ofis, şirket gibi ortamlarda sözlüğe girmiş yazarken, sağdan soldan yaklaşan müdür,genel müdür, patron gibi gereksiz insanlar sebebiyle, sözlük penceresi aşağıya indirildiğinde, explorer simgesi, excel ya da word simgesi gibi görünsün. yan tarafında da uludağ sözlük değil, "aylık çalışma planı" gibi bişeyler yazsın.
hayat bayram olsun.
pierre woodman abim olsun, silvia saint de manitam ayrıca bakkalda sifon olsun litre hesabı açık bira satılsın gidip bidonla alalım.. fıstıklar da bedava olsun..
asuman krause metal görünümlü korse takmasın. hayır ilk bir iki seferde güzel , hoş falan dedim de her programa da belinde metal konstrüksiyonla çıkılmaz ki.
köşebaşındaki bakkal recep, bakkalını saat 9 da kapatıp tavuk gibi saat 10 da uyumasın. uyuyacaksa da kapının önüne sigara bıraksın. kırılıyorum lan burda. nikotin krizlerindeyim. olm 9 lan, akşam 9 da dükkan kapatıyor mnakoduğum sempatik öküzü.
misafir odasındaki gardrop'da paralel evrenlere açılan bir kapı olsun, kapıdan geçtiğimde 1976 yılının türkbükü'ne gideyim, oradan bitez'e kadar yürüyeyim. bir ekim akşamüstüsü güneş batmaktayken yorgun düşmüş olayım. orada bulduğum bir hamağa uzanayım, ben uyumak üzereyken, hala saçları olan mazhar alanson, hala saçları olan özkan uğur ve yine saçları olmayan fuat güner bana bodrum bodrum'u çalsın.
hayatımda ki bir çok kişi henüz doğmamış, bana ulaşabilecekleri bir telefon numaram yok, bitez hala sadece bir köy ve her şey çok uzak. uyku işte. sözlükle ilgisiz bütün istediğim budur. biraz uyku.
uykum gelsin istiyorum ve ben uyurken sürekli başımda bekleyebilecek biri olsun istiyorum. ama o uyumasın, yemek yemesin, gezmesin, sinirlenmesin, kızmasın, küsmesin istiyorum bir de. yanımda gezsin öyle. robot da olur ama güçlü olsun. önce insan olsun insan.