz.
benim efendim o subay çocuğu yazar ne olmuş yani orduevinde kalıyosam götüne giren çıkan mı var ayrıca öğretmen evleri polis lojmanları bunların hepsi aynı statüdedir ayrıca kantinleri felanda ucuzdur çünkü kar amacı gütmez yani toptancıdan kaça aldıysa aynı fiyata satar tıpkı öğretmen evlerinde polis lojmanlarında olduğu gibi. hadi şimdi dağılın.
edit: zaman zaman o evlere roketatar atılıyor onu niye söylemiyorusunuz daha birkaç ay önce orduevinde bir subay eşi hayatını kaybetti.